Merkezi Paris’te bulunan örgüt, ‘2014 Basın Özgürlüğünde en iyiler ve en kötüler’ listesini yayınladı. Listede, Türkiye, Irak ile Gambiya arasında yer aldı. Geçen yıl da Türkiye 179 ülke arasında aynı sıradaydı.
RSF’nin internet sayfasında yayınlanan açıklamada, Türkiye, hiçbir gelişme göstermeyen ve gazeteciler için dünyanın en büyük hapishanelerinden biri olarak nitelendirdi. Açıklamada, Gezi protestoları sürecinde, güvenlik güçlerinin baskıcı yöntemlerinin, sansürün devam ettiğinin ve Başbakan’ın popülist konuşmalarının tehlikesinin altının çizildiği yorumu yapıldı.
Listede basın özgürlüğü bakımından en iyi üç ülke Finlandiya, Hollanda ve Norveç olurken en kötüler Suriye, Türkmenistan, Kuzey Kore ve Eritre olarak sıralandı.
TÜRKİYE DÖNÜM NOKTASINDA
Türkiye’yi ‘Türkiye dönüm doktasında’ başlığı altında değerlendiren açıklamada, büyüyen diplomasi ve ekonominin etkisiyle Türkiye’nin Arap Baharı’nıyaşayan ülkeler için kendini bölgesel bir demokrasi modeli olarak gösterdiği belirtildi. Açıklamada, AKP’nin 10 yıllık iktidarı boyunca ordunun, medyanın politika üzerindeki etkisinin kaybolduğu ve Atatürk’ün mirasının parçalandığı ve bunların yerini kırmızı çizgilerin aldığı ifadeleri kullanıldı.
2013 yılında 60 gazetecinin tutuklu bulunmasının Türkiye’yi dünyanın en büyük gazeteci hapishanelerinden biri yaptığı vurgulanan basın açıklamasında, tutuklu ve yargılanan gazetecilerin çoğunun baskıcı yıllardan miras Terörle Mücadele mevzuatının bedelini ödediklerine dikkat çekildi.
Kürt sorunu ve barış süreci hakkında da değerlendirilmelerin bulunduğu açıklamada, Başbakan Erdoğan’ın Kürtlere demokratik reform sözü verdiği bunların aciliyet taşıdığı vurgulandı.
GEZİ PARKI GAZETECİLER İÇİN MAYIN TARLASI
Basın açıklamasında Gezi Olayları ile ilgili olarak “Türk toplumunun özgürlük hasretinin altını çizdi” denilirken “Protestolar, güvenlik kuvvetlerinde demokratik kültür eksikliğini ve medya gruplarının hükümet ile ilişkisi olan işadamlarının elinde toplanmasının çoğulculuk bakımından yol açtığı tehlikeyi de ortaya koydu” ifadeleri kullanıldı.
Açıklamada şöyle denildi: “Medya, mayıstan eylüle kadar süren protestolarda 153 gazetecinin yaralanması ve 39’unun göz altına alınmasıyla bu protestoları izlemenin bedelini ağır ödedi. Gazeteciler sistematik olarak bazen polis bazen de göstericiler tarafından hedef alındı. Hükümet karşıtı yazılar yazan köşe yazarları, sosyal medya kullanıcıları ve yabancı muhabirler hükümeti devirmeye çalışan dış güçlerin ajanı hatta terörist olarak nitelendirildi.”
Açıklamada, protestoları haber vermeye çalışan televizyon kanallarında oto sansürün yaşandığı, ayrıca 14 gazetecinin işten çıkarıldığı, 22’sinin istifa ettiği hatırlatılarak eylemleri yakından izleyen televizyon kanallarına da astronomik para cezaları verildiği belirtildi.
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.