Yanda gördüğünüz fotoğraftaki pankartta “Türk’ün dili resmî olsun” yazıyor. İran’daki Azerilerin protesto yürüyüşünden bir kare. Onlar da bazı Kürtler gibi anadillerinin resmî dil ve dolayısıyla eğitim dili olmasını istiyorlar. Bu fotoğrafı özellikle göstermek istedim zira anadilinin resmî dil olmasını isteyenleri, anadilinde eğitim yapmak isteyenleri bir çırpıda şeytanlaştırıyoruz. Ancak işe bakın ki soydaşlarım da benzer talepleri diğer ülkelerde dile getiriyorlar, çünkü Türkçeden kopmak istemiyorlar, aynı Kürtlerin Kürtçeden kopmak istemedikleri gibi...
“Kürt Eğitim ve Dil Hareketi”nin anadilde eğitim talebiyle okulları boykot çağrısını duymuşsunuzdur. Şahsen haklı talebi için başkasının canına kıymayı hak olarak görmeyen her tür sivil itaatsizlik eylemini destekliyorum. Okulları boykotla beraber ortaya atılan “çocukların kötüye kullanımı” argümanını da yersiz buluyorum. Örneğin kız kardeşimi ve sonradan ona katılacak bazı arkadaşlarını lisedeyken Milli Güvenlik dersini boykot etmeye ben teşvik etmiştim. Bunu yaparken onları “kötü emellerime alet ettiğimi” sanmıyorum. Buna benzer şekilde, ebeveynler de başkalarına ters gelen pek çok şeyi çocuklarının iyiliği için yaptığını söyler. Üstelik anadilde eğitim görmemenin çocuk psikolojisine zararlarının kanıtlanmış olduğunu da gözönüne alırsak, bu eyleme destek veren aileleri zan altında bırakmanın haksızlık olduğunu düşünüyorum. Bu vesileyle Çocuk Hakları Sözleşmesi’ne dayanarak boykotçu ailelere gözdağı veren Milli Eğitim Bakanımız Nimet Çubukçu’ya, aynı sözleşmedeki çocukların anadillerini öğrenme hakkına dair olan maddeyi hatırlatmak isterim. Devletimizin o maddeye şerh koyması, maddenin var olmadığı anlamına gelmez.
Okul boykotu eyleminin değerlendirmesine gelirsek; bir sivil itaatsizlik eylemi olarak oldukça iyi bir kamuoyu görünürlüğü sağladığını söyleyerek başlamak gerek. Ancak bu görünürlüğün anadilde eğitim talebini kamuoyu nezdinde olduğundan daha itici kıldığı da bir gerçek. Ayrıca Kürtlerin yoğun olarak yaşadığı şehirlerde okul boykotunun beklendiği kadar makes bulmadığını da eklemek lazım. Anadilde eğitim talebini destekleyen birisi olarak, bu talebe sahip çıkanlar mevzubahis eylemin halkta yarattığı ve yaratamadığı etki üzerine kafa yormalı bence. Çünkü toplumsal muhalefet, sadece haklı talepleri dillendirmek değildir. Aynı zamanda içinde yaşadığı toplumun kodlarını iyi okuyup dikkate alarak söylem/eylem üretmektir.
Örneğin anadilde eğitimden evvel anadil eğitiminin, yani seçmeli Kürtçe derslerin, talep olan yerlerde müfredata konulabilmesi doğrultusunda emek sarf etmek bana daha anlamlı geliyor. Bunun içinse Anayasa’nın 42. maddesinde gerekli değişikliği yapmak ya da sivil anayasa yapım sürecinde dillendirilebilecek bu talebin daha çok destek alması için farklı toplumsal muhalefet gruplarıyla işbirliğine geçmeye çalışılabilir. Aleviler zorunlu din dersinden, Sünniler başta olmak üzere çoğunluk Milli Güvenlik dersinden şikâyetçi. Sanırım toplumun büyük kesimleri de çocuklarının her sabah askerî düzendeki erler gibi dizilip, varlığını Türk varlığına armağan etmeye ant iç(tiril)mesinden mustarip. Eğitim sistemimizdeki bu militarist ve tek-tipçi yapıya muhalif olan seslerin biraraya getirilmesi sağlanabilir.
Aynı zamanda uzun vadede anadilde eğitime geçebilmek için yeterli altyapıyı oluşturacak Kürt dili ve edebiyatı bölümlerinin başta Kürtlerin yoğun olarak yaşadığı şehirlerdeki üniversitelerde kurulabilmesine uğraşmak da önceliklerden biri olmalı sanırım.
Son olarak, kanaatimce en önemlisi sivil muhalefetin kamuoyunun duyarlılıklarını gözönüne alarak söylem üretmesidir. Zira toplumsal muhalefetin ulaşacağı başarı biraz da önceliklerin iyi belirlenmesiyle alakalıdır. Bu anlamda anadilde eğitim gören herkesin Türkçeyi de zorunlu ders olarak göreceği ve Kürtlerin çoğunluğu tarafından sahiplenilmeyen resmî dil talebinin ön plana çıkarılmaması gibi noktalara özen gösterilmesi bölünme paranoyalarını bertaraf etmekte faydalı olabilir.
Bir Müslüman olarak, Rûm suresi 22. ayette dendiği gibi, her dilin Allah’ın ayetlerinden olduğuna inanıyorum. O yüzden anadilde eğitime giden yol uzun ve çetrefil olsa da her biri Allah’ın ayetlerinden olan anadillerimizin korunması için mücadele eden Türk veya Kürt herkese selâm olsun...
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.