Başbakan Davutoğlu’nun dün okuduğu seçim beyannamesinin, iktidar partisinin başkanlık rejimi önerisini somutlaştırması bekleniyordu. 100 maddede sunulan “Yeni Türkiye Sözleşmesi” bu beklentiye cevap vermedi. Aslında bir sözleşme olmaktan çok, içine bol miktarda hamaset serpilmiş, laf kalabalığı olarak nitelendirilecek cümlelerle şişirilmiş bir metni okudu Davutoğlu.
“Stratejik Derinlik” kitabında karşımıza çok çıkan içi boş, cafcaflı formüllerin bir kısmı bu kısa metinde de karşımıza çıkıyor. Örneğin, “Ortak tarihdaşlık, ortak kadim geçmişimizi ve geleceğe dönük ortak kader bilincimizi yansıtmaktadır” türünde bir cümlenin aynı şeyi farklı kelimelerle tekrarlamaktan başka bir anlamı yok. Ama oturaklı duruyor. Ya da “insan onuru ilkesinin anayasal ve siyasal düzenimizdeki dayanakları aidiyet bilincimizi oluşturan ortak tarihdaşlık ve hak, hukuk ve adalete dayalı eşit vatandaşlıktır” cümlesi. Eşit vatandaşlıkla insan onuru arasında bir bağ kurulmaya çabalandığı anlaşılıyor ama gerisi tam bir laf kalabalığı.
AKP’nin seçim beyannamesinde çok genel değerlendirmeler ve her yere çekilecek elastiki önerilerin yanında, başkanlık sistemine geçme gerekçesi olarak sunulanlar bu metni kaleme alanların bu işe kerhen girdikleri izlenimi yaratıyor. Türkiye’de parlamenter rejimin darbelerle yapılan müdahalelerle özünden uzaklaştırıldığı, işleyişinin saptırıldığı bir gerçek. Ama beyannamede Cumhurbaşkanı ile Başbakan arasında yetki çatışmalarından kaynaklanan krizlerin önlenmesi, başkanlık sistemine geçiş için yegâne somut gerekçe olarak sunuluyor. Ve en yakın örnek olarak 2001 krizi veriliyor!
Seçim beyannamesini yazanlar 14 yıldır yetki çatışması yaşanmadığını zımnen kabul ederek başkanlık sistemine geçişin en güçlü gerekçesini kendi elleriyle yok ediyorlar. Yetki karmaşasına son vermek beyannamede yer alan yegâne gerekçe. Ama cumhurbaşkanı ve başbakan aynı siyasal eğilimde olunca, hangi yetki karmaşası yaşandı sorusunun yanıtı yok. Buna karşılık başkanlık rejiminde başkanın partisinin parlamentoda çoğunluğa sahip olmaması durumunda ortaya çıkacak yetki çatışması 2001’dekinden çok daha büyük olmayacak mıdır? Yoksa başkanla parlamento çoğunluğunun Türkiye’de hep aynı partiden olacağı mı sanılıyor ya da bunu sağlayacak bir düzenek mi tasarlanıyor? Ayrıca iktidara gelmesini büyük ölçüde 2001 krizine borçlu olan AKP, neden 2002’de cumhurbaşkanının yetkilerinin daha da kısıtlandığı, tam parlamenter rejimi savunuyordu? Bu sorunun gerçek yanıtı, “beyefendi şimdi böyle uygun görüyor” olsa gerek. Gerçekten de 2001’den beri olmadığını öğrendiğimiz yetki karmaşasını Tayyip Erdoğan’ın kendisi cumhurbaşkanı olarak sürekli yaratmıyor mu?
