HDP, Sur ilçesindeki sokağa çıkma yasağına dikkat çekmek amacıyla bu haftaki grup toplantısını Diyarbakır'da yaptı. Grup toplantısında konuşan HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, Cizre ve Silopi'deki sokağa çıkma yasaklarından önce öğretmenlerin memleketlerine gönderilmelerini eleştirdi:
"Deniyor ki, öğretmenler orası güvenli değil, kenti terk etsin. Şu an Türkiye’deki siyasi iktidar bu topraklara başka bir ülkeymiş gibi davranıyor. Sonra birileri çıkıp ya buralar aslında başka bir ülkedir, tarihsel olarak böyle bir gerçek vardır denilince hain oluyor. Bakın, siyasi iktidar buraya Kürt halkının yaşadığı topraklarda, öğretmenlerini çağırma uygulamasıyla başka ülke muamelesi yapmıştır. Biz burası başka bir ülke demedik. Siyasi iktidar, öğretmenlerini geri çağırarak kendi personelini, başka bir ülke memleket muamelesi yaptı. Burayı Türkiye’den böl. Bu siyasetin başka izahı yoktur."
Beyaz Toros-Siyah Ranger karşılaştırması
"Halkımızı, ‘Beyaz Toroslarla’ tehdit edenler, ‘Bizi seçmezseniz bakın bu şehrin sokaklarında Beyaz Toroslar dolaşır’ diyenler, seçildikten sonra siyah rangerları özgürce bu topraklarda dolaştırıyorlar. 90’lı yıllardaki ‘Beyaz Toros’ cumhuriyetiydi. O siyasal rejimin uygulamaları yenildi. Bugün de siyah rangerlar siyasetini uyguluyorlar" ifadelerini kullandı.
7 Haziran’dan bu yana, çatışmalarda 675 kişinin yaşamını yitirdiğini söyleyen Yüksekdağ, "Yine geride bıraktığımız süreçte 18 ilçe ve kent merkezinde 54 kez ve 175 gün sokağa çıkma yasağı ilan edildi. Bu süre içerisinde 83 sivil yurttaş hayatını kaybetti, katledildi" dedi.
Yüksekdağ, sokağa çıkma yasaklarının da çok büyük bir bölgeyi etkilediğini söyledi:
"Sokağa çıkma yasakları biliyorsunuz sadece o kentlerde o mahalledeki halkımızı etkilemiyor. Çok daha geniş bir alanı etkisi altına alan bir siyasetten söz ediyoruz. Geride bıraktığımız süreç içerisinde 1 milyon 300 bin insan sokağa çıkma yasaklarının hedefi ve mağduru haline getirildi. Neredeyse Avrupa’daki bazı ülkelerin nüfusuna yakındır bu. Yine geride bıraktığımız süreç içerisinde bizim yaptığımız araştırmalara ve gözlemlere dayanarak 200 bin insanın göç ettirildiğini söyleyebiliriz. Zorunlu göçe tabi tutuldu. Bu son 7-8 aylık sürecin bilançosudur. 7 Haziran’dan sonra ve istikrar vaadiyle 1 Kasım’dan sonra yönetime gelen yapının yönetim süreci boyunca istikrarsızlıkla bir istikrar yarattığının, şiddette bir istikrar yarattığının en açık ve çıplak resmidir."
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.