“20 yıl kolay değil uzun bir zaman, bir ömür. Yalnız geçiriyorsunuz, aç geçiriyorsunuz, tok geçiriyorsunuz. Beklemediğiniz anda bir bakıyorsunuz, bir dostunuz geliyor, bir yemek yapmış. Mutlu oluyorsunuz, beni soran birisi var diye. Bazen de diyorsunuz ki ben akşam ne yiyeceğim? Sürgün kolay mı? Hele yalnız olunca çok zor.”
Bu sözler 50 yıldır Kürt siyasetinin önemli isimleri arasında sayılan Yaşar Kaya’ya ait. 19 yaşından bu yana defalarca cezaevine giren Kaya, bir gece vakti aniden karar alıp, devletin öldürülecekler listesinde sıranın kendisine geldiğini düşünerek apar topar Türkiye’yi terk ettiğinde yıl 1993’tü.
53 yaşındaydı, PKK çizgisindeki Kürt siyasi hareketinin siyasi partisi niteliğindeki Demokrasi Partisi'nin (DEP) genel başkanlığını yapıyordu. O günlerde DEP, adeta istenmeyen partiydi, Milletvekili Mehmet Sincar, Batman'da sokak ortasında öldürülmüştü. Meclis’te ise attıkları her adım olay oluyordu.
"Ne kadar değişmiş, o kadar kafi"
İşte bu ortamda Türkiye'den ayrılan Yaşar Kaya, 21 yıl sonra yargılandığı davada mahkemenin verdiği “tutuklanmama güvencesi”nin ardından Türkiye’ye geri döndü. Bugün tekerlekli sandalyede geri döndüğü ülkesinde, ikinci günü. İlk gün havaalanından götürüldüğü adliyede ifadesini verdi. İkinci günü ise Ankara’daki yeğeninin evinde geçiriyor, birkaç gün içinde çok özlediği İstanbul’a geçecek.
Terk ettiği Türkiye ile geri döndüğü Türkiye’nin bambaşka iki ülke olduğunu düşünüyor. Anlatırken gözyaşlarını tutamıyor.
“Ben bir güreşe çıkmıştım, güreştim. Bu güreşi kazanmasam bile başabaş götürdüğümü düşünüyorum. Mutluyum, ülkem iyi bir yere geldi. Türkiye değişti, insanlar değişti, hepimiz gördük. Nazım’ın ne güzel bir şiiri vardı; sen yanmasan ben yanmasam nasıl çıkar karanlıklar aydınlığa. Seviniyorsunuz, ben ölmeden mücadelemin meyvelerini gördüm. Ne kadar değişmiş? O kadar değişmiş, o kadar bile kafi.”
Nasıl bir Türkiye’ydi ayrıldığı? Kendi sözleriyle; “Kan ve barut dönemiydi, bir barut fıçısıydı ülke.”
“Ben kan ve barut döneminde parti genel başkanlığı yaptım. Bir yandan da 110 çalışanı olan bir gazetenin sahibiydim. Arkadaşlarımla birlikte kurduğum gazetede 18 ayda 24 kişi öldürüldü. Musa Anter dahil 24 cenaze kaldırdık. Musa Anter benim babamdı, ağabeyimdi, cezaevi arkadaşımdı. Benim milletvekilimi sokağın ortasında, Batman’da öldürdüler. Beni tutukladılar, üç ay cezaevinde kaldım. Sivil dönemlerde cezaevinde kalmış tek siyasi parti başkanı benim. Tansu Çiller’in ölüm listesinde ikinci sıradaydım. Birinciyi zaten öldürdüler, ikinci bendim”.
"Ankara'da politika yapma imkanımız kalmamıştı"
Türkiye’den bir geceyarısı apar topar kaçtıktan sonra aralarında KCK’nın Avrupa’daki önemli isimlerinden Zübeyir Aydar’ın da yer aldığı DEP’in kendisi gibi yurtdışına kaçan milletvekilleriyle birlikte 'Sürgünde Kürt Parlamentosu'nu kurdu. Dönüşünde Ankara’da savcıya da neden bu adımı attığını anlattı.
“Savcıya da anlattım, 'Sürgünde Kürt Parlamentosu' bir zaruretten doğdu. Ne yapacaktım? Demirel’e, Tansu Çiller’e, Doğan Güreş’e dua mı edecektim. DEP’li arkadaşlarımızdan 10’u yurtdışına çıkmıştı, biz onlarla 'Sürgünde Kürt Parlamentosu'nu kurduk çünkü bizim Ankara’da politika yapma imkanımız kalmamıştı.”
Fakat Abdullah Öcalan 1999 yılında Türkiye’ye getirildikten sonra PKK çizgisiyle yolu yavaş yavaş ayrıldı. Kaya, “Bu ayrılık neden yaşandı?” sorusuna net yanıt vermedi.
“Aslında benim kimseyle yolum birlikte değildi, ben hep ayrık otuydum. Ama doğru, yolumuz ayrıldı. Ben demokrat bir insanım, demokrasiye inanan bir insanım. Kafamı kimseye ipotek edemem. Bu sözlerle herkesi kastediyorum. Benim kafam özgürdür, bildiğini yapar. Bilmiyorsa evde oturur. Öcalan’ı üç defa Şam’da ziyaret ettim, Roma’da iki defa görüştüm. Bazı müşterek noktalarımız vardı, sonra kalmadı. Kalması da mümkün değildi. Dünya değişti, Ortadoğu değişti, Türkiye değişti. Siz değişmezseniz olmaz.”
PKK değişti mi?
Yaşar Kaya “PKK değişti mi?” sorusuna ise “Çok zor bir soru, bunu zaman gösterecek” yanıtını veriyor.
Hükümetin Kürt sorununun çözümü için başlattığı süreçten memnun olduğu söyleyen Kaya, artık her iki tarafın da barışa hizmet etmesini beklediğini belirtti. BDP’den “hoşgeldin” demek için kendisini arayan olmadığını da sözlerine ekleyen Kaya, “Zaten bunu beklemiyordum” diye konuştu. (Al Jazeera)
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.