Hükümet, Şırnak Havaalanına verilecek en doğru adlardan birini bulmuştur: Şerafettin Elçi
Sayın Bahçeli dün öğleyin basın toplantısı yaptı ve yazılı bir metin okudu. Toplantıyı haber televizyonları canlı yayımda verdiler, bütününe yakınını dinledim; MHP sayfasında yayımlanan metnini de okudum.
Genel Başkan, alıştığımız sertlik derecesini yükseltmişti, meslektaşlarını zarâfetten uzaklaşarak tanımlamaktan çekinmiyordu; daha ilerdekilere yer bıraksaydı keşke.
Bir parti lideri, iktidar partisi veya diğer parti liderlerini anlatmak için kullandığı deyimleri ve sıfatları, kendisi için söylendiğinde rahatsız olmayacakları arasından seçmelidir. Örneğin, dünkü konuşma sırasında duyduğumuz şu örnekleri Sayın Bahçeli duymak istemez sanırım: Aşağılık yaftasını çoktan hak etmiş, hayasız, densizlik, dürüstlüğü kalmamış, gafil hükümet, inkârcı, patolojik vaka, ihanet yolcusu, vicdansız! Ne kadar öfkelenmiş değil mi?
Siyasal hayatta karşılaşılabilen bu örnekler değildir asıl konum; Bahçeli’nin 48 madde, Şerafettin Elçi ve ülkemizin zifiri karanlığı hakkında söyledikleri üzerinde durmak istiyorum:
1- 48 Madde konusu: Sayın Bahçeli hangi siyasal gerekçeyle, “48 maddenin Meclis Genel Kurul’a getirilmesi çok erken, çok zamansız ve çok da gereksizdir” demiş olabileceğini anlayamadım.
Bir gün önce gazetelerde Parti Grup Başkanvekilinin MHP’nin onayladığını açıklayan sözleri yayımlanmıştı: “MHP’nin şartı şurtu yok, hodri meydan. Bu teklif Sayın Devlet Bahçeli’ye ait” diyordu deneyimli, ağır başlı Sayın Şandır.
Bir günde partinin tavrındaki bu değişikliğin nedenini aramamıza gerek yoktur; Türkiye’deki bütün siyasal partilerin yapısı bu tuhaflıklara, gidip gelmelerle doludur. Çelişki habercilerin yanlış not almalarına bağlanır; bir iki gün içinde siyasal hayatımızda daha anlaşılmaz çelişkiler ortaya çıkar, son olay unutulur gider.
Konuşmasının başlarında, uzlaşılan maddeleri “yabana atılmayacak kadar önemli” bulan Bahçeli, 48 maddeyi şimdi ele almayı “Komisyonu tökezletecek bir eğilimin içinde olmak” olarak tanımlamıştır. O’na göre Komisyon, “sonuna kadar çalışarak mutabakat sağlanan maddeleri çoğaltmalıdır.”
“Uzlaşılan maddelerin” kanunlaşma yoluna girmesinin Komisyonu nasıl tökezleteceğini, yerine niçin teşvik etmeyeceğini anlayamıyorum. Sayın bahçeli Komisyonun tökezlemesinden korkuyor ama, anayasanın bütünüyle yeni Meclise bırakılmasını öneriyor! Sanki bugünkü Uzlaşma Komisyonu kararları, yeni meclisi bağlar da, çalışmalar devam eder! Böyle bir Meclis nasıl kurulacak acaba?
Oysa, 48 maddenin Anayasaya girmesi, Komisyonun çalışmalarına anlam kazandıracak; anayasanın 2015 sonrasına bırakılması ise, 24’üncü dönem parti yöneticilerinin iflasının ilanı olacaktır.
2- Sayın Bahçeli soruyor; “Bölücülükten sabıka yemiş, milletimizin hiçbir değerine riayet etmemiş” “hıyanetten dolayı milli ruhlarda hüküm giymiş bir siyasetçinin ismini” “hangi akla hizmet Şırnak’taki havalimanına vermektedir?”.
Önce hataları düzeltelim: Rahmetli Şerafettin Elçi, bölücülükten hüküm yememiştir; hakkında bölücülükten soruşturma açılması da idaremizin ve yargımızın ayıbıdır.
Tanıştığım bakanlık döneminden, vefatından 2 ay kadar öncesindeki son konuşmamıza kadar, Sayın Elçi’nin, Milletimizin değerlerine saygı göstermediğine tanık olmadım. Bence, Şırnak Havaalanına verilecek en doğru adlardan birini bulmuş hükümet. Bu derece haşin üslubu nedeniyle, korkarım Sayın Bahçeli’nin okuyucularını ve dinleyicilerini baştan ret tarafına itmiştir.
3- “Türkiye zifiri bir karanlığın içindedir”: Devletler için kolay kullanılmaması gereken bir sıfattır “Karanlık”. Zorluk, tıkanık, kötü ve benzer olabilir ama “karanlık” değildir ülkemiz. Ülkemiz ve halkımızdan bahsederken kelimelerimizi daha dikkatli seçmeliyiz! Yiğit Bulut’un Başbakanlık Baş müşaviri olması bile bu sıfatın kullanılmasını haklı kılmaz! Yiğit Bey’den öğrenecekleri olduğunu düşünen bir başbakanımız olduğunu gösterse de, ülkemize “karanlık” denemez.
Biraz da şaka ile, Sayın Bahçeli’ye soralım; Madem Türkiye bu kadar zifiri karanlık da bu kadar insan arasında Elçiyi nasıl seçebiliyorsunuz?
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.