Bundan kısa bir süre öncesine kadar Washington, Rusya’nın öncülüğünde, Esad rejiminin ve rejimin onayladığı muhaliflerin katıldığı ve Batı destekli Suriye muhalefetinin katılmayı reddettiği bir Suriye toplantısına şüpheyle bakardı.
Artık öyle değil...
Rusya’nın organize ettiği Suriye toplantısı Moskova’da başladı.
Suriye muhalefetinin önemli bir bölümü toplantıyı boykot ettiklerini duyurdu. Toplantıya katılan üç beş ‘muhalifin’ de Esad’ın onayından geçmiş ve rejime hizmet eden gruplar olduğu söyleniyor.
Toplantının Rusya’nın Esad rejimini meşrulaştırma çabası olduğu o kadar açık ki Birleşmiş Milletler’in Suriye özel temsilcisi Stefan de Mistura dahi katılmayacağını açıkladı.
Amerika ise kendi desteklediği Suriye muhalefetine toplantıya katılması yönünde baskı yaparak bir anlamda Rusya’nın Esad’ın elini güçlendirme çabasına destek vermiş oldu. Kerry artık ne rejim değişikliğinden ne de Esad’ın gitmesi gerektiğinden bahsediyor.
Peki ne değişti?
Kısa bir süre öncesine kadar ‘Suriye’de Esadlı bir çözüm mümkün değil’ diyen Washington şimdi çözümün Esad’da olduğuna mı inanıyor?
Evet ama burda bir parantez açmak gerekiyor çünkü Obama’nın Suriye politikasındaki değişim sanıldığı gibi yüz seksen derecelik bir değişim değil.
Aslında Washington ‘Esad gitmeli’ derken bile Suriye’deki çatışmanın hemen sona ermesinden yana değildi.
İç savaşın ikinci yılından itibaren, radikal İslamcı gruplar Suriye muhalefeti içinde güçlenmeye başlayınca, Obama yönetimi için Suriye bir ikileme dönüştü.
Washington bir yandan Suriye’de istikrarsızlığın kaynağı olduğunu düşündüğü Esad rejiminin devrilmesini istiyor diğer yandan rejim hemen devrilirse iktidarı radikal İslamcıların ele geçirmesinden korkuyordu.
Ayrıca Suriye’deki çatışmanın Washington için hoş bir kaç güzel yan etkisi de vardı.
İran, Hamas ve Hizbullah gibi Amerikan karşıtı güçler Suriye kriziyle güç kaybediyordu, dünyanın dikkati İsrail-Filistin meselesinden Suriye’ye kayıyor, Rusya gibi Amerika’nın bölgedeki rakipleri Suriye’deki çatışmanın içine her geçen gün daha fazla gömülüyordu.
2003 Irak’ın işgaliyle İran, Afganistan’dan Akdeniz’e uzanan bir bölgede etkinliğini artırmış, ‘Amerikan hegemonyasına karşı direniş cephesi’nin başını çekerek etki alanını genişletmişti.
Fakat Suriye meselesinde Esad rejiminin yanında yer alması İran’ın meşruiyetine ve bununla birlikte bölgedeki yumuşak gücüne darbe vuruyordu.
2006’dan bu yana yakın ittifak içinde olduğu Hamas’ın siyasi kolu dahi Tahran’ın Suriye’de izlediği politika nedeniyle İran cephesiyle arasına mesafe koydu. Esad’ın muhaliflere karşı rejim saflarında savaşmasını istediği Hamas lideri Halid Meşal bu talebi reddedip, merkezini Şam’dan Katar’a taşıdı. ?
Hamas’ın bu kararı İran’ı olduğu kadar Hamas’ı da zayıflattı. İran’ın bu karar üzerine Hamas’a verdiği askeri ve finansal desteğin önemli bir bölümünü kesmesi Hamas’ın siyasi ve askeri kanatları arasında bölünmeye sebep oldu.
Suriye’deki çatışma Hizbullah’ı da zayıflatıyordu.
Hizbullah, kaynaklarının önemli bir bölümünü ve binlerce askerini Esad’a destek olmak için Suriye’ye kaydırdı, Suriye içindeki çatışmalarda yüzlerce militanını kaybetti. Ayrıca Hizbullah’ın Esad cephesinde yer alması Lübnan’da ve bölge genelinde imajını zedeledi.
