İntikam mı alınıyor?
Alınmasa daha mı iyi olur?
Örneğin, Em. Org. Çevik Bir tam mahkemede ifade vermek üzereyken bir hükümet sözcüsü koşarak salona girse ve şöyle bir konuşma yapsa:
“Evet, Sayın Orgeneral darbe yapmış olabilir; hiçbir meşru kaynaktan değil, sadece elindeki silahtan güç alarak halkın siyasî tercihini yok saymış olabilir; hiç kimsenin seçmediği bir adam olarak, halkın seçtiği hükümeti devirmiş olabilir; halkın parasıyla satın alınan tankları halka karşı sokaklara çıkarmış olabilir. Doğru. Ama aslında iyi bir insandır. Zeki, çevik ve ahlaklıdır. Böyle vatansever bir subayı yargılamaya ne gerek var? Zaten şanlı ordumuzda orgeneral sıkıntısı yaşıyoruz. Durup dururken intikam almayalım şimdi.”
Aynı hükümet sözcüsü mahkeme mahkeme gezse, Kenan Evren’in, Çetin Doğan’ın, Veli Küçük’ün, tüm JİTEM’cilerin davalarına müdahil olsa, beraat etmelerini rica etse, hükümet adına özür dilese, “İntikam almayı düşünüyorduk, ama çok pişmanız, şimdi anladık ki darbecileri yargılamak yanlıştır” dese.
Sonra Tayyip Erdoğan Meclis’in özel bir oturumunda kalksa ve hatasını itiraf etse: “Biz ‘sivil dikta’ kurmak istiyorduk. Demokrasi kavramını tamamen yanlış anlamışız. Seçilmiş sivil hükümetlerin ülkeyi yönetmesi anlamına geldiğini sanmışız. Gözümüzü intikam hırsı bürümüş. Hatamızı anladık. Yarından tezi yok, sivil diktayı dağıtacağız, onun yerine demokratik bir askerî dikta kurmaları için iktidarı Sayın Evren’le Sayın Bir’e bırakacağız. Allah bizi bir daha bu yanlış yollara saptırmasın.”
Sivil diktatörlüğün İslamî Ortaçağ karanlığından çıkıp askerî diktatörlüğün demokratik aydınlığına döndükten sonra, ülkemiz düze çıkacaktır.
İlhan Selçuk “solculuğunu”, Kemalizm’i, İslam düşmanlığını “sosyalizm” zannedenler, İslam’a karşı darbeci generalleri savunup desteklemenin “ilericilik” olduğunu zannedenler rahatlayacaktır.
Örneğin, Türkiye “Komünist” Partisi’nin internet sitesinde aşağıdaki cümleleri yazan Merdan Yanardağ ve onun bu yazısını bir sendika konfederasyonunun sitesine koyan “sendikacı” çok rahatlayacaktır:
“28 Şubat döneminde görev yapan emekli askerlerin gözaltına alınmasıyla sonuçlanan operasyon, yeni rejimin bütün kurumlarıyla kendisini tahkim etme hamlesidir.
Bu operasyon, zaten yarım kalarak başarısızlıkla sonuçlanan bir süreci (28 Şubat’ı) tam anlamıyla bitiren rövanşist bir siyasal eylemdir. Siyasal İslamcı hareket intikam almaktadır. Cumhuriyetin başlangıç ilkelerine dönüş girişimini ‘ibret-i âlem’ için ezmektedir.”
Peki, Evren, Küçük, Bir ve diğer generallerin tutuklanması “yeni rejimin kendisini tahkim etme hamlesidir”, tamam. “Siyasal İslamcı hareket intikam almaktadır”, tamam. “İbret-i âlem için ezmektedir”, o da tamam.
Yani? Ne demek istiyorsun?
Binlerce insanı işkenceden geçiren, asan, öldüren Kenan Evren deniz kenarında resim yapmaya devam etse daha mı iyi olur?
Binlerce “faili meçhul” cinayetin sorumlusu Veli Küçük bu cinayetleri işlemeye devam ediyor olsa daha mı iyi olur?
Açık açık söyle yahu. Niye utanıyorsun? Biz zaten anlıyoruz ne demek istediğini.
Bakın, küçük bir hikâye anlatayım size. Cumhuriyet’te gördüm.
Bakırköy Belediyesi Basın-Yayın Müdürü Ruhsan Tezkan’ın organizasyonuyla, Bakırköylü çocuklar 23 Nisan günü Anıtkabir’e giderek “Kemal Atatürk’e duygularını ve düşüncelerini içeren mektuplarını verdiler”.
Yanlış okumadınız. Belediye’nin gazeteye verdiği ilanda böyle yazıyor. Tam 74 yıl önce vefat etmiş bir kişiye “mektuplarını verdiler”!
Mektuplardan birinde, “Bu, sana kavuşmak arzusuyla yanan bir evladının ilk mektubu” yazıyor. On küsur yaşında bir çocuk, ölmüş bir insana kavuşmak arzusuyla yanıyor!
Bunlar psikiyatrik vakalar, ama en azından habis değil, sadece acıklı.
Çocuklardan bir diğerinin mektubu ise şöyle:
“Seni görmeyi, sesini duymayı çok isterdim. Eğer sen bu vatanı kurtarmasaydın, şu anda adlarımız Yorgo, Aleks, Katherine olabilirdi.”
Bu memlekette, bu çocuklara bunları öğretenler olduğu sürece, Merdan Yanardağ ve Bakırköy Belediyesi Basın-Yayın Müdürü Ruhsan Tezkan gibileri olduğu sürece, bazı sendikacılar Merdan Yanardağ’ın yazılarını alıp kendi sitelerine koyduğu sürece, generalleri alkışlamak için sabırsızlananlar olduğu sürece...
Ne askerî vesayet biter, ne de darbeler.
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.