Şemdinli'de şu ana kadar bir rivayete göre 115, başka rivayete göre 170 PKK'lı etkisiz hale getirildi, yani öldürüldü.
Şunu sormak istiyorum:
Şemdinli'de 115 ya da 170 asker öldürülmüş olsaydı ne olurdu?
Hükümet ve Genelkurmay Başkanı yerinde kalabilir miydi?
Topa tutulmazlar mıydı?
-Orada niye oturuyorsunuz diye hesaba çekilmezler miydi?
Peki ölenler, kimisi çocuk yaşta, kimisi kız... Kürt çocukları olunca birileri bir bedel ödemeyecek mi?
Onları "Haydi savaşa" diye koca bir ordunun önüne gönderenleri sorgulayacak birisi çıkmayacak mı?
Yani, Şemdinli'ye bayrak çekilebileceğine ve orada bir "Kürt devletçiği" kurulabileceğine inanan bir Kandil kurmay (!) kadrosu var. Ve sözüm ona savaşıyorlar. Kuyruğu dik tutmak gerekiyor. Ama "Kürt çocukları"nın canı pahasına...
Siz duydunuz mu, Selahattin Demirtaş ya da Ahmet Türk'ten birisi. Aysel Tuğluk ya da Hasip Kaplan'dan birisi... Emine Ayna ya da Gültan Kışanak'tan birisi... Hatta bizim Altan Tan...
Beyler, inandınız mı, Şemdinli baskınıyla orada bayrak çekilebileceğine?
Dünyanın bu konjonktürde olduğuna.
Türkiye'nin boynuna basılacağına ve Şemdinli bayrağının kutsanacağına?
Hükümetin bu baskın karşısında pes edeceğine...
İnandınız mı?
Demirtaş Silvan için ne demişti?
115 ya da 170 Kürt çocuğu...
Sayı çok az mı?
Daha kaç tanesinin ölmesi lazım Şemdinli'ye bayrak çekmek için?
-PKK Şemdinli'ye bayrak çeker, Türkiye de onu seyreder... Kandil kurmayı (!) gerçekten böyle mi düşünmüştür?
Sevgili Kürt siyaset aktörleri, niye sesiniz çıkmıyor?
BDP eş başkanı Selahattin Demirtaş, Taraf'tan Neşe Düzel'e söylemişti. Tarih 25 Haziran 21012. Bakın:
"O askerleri Hazro'dan aldılar, Silvan bölgesine getirdiler. Orası PKK'nın etki alanıdır. Bunu herkes, vali, komutan, er, jandarma bilir. Askerleri oraya niye getirdiler? Şaibeli olan budur! O askerleri PKK'lıların önüne niye attınız?"
Şaibeli olan...
Sorsanıza Sayın Demirtaş ama bu defa Kandil'e doğru yönelip:
-Niye attınız bu çocukları askerin önüne? Kırılsınlar diye mi? Orası PKK'nın alanı mıydı? Öyle mi düşünmüşlerdir?
Yoksa Şemdinli'deki olayı "şanlı bir direniş" olarak mı görmektesiniz?
Yoksa siz de Şemdinli'den bir özerklik çıkabileceğini mi düşünmektesiniz?
Yoksa Kandil kurmayı(!)nın stratejisini onaylamakta mısınız?
Sanmıyorum. Bunun bir çılgınlık olduğunu düşünmeyecek bir akıl yoktur bana göre...
Gidin sorun, dağda çocuğu olan analara, ne diyorlar Şemdinli için...
Kandil'e bir şey söyleyebilir misin?
Sizi anlıyorum, askere, hükümete karşı söylediklerinizi, Kandil'e karşı söyleyemezsiniz.
"Söylemezsiniz" demiyorum, zaman zaman "misyon beraberliği" sebebiyle söylemediğiniz de olur ama Şemdinli gibi, çarpıklığı, macera niteliği, intihar hüviyeti apaçık olan bir şeyde, söylemek istersiniz de söyleyemezsiniz.
Çünkü karşınızda bir Frankeştayn canavarı vardır, onlar sizi siz onları büyüttünüz ve şimdi birbirinizin pisliğini örtmek gibi bir çıkmazın içine girdiniz.
Bedeli de Kürt çocukları ödüyor. Daha bıyıkları terlememiş Kürt çocukları ya da henüz buluğa ermemiş Kürt kızları...
Bakın Foça'da bomba konuldu, ölen yoksul bir Anadolu çocuğu. Tam da onu mu öldürmek istemişlerdi? Hatırlayın Serap öldü bir otobüse atılan molotofkokteylinin çıkardığı yangınla... Tam da Serap'ı mı öldürmek istemişlerdi?
Kör bir savaş bu.
İşte sonunda Kürt çocuklarını hem de düzineler halinde mahvetmeye başladı.
Kim var Şemdinli macerasının arkasında sormayacak mısınız?
-Ey Kandil, çıldırdın mı diye bir ses duyamayacak mıyız Kürt siyasetçilerin ağzından?
Yazıklar olsun!
Soruyorum:
-Sen niye yoksun Şemdinli'de ey Karayılan?
Sesime ses verecek bir Kürt siyasetçi arıyorum.
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.