PKK/TAK tarafından gerçekleştirilen ve onlarca Ankaralının hayatına mal olan vahşet bir zamandır memleketçe eşiğinde durduğumuz cinnet haline geçişimizi kolaylaştıracağa benziyor. Ankara katliamıyla birlikte, hem siyasetin temel aktörleri hem de kamuoyunun büyük kısmı “PKK, Kürd meselesi halledilsin de, nasıl halledilirse halledilsin” fikrine şimdi her zamankinden daha yakın görünüyor. Cinnetin eşiğinden geçmeyi kolaylaştıracak gibi görünen bu fikirden, bu ruh halinden geri dönmek mümkün mü, yazmanın konuşmanın bu işlere bir faydası olur mu, emin değilim, lakin başka çaremiz de var görünmüyor.
Pek zamanı gibi görünmeyebilir ama büyük sorumuz üzerine “Kürd meselesi, PKK işi nasıl halledilebilir” üzerine düşünmeye devam etmek zorundayız. Hem de her zamankinden daha çok. Normatif bir cevap gerektiren “bu iş nasıl halledilmeli” sorusunu geri plana atıp, meselenin tarihini, sosyolojisinive içine yerleştiği bölgesel bağlamı ve aktörlerin neyi yapıp neyi yapamayacaklarını hesaba katarak “bu iş nasıl halledilebilir” sorusunu esas aldığımızda benim gördüğüm üç mümkün cevap, üç muhtemel yol var. Her biri çok maliyetli olabilecek, her biri çok şeyi göze almayı gerektiren üç yol.
İlk yol şimdi içinde olunan yolu derinleştirmek. Kürd meselesini, PKK işini ‘asayiş/terör’ meselesine eşitleyip, yapılmakta olanı daha etkili bir biçimde yapmaya çalışmak; Sur’da Cizre’de yapılanı, Yüksekova’da, Nusaybin’de yaparak devam etmek. Nitekim, Sur’da ve Cizre’de alınan sonuç bu yolda devam etmeyi teşvik edecek görünüyor, en azından bir süre daha. Şehirlerin PKK’den arındırılması işi genel bir Kürd isyanına yol vermeden becerilmiş göründüğünden, bu yolda devam edip sonuç alınabilir, PKK’nin son kalkışması bastırılabilir görünüyor. Lakin, şu an için çalışabilir gibi görünen bu yolun riskleri de, maliyeti de büyük olabilir, bu da ortada. Şehirlerin arındırılması işi genel bir Kürd isyanına yol açmamış olmakla birlikte, Kürdlerin genel bir onayıyla yapılmış da değil, bu belli. Kamuoyu yoklamaları HDP’nin siyasi desteğinin, gelen haberler de Kürd gençlerinin PKK ya da YPS’ye katılımının devam ettiğine işaret ediyor. Bu hal, çalışabilir gibi görünen bu birinci yolun büyük riskinin ne olduğunu gösteriyor: Bastırılanın geri dönüşü. Kürd meselesinin Kürd isyanlarının bastırılmasına, PKK’nin de geride kalan otuz senede aldığı birkaç büyük yenilgiye rağmen geri döndüğünü hesaba katacak olursak, bugün çalışabilir gibi görünen bu ilk yolun büyük riskinin ne olduğunu anlarız: Kürd meselesinin eskisinden daha zorlayacak bir biçimde geri dönüşü.
İkinci muhtemel yol da kısa bir süre de olsa denenen ama sonuç alınmadan bitirilen yol, müzakere yolu. PKK’nin Türkiye ayağının silahsızlandırılmasını mümkün kılacak kadar bir reformun ne olacağının saptanmasına dayalı bu yol, geride kalan bir kaç yılda denendi malum, lakin akim kaldı. Türkiye’yi içine yuvarlanması muhtemel bir cinnet halinden geride tutabilecek olması hasebiyle çekici görünen bu yolun da maliyeti yok değil: Kürd meselesini, silahsızlanma işini, PKK çizgisini konsolide ederek halletmiş olmak.
İkinci yolun ürettiği bu riskten kaçınmak istendiğinde girilebilecek bir üçüncü yol var: Kürd meselesi dairesinde hareket eden ve PKK’ye müzahir Kürdlerce taşınan talepleri PKK’yle müzakere etmeden karşılamak. Diğer bir deyişle, Kürdçe eğitim, yerel demokrasi ve PKK’ye siyaset yolunu PKK ya da HDP’yle müzakere etmeden açmak. Gerek Türkiye siyasetinde bu türden ‘büyük reformlar’ gerektiren bir kararı alabilmenin neredeyse imkansız oluşu gerekse de bu türden büyük reformlar yapıldığında bile PKK’nin silahsızlanmasının garanti edilemeyecek oluşu ise bu üçüncü yolun ilk akla gelen riskleri.
Kürd meselesinin, PKK işinin halledilmesinde peşine düşülebilecek ana patikalar bunlar. Normatif olarak bu iş nasıl halledilmeli sorusunun cazibesinden sıyrılıp bakıldığında, herkes için en az maliyetli yol elbette ikinci yol, müzakere yolu olacağa benziyor. Bu ikinci yolun muhtemel maliyetlerini de müzakere ederek müzakerelere dönmek belli ki en aklı selim yol. Pek ihtimal dahilinde görünmese de... (basnews)
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.