Beyannamede, 2007’de cumhurbaşkanının halkoyuyla seçilmesine yol açan anayasa değişikliği, başkanlık rejiminin ilk adımı olarak sunuluyor. Halbuki mümtaz laikçi hukukçularımızın gökten zembille indirdikleri “367 toplantı yeter sayısı” gibi demokrasiyi iğdiş eden önleme ve CHP’nin var gücüyle bu ipe sarılmasına karşı tepkiyle alelacele almıştı AKP anayasa değişikliği kararını. Erdoğan halkoyuyla cumhurbaşkanı seçilmesini o hukukçuların ve CHP’nin yüksek basiretine borçlu. Başkanlık rejimini anayasa değişikliği referandumunda ne Erdoğan ne başka bir AKP’li ağzına almıştı. Şimdi tarih başka türlü yazılıyor.
Seçim beyannamesinde başkanlık rejiminde demokratik denge ve kontrol mekanizmalarının öngörüldüğü bir ritüel formül olarak yer almış ama nasıl sorusuna herhangi bir yanıt yok. “Yürütme erki de yasama ve yargı erki gibi anayasal denetime açık olacaktır” güvencesi veriliyor ama kamu otoritesi yetkisinin sadece yürütme erki sahiplerince kullanılabileceği de vurgulanıyor. Yargı da bir kamu otoritesi değil mi? Yürütmeyi asli güç olarak konumlandırmaya çalışmaktan kaynaklanan tutarsızlıklara sadece bir örnek bu.
Beyannamede yer alan diğer önerileri önümüzdeki haftalarda değerlendirmeye, tartışmaya devam edeceğiz. Örneğin “komşu ülkeler ile geliştirdiğimiz Yüksek Düzeyli İş Birliği mekanizması” hangi komşuları kapsıyor ki her alanda derinleştirileceği vaat ediliyor sorusuna yanıt arayacağız. Bu son örneğin de gösterdiği gibi, seçim beyannamesinde gerçeklik algısı sorunu bariz biçimde var. “Modernite ile kadimin en kapsamlı yüzleşmesi bu coğrafyada yaşanmıştır” cümlesinde olduğu gibi, ağdalı bir romantizm örnekleri bunu pekiştiriyor.
Yeni bir medeniyet çağrısının öncüsü olma iddiasıyla biten AKP beyannamesi mostralık cümle ve ilkelerden oluşan bir potpuri izlenimi veriyor. Tayyip Erdoğan’ın başkanlık rejimi ihtirasına da yanıt verdiği söylenemez. Acaba neden?
- BIST 9338.58
- Altın 3864.71
- Dolar 37.9026
- Euro 42.4026
- İstanbul 9 °C
- Diyarbakır 6 °C
- Ankara 6 °C
- İzmir 11 °C
- Berlin 12 °C
- Nûbihar Dergisinden Kürt Dili Dosyası!
- Nûbihar dergisinin 164.sayısı çıktı!
- Gazeteci Evrim Kepenek'e kelepçeli gözaltı!
- Gazeteci Sinan Aygül'e saldıran korumalar tutuklandı
- 15 barodan gazeteci Sinan Aygül’e yönelik saldırıya kınama
- İbrahim Kalın MİT Başkanlığına atandı
- Çanakkale ve Balıkesir'de art arda deprem
- Buldan ve Sancar eş başkanlığı bırakacaklarını açıkladı
- Başak Demirtaş: Selahattin adaylığını üç kez iletti
- Şenyaşar ailesi: ‘Gereken yapılmazsa ‘adalet’ pankartını Meclis’e asacağız’
- Cumhurbaşkanı Erdoğan yeni kabineyi açıkladı
- HDP’li yönetici: Demirtaş’ın talebi genel merkezimize ulaşmadı
- Biden, sahnede yere düştü
- Demirtaş: HDP, cumhurbaşkanı adaylığı talebimi gerekçesiz reddetti