Amerika’nın Irak’tan çekilmesinin ardından bölgede güç kazanma arayışına giren ve Washington’ın bölgedeki rakiplerinden olan Rusya da Suriye meselesinde izlediği politikayla bölgede mevzi kaybetmeye başlamıştı.
Ayrıca Suriye’de olanlar yüzünden tüm dünyanın dikkati İsrail-Filistin meselesinden Suriye’ye kaymıştı.
Tüm bu nedenlerle Obama yönetimi ‘Suriye’de Esadlı bir çözüm mümkün değil’ derken dahi Suriye’deki çatışmayı sona erdirme konusunda acele etmedi.
Washington’ın gözünde Suriye’de Amerikan çıkarlarına en çok hizmet eden senaryo çatışmanın en azından ılımlı muhalefet radikaller karşısında güçlenene kadar devam etmesiydi.
Fakat Amerika için dengeler 2014’te değişti.
IŞİD’in Musul’u ele geçirmesiyle başlayan süreç Washington’ın 11 Eylül sendromunu tetikledi.
Paris’teki saldırı, Amerika’nın anti-terör kampanyasındaki en önemli müttefiklerinden Yemen’de geçen hafta olanlar Washington’ın güvenlik kaygılarını ve radikal İslamcılık korkusunu tavan yaptırdı.
Bu korkuyla beraber Suriye içindeki bazı dinamikler Washington için 2013’e kadar olduğundan daha karanlık bir Suriye tablosu ortaya çıkardı. Artık Obama yönetiminin Suriye’ye baktığında gördüğü resim şu:
Washington’ın ümit ettiği gibi ılımlı muhaliflerin radikaller karşısında güç kazanarak Suriye muhalefetindeki dominant unsurlar olması mümkün değil. Tam aksine radikaller güçlenmeye devam edecek.
Esad rejimi yakın zamanda da gidecek gibi görünmüyor. Rejimin, Ulusal Savunma Gücü (National Defense Unit) adı altında kurduğu milis güç muhaliflere karşı çok etkili ve başarılı saldırılar yürütüyor.
Çatışmanın ilk yıllarında olduğu gibi Sünni yüksek rütbeli askerler Esad’a bağlı Suriye ordusundan kaçıp muhaliflere katılmıyor. Bazı Sünniler dahil radikal, cihadi gruplardan korkan pek çok insan rejimi destekliyor.
Bu tabloda Esad artık temel istikrarsızlık unsuru değil. Tam aksine rejim, Batı nezdinde her geçen gün daha fazla Suriye’de istikrarın tek anahtarı haline gelmeye başlıyor.
Washington’ın yeni Suriye resmi bu.
Ve bu resme göre en olası ve Amerikan çıkarlarına en çok hizmet edecek senaryo Esad’ın muhalifler karşısında zafer kazanması.
Obama yönetimine göre rejim ve muhalifler arasında çatışmayı sona erdirecek bir anlaşma ihtimali çok düşük. Çatışmanın devam etmesi ya da muhaliflerin kazanması gibi diğer senaryolarda ise kazanan hep IŞİD ve diğer radikal gruplar olacak.
Amerikan yönetimine göre ancak Esad’ın zaferiyle IŞİD’e karşı etkili bir mücadele yürütülebilir. Bu tam da Esad’ın çatışma başladığından beri savunduğu şey.
Obama yönetimi bu dönüşümü bu netlikle dillendirmiyor olabilir ama Obama’nın danışmanlarının, yönetime yakın insanların basına kapalı toplantılarda satır aralarında söyledikleri, Washington’ın Suriye hesaplarının değiştiğini, Obama’nın Suriye’ye Esad’ın gözlükleriyle bakmaya başladığını gösteriyor.
- BIST 9338.58
- Altın 3938.678
- Dolar 38.0168
- Euro 42.7899
- İstanbul 3 °C
- Diyarbakır 1 °C
- Ankara 3 °C
- İzmir 9 °C
- Berlin 7 °C
- Nûbihar Dergisinden Kürt Dili Dosyası!
- Nûbihar dergisinin 164.sayısı çıktı!
- Gazeteci Evrim Kepenek'e kelepçeli gözaltı!
