‘Erdoğan Trump’la ağız atışmadan nasıl fayda sağlıyor’ başlıklı uzun analizde, krizin kısa vadede Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın işine yaradığı savunuldu. Ancak makalede şu ifadeler kullanıldı: “Fakat bu kısa vadeli kazanımlar, diplomatik atışmanın uzun vadeli risklerini gölgeliyor. Binlerce Amerikalı ve Türkiyeli turist, akademisyen ve işadamının hayatı kesintiye uğradı. Bu arada Türkiye’nin ekonomisi şimdiden sendeliyor. Erdoğan Batı’yı terk etme fikriyle flört etmek isteyebilir ama bu söylemi sürdürmek en fazla zararı muhtemelen kendi ülkesine verecektir.”
Adam Taylor imzalı makalede kullanılan görseldeyse, Erdoğan ile ABD Başkanı Donald Trump’ın fotoğraflarının arasına ‘Elverişli düşmanlar‘ yazıldı.
‘UZUN SÜRE DEVAM EDEBİLİR’
Makalenin girişinde, yaşananlar şöyle yorumlandı:
“Bu haftasonu, ABD’yle Türkiye arasında kısasa kısas mantığıyla karşılıklı seyahat kısıtlamaları getirilmesine sahne oldu. Bu, askeri, istihbari ve ticari açıdan geleneksel olarak derin bağlara sahip olan iki NATO ortağı Washington’la Ankara arasında giderek gerilen ilişkilerin bir diğer işaretiydi.
Kısıtlamalar, Donald Trump’ın selefi Barack Obama’nın yönetimindeki gerilim dolu yılların ardından Türkiye’yle iyi ilişkiler sürdürme vaadine rağmen getirildi. Trump Erdoğan’ı geçen ayki Beyaz Saray ziyaretinde ‘dostum’ diye övmüş, hiç olmadıkları kadar yakın olduklarını söylemişti. Fakat bazı yorumculara göre, ülkesi daha büyük bir kaosun eşiğindeyken, Erdoğan ABD’yle atışmaya son vermektense sürdürmekle daha fazla kazanım elde edebilir.
Açık olan şu ki, bu diplomatik çöküş uzun süredir bekleniyordu ve uzun süre de devam edebilir.”
Washington Post gerilimin ABD konsolosluğu çalışanı Metin Topuz’un tutuklanmasıyla patlak verdiğini belirtse de, şöyle devam etti: “Washington ile Ankara arasındaki anlaşmazlıkların büyük kısmında olduğu gibi, buradaki temel mesele de Türkiye’nin Pennsylvania’da yaşayan yaşlı bir adama, güçlü Türk dinadamı Fethullah Gülen’e dair saplantısı.”
‘ANKARA PARANOYAK HALE GELDİ’
15 Temmuz darbe girişiminde ‘ABD’nim parmağı olduğuna dair komplo teorileri’nin yayıldığını belirten gazete, makaleye şöyle devam etti: “Gülen, Washington ile Ankara arasındaki temel anlaşmazlık konularından sadece biri. Obama yönetimi sırasında Erdoğan Amerikan dış politikasıyla bir dizi anlaşmazlık yaşadı. Bunların en önemlileri Suriye ve Kürtlerdi. Obama aynı zamanda Türkiye’de alttan alta yayılan otoriterleşmeyi ve insan hakları ihlallerini eleştirdi. Washington’ın Mısır’daki darbeye sessiz tepkisi ve Türkiye’deki darbe girişimine karşı tuhaf yanıtı, Ankara’yı Amerikan niyetlerine karşı daha da paranoyak hale getirdi.”
‘TRUMP PEK İLGİ GÖSTERMEDİ’
Gazete, Türkiye’nin Trump yönetiminde değişim beklediğini de yazdı. “Otokrasi konusunda belki biraz daha rahat ve Obama’nın mirasını değiştirmeye istekli olan Trump’ın başkanlığında yeni bir başlangıç umudu vardı. İki taraftan da olumlu işaretler geldi” diyen Washington Post şöyle devam etti:
“Fakat başkanlığının üzerinden yaklaşık dokuz ay geçmişken, Trump Türkiye’ye pek bir olumlu ilgi göstermiş değil. Yönetimi YPG’yi silahlandırmaya onay verdi. Geçen ay federal savcılar eski bir Türk bakanı İran yaptırımlarını delmekle suçlanan işadamı Rıza Zarrab’la işbirliği yapmakla suçladı. 8 Ekim’de, ABD-Türkiye ilişkileri iki ülkenin de vize hizmetlerini durdurmasıyla daha da kötüye yol aldı.”
Makalede, Türkiye’de ‘Amerikan politikalarını karanlık güçlerin belirlediğine’ dair bir söylemin hakim olduğu, ancak bunun ilişkiler açısından faydalı bir bakış açısı olmadığı görüşü savunuldu.
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.