- Selahattin Demirtaş: Aktif politikayı bırakıyorum
AKP’nin beyannamesi Erdoğan’ı kesmeyecek

Ahmet İnsel / Cumhuriyet
- Yorumlar 0
- Facebook Yorumları
Bu yazıya henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları
- Paris’te üç Kürt kadın öldürülmüştü...07 Ocak 2017 Cumartesi 10:44
- Halep kurtuldu mu, düştü mü?24 Aralık 2016 Cumartesi 12:30
- Üç milyar Avro’ya ne oldu?10 Aralık 2016 Cumartesi 10:17
- Tarih tekerrür mü edecek?29 Ekim 2016 Cumartesi 09:39
- Güçlünün devleti güçlünün hukukudur27 Eylül 2016 Salı 13:34
- FETÖ/PDY iddianamesinin kör açısı17 Eylül 2016 Cumartesi 09:14
- Terörden başka örgütlü suç olamaz mı?16 Ağustos 2016 Salı 08:07
- Darbeyle ilgili organize belirsizlik26 Temmuz 2016 Salı 09:42
- Otokrasi riski ve direnme imkânları23 Temmuz 2016 Cumartesi 09:12
- İç savaş, darbe ve otokrasi üçgeninden çıkmak19 Temmuz 2016 Salı 09:59
- Panama Belgeleri: Yokmuş Gibi Yapma Zamanı!07 Temmuz 2016 Perşembe 14:15
SON EKLENEN GALERİLER
ÖNE ÇIKANLAR
Fotoğraflarla Kürdistan’a dönen ilk hacı kafilesi
Başkent Hewler’de huzurevi
IŞİD’in son mevzisinden kaçış...
Kürdistan Parlamentosu'nun yeni üyeleri yemin etti
12345678
- Süleyman ÇevikKürtçe zorunlu eğitim bir haktır!
- Ersin TekGeleceğin Önündeki Engel: Geçmiş!
- Roşan LezgînZazakî Kur’an Meali ve İncil çevirisi
- Bayram BozyelSri Lanka; İktidar hırsının trajik sonuçları
- Abdullah Can“Bediüzzaman’ın hançeri” mi, Bediüzzaman’ı hançerlemek mi? (5)
- Mustafa Özçelik‘’Helalleşme’’ söylemini destekleyerek, kapsamlı helalleşmelere kapı ara
- Rahmetullah KarakayaBinelim kuşa gidelim Muş’a (2)
12
Sait Çürükkaya...
Antep'te sokak düğününe bombalı saldırı
Cizre'deki bodrumlarda ne yaşandı?
Nizamettin Ariç - Xakî Bîngol - Çîyayê Şengalê
12345678
- Murat YetkinSon üç gün, son üç soru
- Hayko BağdatKürtler TİP’e neden kırgınlar?
- Arzu YılmazKürt seçmenin seçimi ve dış politika
- Hediye LeventCIA Şefi neden Orta Doğu'da?
- İsmail Beşikci59 Yıl Sonra Şemdinli
- Mehmet Latif YıldızGüçlendirilmiş parlamenter sistem üzerine
- Akif BekiHDP’yi kapatmak neye yarar?
- Fehim TaştekinKürtler için lanet geri mi dönüyor?
- Ahmet TaşgetirenYargı sancısı -bumerangı unutmamak
- Fehmi KoruFırat’ın doğusuna gitmiyoruz, tamam. "Neden"...
- Aydın Doğanİstanbul seçimleri ve ötesi…
- Galip Dalayİran'a Sovyet modeli...
- Hakan AlbayrakMalcolm X
- Elif ÇakırBize ne oldu böyle?
- Orhan Kemal CengizHDP neden arabayı atın önüne koyuyor?
- Yaşar YakışFırat’ın doğusu sorunu askeri harekâtsız da çözümlenebilir mi?
- Mücahit BiliciDonald Trump’ın Zülkarneyn olarak portresi
- Tarık Ziya EkinciKılıçdaroğlu'nun Ahmet Türk'le görüşmesi bir skandaldır
- Akdoğan Özkan'ABD Çin ile Savaşacak'
- Murat SabuncuABD, Türkler ve Kürtler arasında 'çözüm' için devrede mi?
