• BIST 9271.38
  • Altın 2940.718
  • Dolar 34.4659
  • Euro 36.3751
  • İstanbul 14 °C
  • Diyarbakır 14 °C
  • Ankara 17 °C
  • İzmir 21 °C
  • Berlin 2 °C

Akıl akıl! Gel koluma takıl!

Sırrı Süreyya Önder

Kore'de 1332 kaybımızın ilkini de trafik kazasında vermişiz. Yaralanan askerlerimizin tamamına yakını topuğundan vurulmuş.

Gazetelerde şu başlıkla verilen bir haber vardı: “Zafer Çağlayan’dan Hyundai Başkanı’na sert cevap”.

Acep Hyundai ne yapmış da bizim devletlimiz sertleşmiş diye okumaya başladım.

Hyundai Başkanı Steve Yang, “Güney Kore ile ticaret duvarlarını kaldırmazsanız Türkiye’nin yeni yatırım şansı yok” demiş.

Bu sözlerde muhatabını sertleştirecek bir şey gözükmüyor. Adam ticari çıkarlarını gözeten bir tüccar olarak gayet yerinde bir laf etmiş. Peki, devletlimiz nasıl sertleşmiş? İşte şöyle:

“Manipülasyon yapıyorlar. Kimse bizden daha akıllı olduğunu düşünmesin. Tüm bunlara rağmen G. Kore ile 2-3 ay içinde Serbest Ticaret Anlaşması imzalayacağız” cevabını vermiş.

Burada da pek bir sertleşme yok. Üstelik Koreli tüccarın isteğini de 2-3 ay içinde yerine getireceğimiz söylenmiş. Olsa olsa bir akılsızlık göstergesi var. “Ben senden daha akıllıyım!” lafını, gerçekten akıllı olan birisi söylemez. Deli gönlüm halen bir ‘sertleşme’ arayıp duruyorken nihayet bir paragraf buldum. Aynen şöyle:

Dış Ticaretten Sorumlu Devlet Bakanı Çağlayan, açıklamanın manipülasyon olduğunu belirterek, “Başkan’ın açıklaması hiç inandırıcı değil. Çünkü Güney Kore bizim yıllardır müttefikimiz, dostumuz. Bizim orada 100’lerce şehidimiz var. Büyüklerimiz canlarını Kore’nin bağımsızlığı için vermişler. Bu ülke için şehitler vermişiz” demiş.

Hımmm. Şükürler olsun, aranan ‘sertleşme’ nihayet bulunmuştur. Bulunmuştur da buna sertleşme denmez. Ne denir peki? Üç cevabı var bu sorunun.

Birincisi ve en hafif olanı, kerizliktir. İkinci ve vahim olanı, görgüsüzlüktür. Üçüncüsü ise ‘şehadet’ hakkındaki cehalettir. Bizim oraya din-i mübin uğruna gitmediğimiz aşikâr. Vatan savunması da söz konusu değil. Hiç buna şehadet denir mi?

Ay-yıldızlı araca dikkat!

Kore’ye gidişimiz, NATO’ya kabul edilmek için bin takla attığımız günlere rastlar.

Meclis’ten karar çıkartılmadan, bir oldubittiyle, yaklaşık 5 bin kişilik bir tugayla katılmışız. Sonradan bu sayı 15 bine kadar çıkmış. Hiçbir Batılı kaynakta, ‘necip milletimizin harpte gösterdiği üstün kahramanlıklardan’ bahsedilmez. En fazla kurulan cümle, acemi şoförlüğümüzle ilgilidir.

Kendisi de emekli bir asker olan İbrahim Artuç’un ‘Kore Savaşlarında Mehmetçik’ isimli kitabında okuyabilirsiniz.

Tokyo’da çıkan Star adındaki Amerikan ordu gazetesi, Türk şoförleri için şunları yazmış: “Türk şoförleri Kore’ye ayak bastıkları andan itibaren, Korelileri ve Kore’deki Birleşmiş Milletler mensuplarını korku ve heyecana düşürmüşlerdir. Türk şoförleri trafik kaidelerine katiyen uymaz, yolun daima ortasını takip eder, geriden gelip korna çalarak yol isteyenlere asla yol vermez, yollarda yazılı en çok hız koşuluna bağlı kalmaz ve aracını her yolda son süratle yürütmekten zevk alır. İşte bu nedenlerle, sık sık birçok kazaya neden olduklarından, üzerinde ay-yıldız işareti olan aracı gören herkes ya aracını durdurmalı veya bir kenara çekilip ona yol vermelidir.”

Anlaşılan, ‘düşman’a değil ama müttefiklerimize epeyi korku salmışız. Nitekim 1332 kaybımızın ilkini de trafik kazasında vermişiz. İlk çatışma bölgesine giderken uçaksavar bataryasının bir kamyonu devrilmiş ve araçtaki Astsubay Başçavuş Sedat Boran hayatını kaybetmiş.

O savaşın bize ettikleri

Yaralanan askerlerimizin neredeyse tamamına yakını topuğundan vurulmuş. Anadolu’da, Allah uzun ömür versin ama sayıları gittikçe azalan 1929 ve 30 doğumlular arasında bir hayli ‘topal’ lakabına rastlarsınız. İşte bu topallar bize NATO yardakçılığının bir hediyesidir.

Sovyetler’in bastırması sonucu Bulgaristan, 157 bin dolayında Türk kökenli insanı ülkemize göndermiş ve büyük bir muhacir nüfusu ve bir o kadar da trajik hikâyemiz olmuş. Bütün bunlardan daha vahim sonuç ise Kenan Evren’in aha sırf bu Kore Savaşı kıdeminden dolayı Genelkurmay Başkanı olmasıdır.

Onun için devletlilerimize önerim şudur: Sertleşmeyin! “Şüphesiz ki Allah halim olanlarınızı daha çok sever.”

  • Yorumlar 0
  • Facebook Yorumları 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış
    ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu yazıya henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları
ÖNE ÇIKANLAR
Tüm Hakları Saklıdır © 2009 İlke Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0532 261 34 89