TÜSİAD'ın yeni anayasa raporundaki cesur önerilerden 5 gün sonra geri adım atması, şaşkınlığa yol açtı. Patronlar Kulü-bü'nün bu tavrı, özellikle çalışmada emeği bulunan isimleri kızdırdı. Kamuoyuna açıklanan metnin, 22 kişinin önerileriyle hazırlandığını belirten katılımcılar, şu çağrıyı yaptı: "'Bizim raporumuz değildir' deme lüksleri yoktur. TÜSİAD'ın, yetkili kurullarında tartışarak yayımladığı bir raporun arkasında durması gerekir. "Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD), yeni anayasa çalışmasını geçtiğimiz salı günü kamuoyuna açıkladı.
Çoğu hukukçulardan oluşan 22 kişilik kurulun yaptığı atölye çalışmasının özet raporunda oldukça cesur öneriler yer aldı. Ancak ilk gün tam kadro raporun arkasında duran Patronlar Kulübü, 5 gün sonra geri adım attı ve çalışmayı ortada bıraktı. Dernek önceki gün yaptığı açıklamada, "değiştirilmesi teklif edilemez ilk üç maddesinin de tartışılabileceği" yönündeki önerinin eşbaşkanlar Prof. Dr. Ergun Özbudun ve Prof. Dr. Turgut Tarhanlı'nın kişisel görüşü olduğunu ve kurumu bağlamadığını ilan etti. Şok açıklama, anayasa önerisini hazırlayan katılımcıları şaşırttı. Komisyonun başkanlığını yapan Prof. Dr. Ergun Özbudun, "Biz metni hazırladık ve TÜSİAD'a sunduk. Artık hem onların elindedir, hem de kamuoyuna açıklanmış bir metindir. Bizden çıkmıştır. Yapılabilecek ve söylenebilecek bir şey yok." derken, Prof. Turgut Tarhanlı, "Bu konuyla ilgili bir görüş ortaya koymamı gerektiren bir durum yok. Söyleyecek bir şey bulamıyorum, bizim görüşümüz metinde ortaya konmuştur." demekle yetiniyor. Komisyonda yer alan isimlerden Prof. Dr. Serap Yazıcı ve Prof. Dr. Nur Vergin de "Konuyla ilgili görüş bildirmek istemiyorum." diyerek yorum yapmaktan kaçınıyor.
ÜMİT FIRAT (Yazar): Bu rapor, TÜSİAD dokümanıdır
Rapor, TÜSİAD'ın teklif ettiği insanların bir araya gelip ortaya çıkardığı bir rapordur ve TÜSİAD dokümanıdır. Bu çalışmada anayasanın değiştirilemez maddeleri değiştirilsin diye değil, değiştirilmez hükmü bir dayatma olduğu için kalksın dendi. Yoksa kimsenin şeriat ya da hanedan gelsin diye ifadesi yoktur. Bu bir dayatma olarak ele alındığı için devletin ideolojisi olmamalıdır diye konulmuştur. Bu, raporu yazan isimlerin tek başlarına ortaya koyduğu bir şey de değil. Bizler tartıştık, öneriler sunduk; ama raporu onlar yazdı. Ben bu raporun arkasındayım. Bugün Türkiye'nin koşullarını modern dünyaya taşıyacak bir taslak çalışmadır.
KAZIM GENÇ (Avukat): Yayınladınız, imzanızın arkasında durun
TÜSİAD bu raporu, Yüksek İstişare Kurulu ile birlikte yayınladığına göre tartışıldığını, görüşüldüğünü ve yayınlanması kararı alındığını düşünüyorum. Yayınlanması kararı altına imza koyuyorum, demektir. İmza koyunca da sonuna kadar sahip çıkacaksınız. Gelen saldırılara ve eleştirilere karşı aldığınız kararın arkasında durmak hem onların boynunun borcudur hem de bizleri oraya çağırıp görüşlerimizden yararlanmaları nedeniyle bizim emeğimize duyulan saygının bir gereğidir. Bu nedenle o raporu yönetim kurullarında tartışıp yayınlama kararı aldıktan sonra arkasında durmalılar. Bizim raporumuz deme lüksleri yoktur.
TARIK ZİYA EKİNCİ (Eski Milletvekili): 'Sahip çıkmazlar' diyordum, haklı çıktım
TÜSİAD'ın geri adım atmasını son derece üzücü buluyorum. Ben iki toplantıya katıldım. Orada konuşmama başlarken, taslağı hazırlayan anayasa profesörlerine "Sizin hazırlayacağınız metne, TÜSİAD'ın sahip çıkmasını temenni ederim. 10 yıl önce Prof. Dr. Bülent Tanör'ün hazırladığı anayasa ve demokratikleşme taslağı rafa konuldu. Bunu çok üzücü buldum. Büyük burjuvazinin, sizlerin hazırladığı anayasa taslağına sahip çıkmayacağından endişe ediyorum." demiştim. Bana öyle geliyor ki, Türkiye'deki burjuvazi, devletle bağlarını koparmak istemiyor. 'Bu ekibin kendi başına bunu yaptığı...' şeklindeki bir ifade, son derece çirkindir.
SÜLEYMAN YAŞAR (Ekonomist): Tasarının arkasında 24 saat duramadılar
12 Eylül referandumunda, askerî vesayet ve yargı vesayetinin kaldırılmasına 'Evet' diyememişlerdi. Şimdi de yaptırdıkları taslak metnin arkasında duramadılar. TÜSİAD içinde bir bölünme var. Yönetici gruba bir baskı geldi. Bu açıklamayı yapmak zorunda kaldılar. Bu tavırları çok olumsuz. Fevkalade korkaklar. Statükonun taraftarı olduğu için ondan ayrılamadılar. TÜSİAD'ı özgürlükçü yapıya çevirecek yegâne güç, içlerindeki Anadolu sermayesi. Gerçek burjuva onlar. Çünkü devletten yardım almıyorlar. İstanbul'un 'statükocu' sermayesine güvenmemek gerekiyor. Bunlar neden devletle ilişki içinde, çünkü devletten besleniyorlar.
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.