- Ahmet AltanMilliyetçilik ve Aydınlar
- Aslı AydıntaşbaşYalancı bahar mı ikinci bahar mı?
- Amberin Zaman‘Al papazı, ver papazı’ derken elde ne kaldı?
- Etyen MahçupyanErken seçim istemeyip ne yapsaydı?
- Kadri GürselÜç yıl sonra HDP yine anahtar
12345
RÖPORTAJ
Arzu Yılmaz: Irak Başbakanı Kazımi’nin ziyareti Türkiye’den ABD’ye mesajKürt sorunu üzerine çalışmaları ile tanınan ve Kürdistan Bölgesinde de görev yapan Hamburg Üniversitesi Misafir Öğretim Görevlisi Dr. Arzu Yılmaz Irak Başbakanı Kazımi’nin ziyaretini Evrensel'e değerlendirdi.
Türkan Elçi: 'Tahir hiçbir rüyamda benimle konuşmadı’Bugün Diyarbakır Barosu Tahir Elçi’nin öldürülmesinin beşinci yılı.
Kürt hukukçuya Yeni Zelanda'dan 'Küresel Etki ÖdülüERBİL (K24) - Kürt hukukçu Rez Gerdi, mültecilerle ilgili yaptığı çalışmalar ve gösterdiği çabalar nedeniyle Yeni Zelanda’da “Küresel Etki Ödülü”nü kazandı.
PSDK lideri: Kürtler ABD’yle doğrudan görüşmeliKürdistan Sosyalist Demokrat Partisi (KSDP) Genel Sekreteri Muhammed Haci Mahmud, Bağdat’la yaşanan bazı sorunlar konusunda kesin sonuçlar alınması için Kürtlerin ABD’yle doğrudan görüşmesi gerektiğini söyledi.
ÖZEL MAKALE
Konya’daki katliama ilişkin gözaltı sayısı 13’e çıktıKonya’da yedi kişinin katledildiği ırkçı saldırıya ilişkin gözaltına alınanların sayısı 13’e yükseldi.
Reuters: Türkiye sınıfta kaldıKoronavirüs salgınıyla mücadele kapsamında Türkiye'de 2 haftadır hafta sonları akşamları sokağa çıkma yasağı uygulanıyor. İngiliz haber ajansı Reuters'ın analizine göre bu yasaklar bir işe yaramadı.
Demirtaş hakkında yeni iddianame: 3 yıla kadar hapsi istendiAnkara Cumhuriyet Başsavcılığı, Başsavcı Yüksel Kocaman'ı hedef gösterdiğini iddia ettiği HDP'nin tutuklu eski eş genel başkanı Selahattin Demirtaş hakkında yeni bir iddianame hazırladı. İddianamede Demirtaş’ın 3 yıla kadar hapsi istendi.
Mesud Barzani: Kerkük; anılar, düşler ve düşüncelerBarzani, “Saddam Kerkük’ün Kürtlerin hakkı olduğunu kabul ediyor muydu?” şeklindeki soruya, “Şahsen kendisi bana, ‘Kerkük Kürt kentidir’ dedi."
KÜLTÜR SANAT
Nûbihar Dergisinden Kürt Dili Dosyası!Nûbihar dergisinin 165. Sayısı Kürt Dili Dosyası olarak çıktı.
Nûbihar dergisinin 164.sayısı çıktı!Nûbihar dergisinin yeni sayısı okuyucusuyla buluştu.
Nûbihar dergisinin 163. sayısı çıktı3 ayda bir Kürtçe yayınlanan Nûbihar dergisinin 163. sayısı zengin bir içerikle çıktı.
Feyruz, Suudi Arabistan’da konser vermeyi reddettiArap dünyasının yaşayan en büyük şarkıcısı Feyruz, Suudi Arabistan'ın insan haklarına saygı göstermediğine dikkat çekerek konser davetini reddetti.
Tüm Hakları Saklıdır © 2009 İlke Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0532 261 34 89
Tel : 0532 261 34 89
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.