• BIST 9549.89
  • Altın 3005.985
  • Dolar 34.5383
  • Euro 35.9979
  • İstanbul 5 °C
  • Diyarbakır 10 °C
  • Ankara 3 °C
  • İzmir 8 °C
  • Berlin 3 °C

AK Parti işte ordaydı, peki ne yoktu

Demiray Oral

Tayyip Erdoğan’ın konuşması taze bitti.

“Aklımızı uçuran bir konuşma”
olacağını söylediklerinden derhal kontrol ettim, yerinde öylece duruyor aklım.

“Manifesto niteliğinde”
olacak demişlerdi... “Mani” kısmına denk geldim, epeyce kalkınmadan söz etti Erdoğan. Yol, su, elektrik, TOKİ hatta memleketteki tomografi cihazı adedi hususunda daha donanımlıyım artık. Fakat “festo” sosu yoktu.

“Kürt vatandaşlarımızın yüreğini ferahlatacak”
bir konuşma olacağını
söylüyordu kongrenin falına bakanlar.

O da sallama çıktı, çünkü fincanda hâlâ Kürt vatandaşların içini sıkan “bişeyler” görünüyor.

“Reformcu kimliğe vurgu”
ve “kucaklayıcı” olma hususları ise kongrede
öncesinde öyle ağır hasar aldı ki, değil Erdoğan’ın veda konuşması Sokrat’ın veda konuşması bile durumu kurtaramazdı.

Yedi gazete (Cumhuriyet, Birgün, Ö. Gündem, Sözcü, Evrensel, Aydınlık, Y. Çağ,) ile iki tv kanalı (İMC, Ulusal Kanal) kongreye alınmadı.

Yani kendini eleştiren medyayı reformcu kimliğiyle kucaklayamadı Erdoğan. Üstelik bu sansürü “akreditasyon” denen askerî vesayet artığı uygulama ile yaptılar ki, duyan da meğer ne kadar heves etmişler “vesayet” denen müesseseye etkisi yarattılar.

Toparlarsak AKP’nin acayip tarihî kongresinde manzara şöyleydi:

Yedi gazete ve iki televizyon içeri alınmadı, CHP bu sansürü protesto için kongreye katılmadı, MHP Barzani “onur konuğu” olarak çağrıldığından kongrede yoktu, BDP’ye zaten davet yapılmamıştı
.

Yani tam da kongre için bestelenen şarkının nakaratı hesabıydı vaziyet: AK Parti işte burda/ AK Parti işte burda...

Tek bir başkan adayının olduğu, bütün partiden sadece onun konuştuğu bir kongre oldu böylece.

Erdoğan’ın konuşmasından alıntıyla, bu salonda Ortadoğu vardı, Balkanlar, Afrika vardı, “insanlığın kalbi” vardı
...

Ama eleştiri
, fikir tartışması, muhalefet zinhar yoktu (yahu “Stalinist” PKK’da bile muhalefet var. Baksana geçenlerde Murat Karayılan sinirlenip Fehman Hüseyin’in yüzüne “telsiz” kapatmış!).

“Manifesto” açıklaması beklenen Başbakan’ın konuşması son tv konuşmalarının da gerisindeydi.

Televizyonlarda yaptığı “Oslo görüşmeleri yine olabilir”, “İmralı ile görüşülebilir” kıvamında açıklamaların onda birini burada ima etse, majestelerinin gazeteleri içinde havaifişekli patlangaçların olduğu “Tarihî çağrı” manşetlerini patlatacaklardı. Kısmetse artık başka bir bahaneye...

Bilhassa “usta ne dedi şimdi bu hususta” denecek mevzu da Kürt meselesiydi.

Doğrusu ya, daha düne kadar “Kürt sorunu yoktur” diyen birisi artık ne dese
bundan ileri bir noktada olacağı için ben bile Erdoğan’dan beklenti içindeydim.

Ama yine olmadı arkadaşlar.

Kürt meselesinde akılları yerinden asıl uçuran, son günlerde AKP ve CHP’nin el birliğiyle saçmalamaları.

Vaziyete baksanıza, yakın zamana kadar “terörle mücadele siyasetle müzakere” diyen AKP şimdi ise “gerekirse Oslo sürer” deyip hem BDP’lilerin dokunulmazlığını kaldırmak istiyor hem de BDP’yi kongresine bile davet etmiyor.

Yani formül tam tersi hale döndü: “PKK ile müzakere BDP ile mücadele!” (tabii kendi Kürt siyasetçine bu muameleyi reva görürken Barzani’yi “onur konuğu” yapıp medeti ondan ummak ayrı bir fasıl).

Peki, kongre konuşmasında Erdoğan CHP’ye neyin çağrısını yaptı, anlayan oldu mu?

Önce CHP terör örgütünün diliyle konuşuyor deyip iki satır sonra da “gelin hazırsanız hemen konuşalım” demek neyin kafasıdır acaba? (Bu arada CHP’ye “terör örgütünün diliyle konuşuyor” derken bir yandan da “Oslo yine olabilir” dediğini unutmuyoruz tabii.)

Ya CHP?

Onun ki tam, uzan şuraya bana çocukluğunu anlat vaziyeti...

Hani siyasette bir gün bile çok uzun süredir lafı var ya... Bu laf CHP’nin sloganı
olmalı.

Kılıçdaroğlu daha birkaç gün önce Oslo sürecinin sürebileceğini söylemişti. Şimdi karşı çıkıyor.

Neden sürebilir, neden karşısın belli değil. Aslında belli, tek dert iktidar kavgası. Ama o zaman da koltuğuma mal olsa bile bu sorun çözülmeli muhabbetleri nerede kaldı diye
sorarlar adama.

CHP’nin müthiş önerisi ise Oslo yerine Meclis’te görüşme yapılmasıymış.

Olur, komisyon kurup rapor yazarsınız herhalde.

CHP farkında değil galiba Meclis’te görüşme olabilmesi için önce bir muhatap olması lazım.

MHP zaten bu topa girmiyor, AKP zaten BDP’yi tamamen dışlamış hâlde. Eee geriye kim kaldı AKP haricinde görüşecek?

Neyse, neyse...

Bütün bunları saymazsak pek tarihîydi AKP kongresi.

Hüzünlü veda konuşması vardı, duygu yüklü şiirlerden alıntılar vardı, es verme mola alma, parti ne görev verirse diye başlayıp ama cumhurbaşkanı ama başbakan 2023’e kadar bir şekilde başınızdayım mesajı sarkıtmak vardı, ilk ful HD canlı yayın vardı, hücre yenilenmesi vardı...

Sanırım bir tek ruh yoktu
.

Olsun.

Buna da hamdolsun.

  • Yorumlar 0
  • Facebook Yorumları 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış
    ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu yazıya henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları
ÖNE ÇIKANLAR
Tüm Hakları Saklıdır © 2009 İlke Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0532 261 34 89