Bildiğiniz gibi Rusya’nın Kırım’ı işgali üzerine uygulanan ekonomik yaptırımlar Rusya’yı parasal krize götürdü. Rus Rublesi diğer para birimleri karşısında adeta çöktü.
Gelin bugün bu yaptırımların istenen sonuçları verip vermediğine bir bakalım.
Bilinen ilk ekonomik yaptırımı milattan 432 yıl önce Yunan devlet adamı Perikles uygular. Atinalı üç kadını kaçırmaları üzerine komşu Megara kentine ticari yaptırım uygular. Ve bu yaptırımların ardından Peloponnes Savaşı başlar. Perikles yenilir. Yani ekonomik yaptırımların ilk uygulaması rakibi cezalandırıp masaya oturtmak yerine savaşa neden olur. Ve yaptırımı uygulayan yenik düşer.
Bu kısa açıklamanın ardından şimdi gelelim günümüzdeki ekonomik yaptırımlara…
Günümüzde ekonomik yaptırımlar genellikle büyük ülkelerin küçük ülkelere uyguladığı bir yöntem oluyor. Bazen başarılı olduğu görülüyor. 1980’lerde Güney Afrika Cumhuriyeti’nin apartheid yani ırkçı ayrılıkçı rejimine uygulanan yaptırımlar istenilen sonucu vermişti. Ve ırkçı rejim çökertildi. Ama Küba’ya ABD’nin uyguladığı ekonomik yaptırımlar Castro’yu güçlendirdi. ABD istediği sonucu alamadı. Ve nihayetinde Barack Obama diplomatik ilişkileri yeniden kurmak için harekete geçti. Yine Sovyetler Birliği döneminde Rusya’nın, Çin, Arnavutluk ve Yugoslavya’ya uyguladığı yaptırımlar pek başarılı olamadı.
Bu arada uranyumu zenginleştirip, nükleer silah üretmesini engellemek için uygulanan yaptırımların İran’ı müzakere masasına oturttuğunu söyleyebiliriz. Ama Kuzey Kore’ye uygulanan yaptırımların müzakereye yöneldiğini söylemek mümkün değil. Çünkü Çin, Kuzey Kore’ye verdiği destekle bu yaptırımları boşa çıkartıyor. Böylece Kuzey Kore’de Başkan Kim varlığını sürdürüyor.
Bütün bu örneklerin ardından gelelim Rusya’ya uygulanan ekonomik yaptırımlara…
Bu konuda “Do Economic Sanctions Work?” başlıklı bir makale yayınlayan Harvard Üniversitesi’nden iktisatçı Kenneth Rogof ekonomik yaptırım ve sabotajların 21. yüzyılda geniş bir rol oynadığını söylüyor. Ve ekonomik yaptırımların bir pazarlık aracı olmasını, müzakereyle sonuçlanmasını, şiddete yol açmamasını öneriyor.
İşte bu açıdan bakınca ABD ve Suudi Arabistan’ın el ele vererek petrol fiyatlarını düşürmesinin Rusya’yı zora soktuğunu söyleyebiliriz. Tabii bu arada Rusya’nın nükleer gücünü ve bilimsel kapasitesini unutmamak gerekiyor.
Bir de son günlerde Kuzey Kore’nin siber atakla ABD’yi nasıl sıkıştırdığını gördük. Kuzey Kore örneğinde olduğu gibi Rusya, böyle bir siber atağa kalkarsa çok daha güçlü hackerlarıyla ABD’ye büyük hasar verebilir. Yine Rogof’a göre bu türden işlerde mafya halkalarıyla Rusya daha etkin olabilir.
Kısaca önümüzde sorunlu bir dönem var. Ekonomik yaptırımlar masaya oturmak yerine şiddete neden olabilir. Rusya dizlerinin üzerine çökmezse savaş çıkabilir. Aynı 27 yıl süren Peloponnes Savaşı gibi.
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.