Yargıtay Cumhuriyet Savcısı, bu sloganın yörede basmakalıp sloganlardan olduğunu ve yakın bir tehlikeye işaret etmediğini belirtti. Yargıtay, sloganın atıldığı yer, koşul ve muhatapları dikkate alındığında propaganda suçunu oluşturmadığını belirterek kararı bozdu. Diyarbakır'da 2011 yılında yapılan yasa dışı gösterilerde şiddet olaylarına karıştığı iddiasıyla tutuklanan Mustafa Kaplan'a Özel Yetkili 5'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde 17 yıl hapis cezası verildi. Tutuklu yargılandığı davada hapis cezası aldığını duyan Kaplan mahkeme salonunda Kürtçe sloganı attı. Mahkeme heyeti bunun üzerine tutanakla suç duyurusunda bulundu.
6 bin lira para cezası verildi
Suç duyurusu üzerine soruşturma başlatan Cumhuriyet savcılığı, 31 Ocak 2013 tarihinde Ramazan Kaplan hakkında 'Terör örgütü propagandası yapmak' suçundan 1-5 yıl hapis istemiyle iddianame hazırladı. Özel yetkili 9'uncu Ağır Ceza Mahkemesi'nde yargılanan Kaplan, verdiği ifadede, "Kürt ve Türk halkları yüzyıllardır kardeştir ve kardeşlik devam edecektir. Duruşmada slogan attım. Ancak haksız bir şekilde karar verilmişti. Bu nedenle slogan atmıştım" dedi. Mahkeme, 24 Mayıs 2013 tarihinde açıkladığı kararında Kaplan'a 10 ay hapis cezasına çarptırarak bu cezayı 24 eşit taksitte ödemek üzere 6 bin lira para cezasına çevirdi.
"Düşünce açıklamak suretiyle terör övülemez"
Gerekçeli kararını açıklayan mahkeme, Anayasa ve uluslararası sözleşmenin düşünceyi açıklama ve yayma özgürlüğünün güvence altına alındığını ancak bunın sınırsız olamayacağını vurguladı. Mahkeme kararında, şöyle denildi:
"Düşünce açıklayarak tüm ulusların lanetledigi terör övülemez ve terör örgütlerinin propagandası yapılamaz. Özgürlüğü ortadan kaldırma özgürlüğünün bulunmasının demokrasileri ortadan kaldırabileceği bir gerçektir. Ancak ifade özgürlüğünün sınırlarını demokratik bir toplum anlayışı içerisinde değerlendirerek yorumlamak gerekir. Sınırsız özgürlük anlayışının felsefik olarak ileri sürülmesi ve tartışılması mümkünse de bu düşüncenin örgütlü siyasal toplumlarda savunulamayacağı ortadadır. Bu nedenle demokratik rejimlerde çoğulculuk ilkesi göz ardı edilmeksizin ifade özgürlüğüne sınırlamalar getirilmesinde zorunluluk bulunmaktadır. Terörle Mücadele Kanunu terör örgütü propagandası yapmayı suç saymış ve ifade özgürlüğünün koruma alanı dışında bırakmıştır. Nefret saçan, şiddete davet eden veya şiddet kullanmayı özendiren ifade ve davranışlar kamu düzeni için somut tehlike oluşturduğundan ifade özgürlüğü koruma alanı dışında kalır. Terör örgütü lehine atılan sloganların fikir ve düşünce özgürlüğü kapsamında değerlendirilmesi mümkün olmadığından 'Terör örgütü propagandası' suçu işleyenlerin cezalandırılması gerekir."
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.