- Gazeteci Sinan Aygül'e saldıran korumalar tutuklandı
- 15 barodan gazeteci Sinan Aygül’e yönelik saldırıya kınama
- İbrahim Kalın MİT Başkanlığına atandı
- Çanakkale ve Balıkesir'de art arda deprem
- Buldan ve Sancar eş başkanlığı bırakacaklarını açıkladı
- Başak Demirtaş: Selahattin adaylığını üç kez iletti
- Şenyaşar ailesi: ‘Gereken yapılmazsa ‘adalet’ pankartını Meclis’e asacağız’
- Cumhurbaşkanı Erdoğan yeni kabineyi açıkladı
- HDP’li yönetici: Demirtaş’ın talebi genel merkezimize ulaşmadı
- Biden, sahnede yere düştü
- Demirtaş: HDP, cumhurbaşkanı adaylığı talebimi gerekçesiz reddetti
- Selahattin Demirtaş: Aktif politikayı bırakıyorum
Amerika Suriye politikasını değiştiriyor mu?

Gönül Tol / T24
- Yorumlar 0
- Facebook Yorumları
Bu yazıya henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları
- Türkiye-İsrail normalleşmesinin arka planı29 Haziran 2016 Çarşamba 03:51
- Riyad toplantısı Washington'da beklentileri arttırdı16 Aralık 2015 Çarşamba 01:05
- Sayın Demirtaş'ın Washington ziyareti09 Aralık 2015 Çarşamba 03:17
- Türkiye Rus uçağını neden şimdi düşürdü?25 Kasım 2015 Çarşamba 03:14
- Amerika gerçekten YPG'ye silah yardımını kesecek mi?11 Kasım 2015 Çarşamba 07:49
- Rusya 'Esadlı geçişe' ne der?28 Ekim 2015 Çarşamba 07:13
- 'Model ortak'lıktan baş ağrısına02 Eylül 2015 Çarşamba 09:00
- Patriotların çekilmesi Batı'nın Türkiye algısını gözler önüne seriy19 Ağustos 2015 Çarşamba 03:43
- Bölgede artan Suriye diplomasisi yeni bir döneme mi işaret ediyor12 Ağustos 2015 Çarşamba 01:38
- PKK-Türkiye Çatışması Esad ve İran'a Yarayacak05 Ağustos 2015 Çarşamba 02:19
- Amerika Ankara'nın Suriye politikasına yaklaşıyor mu?29 Temmuz 2015 Çarşamba 03:28
SON EKLENEN GALERİLER
ÖNE ÇIKANLAR
Fotoğraflarla Kürdistan’a dönen ilk hacı kafilesi
Başkent Hewler’de huzurevi
IŞİD’in son mevzisinden kaçış...
Kürdistan Parlamentosu'nun yeni üyeleri yemin etti
12345678
- Süleyman ÇevikKürtçe zorunlu eğitim bir haktır!
- Ersin TekGeleceğin Önündeki Engel: Geçmiş!
- Roşan LezgînZazakî Kur’an Meali ve İncil çevirisi
- Bayram BozyelSri Lanka; İktidar hırsının trajik sonuçları
- Abdullah Can“Bediüzzaman’ın hançeri” mi, Bediüzzaman’ı hançerlemek mi? (5)
- Mustafa Özçelik‘’Helalleşme’’ söylemini destekleyerek, kapsamlı helalleşmelere kapı ara
- Rahmetullah KarakayaBinelim kuşa gidelim Muş’a (2)
12
Sait Çürükkaya...
Antep'te sokak düğününe bombalı saldırı
Cizre'deki bodrumlarda ne yaşandı?
Nizamettin Ariç - Xakî Bîngol - Çîyayê Şengalê
12345678
- Murat YetkinSon üç gün, son üç soru
- Hayko BağdatKürtler TİP’e neden kırgınlar?
- Arzu YılmazKürt seçmenin seçimi ve dış politika
- Hediye LeventCIA Şefi neden Orta Doğu'da?
- İsmail Beşikci59 Yıl Sonra Şemdinli
- Mehmet Latif YıldızGüçlendirilmiş parlamenter sistem üzerine
- Akif BekiHDP’yi kapatmak neye yarar?
- Fehim TaştekinKürtler için lanet geri mi dönüyor?
- Ahmet TaşgetirenYargı sancısı -bumerangı unutmamak
- Fehmi KoruFırat’ın doğusuna gitmiyoruz, tamam. "Neden"...
- Aydın Doğanİstanbul seçimleri ve ötesi…
- Galip Dalayİran'a Sovyet modeli...
- Hakan AlbayrakMalcolm X
- Elif ÇakırBize ne oldu böyle?
- Orhan Kemal CengizHDP neden arabayı atın önüne koyuyor?
