Açıklamada, “Tartışmalara konu olan 4. cildin orijinal transkripsiyonu ise yine aynı isimler tarafından hazırlanıp Mart 2000 tarihinde yayımlanmıştır. Bu yayında “Kürdistan” kelimesinin 126 kez kullanıldığını belirtmek isteriz. Tartışmalarla gündeme gelen Günümüz Türkçesiyle Evliyâ Çelebi Seyahatnâmesi ise yukarıda belirtilen orijinal transkripsiyonun günümüz Türkçesine bir aktarımıdır” denildi.
Açıklama şöyle devam etti: “Kürdistan’daki Kürt kelimesinden sonra gelen ‘istan, -sitan’ eki birleştiği kelimeye ‘yeri, diyarı’ anlamını verir. Gülistan: Güllük, gül yeri; Kürdistan: Kürtlerin yaşadığı yer gibi. Kitabı günümüz Türkçesine aktaranlar bu ifadeleri daha uygun bulmuşlardır. Kaldı ki yine aynı yayının 280. sayfasında Kürdistan ifadesi kullanılmıştır. Seyahatnâme’nin diğer ciltlerinde de çevirmenler uyarlamaya uygun gördükleri yerlerde o günün şartlarında idari ve coğrafi bir kelime olarak geçen ‘Kürdistan’ ifadesini kullanmışlardır”.
‘Sansür olmadığının apaçık kanıtı’ denilerek açıklamada şu bilgiye yer verildi: “Sansürlü olarak nitelendirilen 4. ciltten sonra yayımlanan 5. cildin ilk sayfasında: ‘Cennet yurdu Bağdad’dan Hille çölleriyle Musul diyarına, oradan Kürdistan kalelerini, mamur şehirleri, nehirleri ve diğer ibretlikleri gezip dolaşarak Van diyarına gittiğimiz köy, kasaba ve menzilleri bildirir vesselâm.’ cümlesi niyetin sanıldığı gibi sansür olmadığının apaçık kanıtıdır”.
Yayınevinin ve eseri Türkçeye uyarlayanların, Kürdistan kelimesini sansürlemek gibi bir niyeti olmadığı ifade edildi. Açıklama, “Değerli bilim insanlarının yoğun emekleriyle ortaya çıkan ve yayıncısı olmaktan gurur duyduğumuz bu çalışma, bu tartışmalarla değerinden ve öneminden bir şey kaybetmeyecektir,” sözleriyle son buldu.
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.