• BIST 9739.72
  • Altın 3074.166
  • Dolar 35.4686
  • Euro 36.5898
  • İstanbul 6 °C
  • Diyarbakır 5 °C
  • Ankara 4 °C
  • İzmir 8 °C
  • Berlin 5 °C

'Ah şu liberaller!'

Oral Çalışlar

İtiraz edenlerin içeri atıldığı, 'sessiz' bir ortamda PKK'nın bitirileceği yönünde tezler geliştiriliyor. 

Aslında bu bir terör sorunuydu. Biz de meseleyi terörle mücadele kapsamında hallediyorduk. Yeşil, Korkut, Çatlı gibi kahramanlarla işler yolunda sayılırdı. Bunlar çıkıp da ‘Kürt sorunudur bu’ demeselerdi, dünyayı ayağa kaldırmasalardı, şimdiye kadar biz bu işi bitirip çıkmıştık.”

10-15 sene önceki egemen argümanlar bunlardı. Faili meçhul cinayetler, köy boşaltmalar, yakıp yıkmalar eşliğinde “sorun”un çözüleceği söyleniyordu. Bu bakış açısını paylaşmayan kesim içinden öldürülenler, mahkeme kapıla-rında,cezaevlerinde süründürülenler oldu.

Yaşar Kemal’in yargılandığı günleri hatırlar mısınız? 1995 yılında “Der Spiegel” dergisindeki Kürt sorununda devletin siyasetlerini eleştiren yazısı nedeniyle yargılandı, 1 yıl 8 ay hapse mahkâm edildi. Cezası ertelenmese hapse girecekti. Eleştirel duruşu olan aydınların başına gelmedik kalmadı.

O günlerde, “Kürt sorunu”nun (ya da askerin deyişiyle terörün) nasıl ortadan kaldırılacağına ilişkin siyasetlere askerler egemendi. Siyasetçiler, askerin dediklerine paralel hareket etmeyi, yani “işe fazla bulaşmamayı” tercih ediyorlardı. Yargıyı da asker yönlendiriyordu.

O günlerde, askerin, siyasetçilerin ve devletin önde gelen ağırlık merkezlerinin en çok öfkesini çeken insanlar arasında “liberal aydınlar” vardı. Onlar olmasa bütün işlerin yolunda gideceği inancı yaygındı.

AK Parti dönemi

Ergenekon davasıyla birlikte askerin siyaset üzerindeki egemenliği sınırlandırıldı. Kürt sorunu konusunda AK Parti hükümeti daha yeni ve ileri bir söylem geliştiriyordu.

“Kürt Açılımı” adıyla bir süreç başlatıldı. Toplumda umut, milliyetçilerde “öfke” arttı. PKK’nın dağdan indirilebileceği, sorunun müzakere yoluyla çözülebileceği yönündeki görüşler ağırlık kazanmaya başladı. Devlet Bahçeli’nin “12 kötü adam”, bazı çevrelerin de “liberal aydınlar” diye nitelediği isimlerin görüşlerinden yararlanılıyordu. Başbakan Tayyip Erdoğan 2005 yılında, ilk kez “Kürt sorunu” diye isim koyduğu görüşmede “aydınlar”ı 4 saate yakın bir süre boyunca dinlemiş ve çözüm konusundaki görüşlerini anlatmak amacıyla Diyarbakır’a “çıkarma” yapmıştı.

Aydınlarla ‘yol arkadaşlığı’

Türkiye, büyük bir değişimden geçerken demokrasi isteyen aydınlarla, AK Parti arasında, dindarlar arasında bir ittifak oluştu. Değişime ve demokratikleşmeye destek veren aydınların belirleyici bir toplumsal tabanı veya “yaptırım gücü” yoktu. Ancak onların çıkışı laikler arasında bir parçalanmaya, değişik eğilimlerin gelişmesine neden oldu.

Şimdi önemli bir bölümü Ergenekon davası sanığı olan o dönemin “egemen”lerinin “liberal aydınlar”a özel bir alerjileri vardı. Kendi düşüşlerinin baş sorumlusu olarak onları gördüklerini bile söyleyebiliriz.

AK Parti ile aydınlar arasındaki ilişki başından beri inişli çıkışlı oldu. Demokrasinin “derinleşmesi” noktasında çatışmalar yaşandı. AK Parti “siyaset yaptığı” için milliyetçiliği, toplum içindeki otoriter eğilimleri, artık giderek egemen olmaya başladığı devleti ve tabii ki bir anlamda devletçiliği kendi dengeleri içinde bir yere oturtuyor ve “gerektiği kadar demokrasi” olarak özetlenebilecek bir bölgeye gelip duruyordu.

Kürt sorunu zorluyor

Kürt sorunu işin en zoru. İşte bu noktada yeniden gerginlik çıktı. Bazı yeni “stratejistler”, “PKK 3 ayda bitirilir” diyerek ortaya çıktılar.

Şimdi temel sorunlardan birisi yine “liberaller.” Onların olmaması, “halletme” stratejisine karşı çıkmaması halinde, işlerin yolunda gideceğini düşünenler var.

Akademisyenlerin, yayıncıların, itiraz edenlerin içeri atıldığı, “sessiz” bir ortamda PKK’nın bitirileceği yönünde tezler geliştiriliyor. Bu tezleri üretenlerin sonra geri adım atıp “PKK’yi yok etmenin Kürtler üzerinde yaratacağı travma çözülemez...” gibi ifadeler kullandıklarını da görüyoruz.

Ahmet Kaya’nın bir şarkısının satırlarını hatırladım: “Nereden baksan tutarsızlık, nereden baksan ahmakça...”

Adam konuşuyor... “Şu liberaller olmasa!”

  • Yorumlar 0
  • Facebook Yorumları 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış
    ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu yazıya henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları
ÖNE ÇIKANLAR
Tüm Hakları Saklıdır © 2009 İlke Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0532 261 34 89