- Yaşar YakışFırat’ın doğusu sorunu askeri harekâtsız da çözümlenebilir mi?
- Mücahit BiliciDonald Trump’ın Zülkarneyn olarak portresi
- Tarık Ziya EkinciKılıçdaroğlu'nun Ahmet Türk'le görüşmesi bir skandaldır
- Akdoğan Özkan'ABD Çin ile Savaşacak'
- Murat SabuncuABD, Türkler ve Kürtler arasında 'çözüm' için devrede mi?
- Ahmet AltanMilliyetçilik ve Aydınlar
- Aslı AydıntaşbaşYalancı bahar mı ikinci bahar mı?
- Amberin Zaman‘Al papazı, ver papazı’ derken elde ne kaldı?
- Etyen MahçupyanErken seçim istemeyip ne yapsaydı?
- Kadri GürselÜç yıl sonra HDP yine anahtar
12345
RÖPORTAJ
Arzu Yılmaz: Irak Başbakanı Kazımi’nin ziyareti Türkiye’den ABD’ye mesajKürt sorunu üzerine çalışmaları ile tanınan ve Kürdistan Bölgesinde de görev yapan Hamburg Üniversitesi Misafir Öğretim Görevlisi Dr. Arzu Yılmaz Irak Başbakanı Kazımi’nin ziyaretini Evrensel'e değerlendirdi.
Türkan Elçi: 'Tahir hiçbir rüyamda benimle konuşmadı’Bugün Diyarbakır Barosu Tahir Elçi’nin öldürülmesinin beşinci yılı.
Kürt hukukçuya Yeni Zelanda'dan 'Küresel Etki ÖdülüERBİL (K24) - Kürt hukukçu Rez Gerdi, mültecilerle ilgili yaptığı çalışmalar ve gösterdiği çabalar nedeniyle Yeni Zelanda’da “Küresel Etki Ödülü”nü kazandı.
PSDK lideri: Kürtler ABD’yle doğrudan görüşmeliKürdistan Sosyalist Demokrat Partisi (KSDP) Genel Sekreteri Muhammed Haci Mahmud, Bağdat’la yaşanan bazı sorunlar konusunda kesin sonuçlar alınması için Kürtlerin ABD’yle doğrudan görüşmesi gerektiğini söyledi.
ÖZEL MAKALE
Konya’daki katliama ilişkin gözaltı sayısı 13’e çıktıKonya’da yedi kişinin katledildiği ırkçı saldırıya ilişkin gözaltına alınanların sayısı 13’e yükseldi.
Reuters: Türkiye sınıfta kaldıKoronavirüs salgınıyla mücadele kapsamında Türkiye'de 2 haftadır hafta sonları akşamları sokağa çıkma yasağı uygulanıyor. İngiliz haber ajansı Reuters'ın analizine göre bu yasaklar bir işe yaramadı.
Demirtaş hakkında yeni iddianame: 3 yıla kadar hapsi istendiAnkara Cumhuriyet Başsavcılığı, Başsavcı Yüksel Kocaman'ı hedef gösterdiğini iddia ettiği HDP'nin tutuklu eski eş genel başkanı Selahattin Demirtaş hakkında yeni bir iddianame hazırladı. İddianamede Demirtaş’ın 3 yıla kadar hapsi istendi.
Mesud Barzani: Kerkük; anılar, düşler ve düşüncelerBarzani, “Saddam Kerkük’ün Kürtlerin hakkı olduğunu kabul ediyor muydu?” şeklindeki soruya, “Şahsen kendisi bana, ‘Kerkük Kürt kentidir’ dedi."
KÜLTÜR SANAT
Nûbihar Dergisinden Kürt Dili Dosyası!Nûbihar dergisinin 165. Sayısı Kürt Dili Dosyası olarak çıktı.
Nûbihar dergisinin 164.sayısı çıktı!Nûbihar dergisinin yeni sayısı okuyucusuyla buluştu.
Nûbihar dergisinin 163. sayısı çıktı3 ayda bir Kürtçe yayınlanan Nûbihar dergisinin 163. sayısı zengin bir içerikle çıktı.
Feyruz, Suudi Arabistan’da konser vermeyi reddettiArap dünyasının yaşayan en büyük şarkıcısı Feyruz, Suudi Arabistan'ın insan haklarına saygı göstermediğine dikkat çekerek konser davetini reddetti.
Tüm Hakları Saklıdır © 2009 İlke Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0532 261 34 89
Tel : 0532 261 34 89
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.