• BIST 9367.77
  • Altın 2952.122
  • Dolar 34.4839
  • Euro 36.1941
  • İstanbul 7 °C
  • Diyarbakır 6 °C
  • Ankara 11 °C
  • İzmir 17 °C
  • Berlin -2 °C

Ak Parti-BDP uzlaşması

Hilal Kaplan

Başlığı görünce, İmralı'ya gidecek heyet hakkındaki anlaşmazlık üzerine yazacağını sanmış olabilirsiniz. Ancak bu kriz gibi görünen önemsiz teferruatın hafta içinde çözüleceğini umduğumdan ve sürecin bu tip efelenmelerden daha üstün tutulması noktasında tarafların hemfikir olacağına güvendiğimden daha büyük bir meseleye değinmek istiyorum.

Bahsettiğim uzlaşma, Türkiye'nin kaderini etkileyecek büyük bir uzlaşma. Yeni anayasa üzerinde uzlaşma. Haziran 2011 seçimlerinden sonra Ak Parti'nin BDP ile uzlaşması, imkânsıza yakın bir ihtimal olarak görülüyordu. Çünkü Silvan saldırısı ve aynı günkü DTK toplantısındaki demokratik özerklik ilanı, BDP ile beraber anılacak her partinin ülkenin bölünmesine hizmet edeceği algısını üstlenmesini gerektiriyordu. Doğal olarak, BDP siyaseten uzak durulması gereken bir adresti.

Bugüne gelindiğinde, BDP 'barışın ortağı' olmaya aday bir parti profili çizmeye çalışıyor. Bir yandan tabanlarını buna hazır hale getirmeye çalışırlarken, diğer yandan bu siyasî rolü üstleneceklerine dair Türkiye kamuoyunu hazırlıyorlar. Geçtiğimiz günlerde, Siirt'teki BDP İl Kongresi'nde, Siirt Milletvekili ve BDP Eş Başkanı Gültan Kışanak'ın, yere düşerken partililer tarafından tutulan Türkiye bayrağı tekrar asılana kadar konuşmasına ara vermesi ve ''Bayrak asılsın devam edeyim'' demesi bunun en yakın örneklerinden birisi.

Ak Parti hükümeti, yeni bir anayasa yapmak hususundaki samimiyetini kanıtladı. Meclis'in yarısına hakim konumdayken, tüm partilerin eşit ve ortak statüde temsil edileceği Anayasa Uzlaşma Komisyonu'nun kurulmasını sağladı. Bu komisyona, yeni anayasa ile ilgili halktan yorum ve öneri almaları için yaklaşık bir yıl ve yeni anayasa yazımına başlanması için de yaklaşık bir yıl süre tanındı. Ancak partilerin varoluşları gereği uzlaşamadığı maddeler yüzünden, bu imkân heba edilmiş oldu.

Başbakan Erdoğan, Mart ayına kadar Uzlaşma Komisyonu'na süre tanınacağını ama sonrasında, anayasayı referanduma götürmek için çaba harcayacaklarını ilan etti. Ki yerel seçimler ve Cumhurbaşkanlığı takvimi yaklaşmadan, yeni anayasa yapılmazsa, Türkiye'yi çok daha zor günler bekleyeceğinden bu bir zorunluluktu.

Hükümetin, yeni anayasayı halkın onayına sunmak için beş oya daha ihtiyacı var. Bu oyları da ya bir partiyi ya da belli milletvekillerini ikna ederek bulması mümkün. Haziran 2011 seçimleri sonrası genelde CHP-Ak Parti ittifakı öngörülürken de söylediğim gibi en muhtemel seçenek, BDP'nin ikna edilmesi olarak görünüyor. Çünkü yeni anayasa tahayyülleri bağlamında Ak Parti ve BDP birbirine en yakın partiler. MHP ve CHP'ninse 'yeni' bir anayasa isteği dahi yok aslında; mevcut darbe anayasasında esasa dokunmayan birkaç madde değişsin; 'yeni anayasa' imajı verilsin, onlar için yeter. Daha hâlâ, ilk üç maddede olduğu gibi, Atatürkçülüğün anayasada yer almasını savunan iki partiden söz ettiğimizi unutmamak gerekir.

BDP ise gerek kişisel hak ve özgürlükler noktasında, gerekse devletin yapısı noktasında Ak Parti'ye daha yakın duruyor. Ak Parti hükümetinin önümüzdeki zaman diliminde Avrupa Birliği Yerel Yönetimler Özerklik Şartı'ndaki çekinceleri kaldırması bekleniyor. Yine Başbakan Erdoğan, Başkanlık sisteminde valileri halkın seçmesi gerektiğini söylemişti. Ki bu açıklamadan bir yıl önce Ahmet Türk de valileri halkın seçmesinin başkanlık sistemi için gerekli olduğunu dile getirmişti. Anlaşılamayacak gibi duran tek nokta 'demokratik özerklik' projesi ki Öcalan da bunun sadece tartışılmasını istediğini, üzerinde ısrarla durmadığını kendisini ziyarete gelen Akat ve Türk'e iletmiş.

En çetrefil ama hayatî mesele anadilde eğitim hakkı olarak ortaya çıksa da Ak Parti'nin ilgili maddeyi, bu hakkın önünde bir engel teşkil etmeyecek ve zaman içerisinde tesis edilebilecek şekilde önerdiğini unutmamak gerekir.

Başbakan'ın, 'BDP'yle 330'u yakalamak için müşterek adım atabiliriz' sözleri ve

BDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş'ın anayasa önerileri konusunda, 'Birebir örtüşmüyoruz ama en yakın olduğumuz parti AKP'dir' beyanatı da bu ittifakın gerçekleşebileceğini gösteriyor.

Bu işbirliği sağlanabilirse, BDP sadece barışın değil, demokratikleşme sürecinin de ortağı olmuş olacak.

  • Yorumlar 0
  • Facebook Yorumları 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış
    ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu yazıya henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları
ÖNE ÇIKANLAR
Tüm Hakları Saklıdır © 2009 İlke Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0532 261 34 89