Ergenekon ana davasının 151. duruşmasında tutuklu sanık Veli Küçük, kendisine destek vermek için gelen yakınlarının "Nasılsın?" şeklindeki sorularına, "Paşa paşa yatıyoruz." cevabını verdi. Duruşmada çapraz sorgusu yapılan tutuksuz sanık Avukat Fuat Turgut'un, Savcı Mehmet Ali Pekgüzel'in soruları üzerine kullandığı çok sayıda telefon numarası ile mail adresini vermesi dikkat çekti.
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen Ergenekon ana davasının 151. duruşmasına; tutuklu sanıklar Doğu Perinçek, Nusret Senem, Hikmet Çiçek, Harettin Ertekin, Ergün Poyraz, Hüseyin Görüm ile başka suçlardan tutuklu Sedat Peker ve Semih Tufan Gülaltay katılmadı. Emekli Tuğgeneral Veli Küçük, Alparslan Arslan ve Osman Yıldırım'ın da aralarında bulunduğu 17 tutuklu sanık ile tutuksuz sanıklardan Gazeteci Güler Kömürcü Öztürk ve Avukat Fuat Turgut duruşmada hazır bulundu.
Tutuklu sanık Veli Küçük'ün, kendisine destek vermek için gelen yakınlarının "Nasılsın?" şeklindeki sorularına, "Paşa paşa yatıyoruz." cevabını vermesi dikkatlerden kaçmadı.
Sanık Fuat Turgut'un, duruşma salonuna girdikten sonra sanık bölümünde oturan tutuklu sanık emekli Albay Fikri Karadağ'ın eğilerek elini öptüğü gözlendi. Duruşma, Fuat Turgut'un çapraz sorgusuyla başladı. Savcı Pekgüzel, sanık Turgut'a Ergenekon soruşturması öncesinde kullandığı mail adreslerini ve telefon numaralarını sordu. Turgut'un 3 mail adresi ile bir telefon numarası vermesi üzerine Pekgüzel, ardısıra birçok telefon numarasının kendisine ait olup olmadığını sordu. Turgut, bu telefon numaralarından bazılarının kendisine ait olduğunu, bazılarını hatırlayamadığını, bazılarının ise kendisine ait olduğunu sanmadığını söyledi. Bir kişinin bu kadar çok telefon numarasını kullanması, duruşmayı izleyenler arasında "İlginç" olarak yorumlandı.
Savcı Pekgüzel, Fuat Turgut'un hatırlamadığını söylediği bir telefon numarasına ait 88 TL tutarında ödeme dekontunun kendisine ait ofiste yapılan aramalar sırasında ele geçirildiğini ve bu telefon numarası ile dava sanıklarından Sevgi Erenerol'a ait telefon numarası arasında 2001 yılında telefon görüşmesi yapıldığının belirlendiğini söyledi. Numaranın kendisine ait olmadığını savunan Turgut, "Belki birinin ihtiyacı olduğunu söylemesi üzerine bizim tarafımızdan ödenmiştir bu fatura. Ayrıca bu numara ile benim Sevgi hanım ile görüşme olasılığım da yok. Çünkü Sevgi hanım ile tanışmam, İzmir'de düzenlenen miting sırasında yüz yüze oldu. Ondan önce tanımıyordum. O tarihlerde olsa olsa ismini duymuş olabilirim. Keşke önceden de tanımış olsaydı." dedi.
Dava sanıklarından Fikret Emek ile Muzaffer Tekin'in de aralarında bulunduğu ismi yazılı bazı kahramanlara ihtiyacı olduğu şeklinde tuttuğu bir notu hatırlatan Savcı Pekgüzel, sanık Turgut'a, "Bu kişileri not aldığınız tarihte tanıyormuş, bir irtibatınız varmış gibi anlaşılıyor. Tanıyıp tanımadığınızı açıklar mısınız?" diye sordu. Bu soru üzerine Turgut, 1997 yılından bu yana her ayın 10-15 gününü Güneydoğu'da geçirdiğini, o bölgede bulunduğu zamanlarda, isimlerini not ettiği dava sanıklarının ise nasıl kahraman olduklarını duyduğunu, bu nedenle de not aldığını ancak bu kişileri o dönem sadece ismen tanıdığını söyledi. Savcı Pekgüzel, "Mesela Fikret Emek'i ne zaman tanıdınız?" sorusuna ise Turgut, "Eskişehir'de soruşturma kapsamında evinde arama yapıldığında tanıdım." cevabını verdi.
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.