Avrupa Birliği Komisyonu, Türkiye'nin ilerleme raporunu açıkladı; Türkiye'ye "reformları hızlandırma ve ifade özgürlüğünü sağlama" çağrısı yapıldı. Türkiye'nin "bölgesel istikrar, enerji arzı ve medeniyetler arası diyaloğun teşvikinde kilit rol oynadığını" bildirdi.
AB Komisyonu'nun Genişlemeden Sorumlu Üyesi Olli Rehn, Türkiye için "Ergenekon" davasının büyük önem taşıdığını vurgulayarak, bu soruşturmanın demokrasi dışı uygulamaların yaşandığı iddia edilen yakın geçmişle yüzleşme şansı sunduğunu söyledi.
Türk makamlarının soruşturmayı hukukun üstünlüğüne uygun ilerleterek sonuçlandırması talebinde bulunan Rehn, "Biz savcı değiliz. Elbette toplumu ilgilendiren bu çok önemli konuyu İlerleme Raporunda değerlendirmemiz gerekiyordu" diye konuştu.
301. madde
İfade özgürlüğü kapsamında Türk Ceza Kanunu'nun 301'inci maddesinde yapılan değişikliğin ardından başka bazı yasa maddelerine dayanılarak bazı gazeteciler ve aydınlar hakkında davalar açıldığını hatırlatan Rehn, İlerleme Raporunda bunlara ayrıntılı yer vererek ifade özgürlüğünün önündeki diğer engellerin de kaldırmasını istediklerini ve Atatürk'ü koruma kanununun bu kapsamda gündeme geldiğini belirtti.
Rehn ayrıca, Hırvatistan ile üyelik görüşmelerinin önümüzdeki yıl tamamlanabileceğini, ancak Türkiye'nin de aralarında bulunduğu diğer aday ülkelerin ise daha alması gereken çok yol olduğunu söyledi.
Makedonya ve Bosna
Raporda, AB üyeliğine başvurabilmesi için gerekli siyasi ve ekonomik reformlar konusunda Bosna'nın yetersiz gelişme kaydettiği belirtildi. Raporda, Bosna'nın, etnik gruplar arasındaki siyasi anlaşmazlığa bağlı olarak "değişken siyasi atmosferinin" sürdüğü ifade edildi. AB, Bosna'da yaşayan Boşnak, Hırvat ve Sırplardan birlikte çalışmalarını istedi.
Ab ilerleme raporu ve strateji belgesi
Ergenekon davası
AB Komisyonu, Türkiye'nin "Ergenekon" davasıyla "tarihinde ilk kez bir darbe girişimini soruşturduğu" belirtilerek, "bu davanın demokratik kurumların doğru işleyişine ve hukukun üstünlüğüne güveni artırmak için Türkiye'ye bir fırsat sunduğu" görüşüne yer verildi.
İlerleme Raporunda, söz konusu oluşuma ait cephane ve silahların ele geçirildiği ve "Türkiye tarihinin en kapsamlı soruşturmasında" eski Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök'ün "kendi isteğiyle tanık olarak ifade verdiği" hatırlatıldı. AB Komisyonu, geçen yılki raporunda "Ergenekon" davasına değinirken sadece gelişmeleri aktarmayı tercih ederek, yorum yapmaktan kaçınmıştı.
Sivil anayasa beklentisi
Türkiye'de zaman zaman gündeme gelen "sivil anayasa" çalışmalarına desteğini yineleyen AB Komisyonu, "1980 askeri darbesi döneminde yazılan mevcut Anayasa'nın AB standartlarına uygun şekilde birçok alanda daha fazla demokratikleşmeye izin vermesi ve temel özgürlüklere daha güçlü güvenceler sağlaması için değiştirilmesi gerektiği konusunda farkındalığın arttığını" bildirdi.
Cumhurbaşkanı Gül'e övgü
İlerleme Raporunda Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, "siyasi partiler ve devlet kurumları arasında diyaloğu teşvik etmesi ve dış politikada oynadığı aktif rol" nedeniyle övüldü.
AB belgesinde "Önde gelen siyasi partiler arasındaki kavgacı siyasi atmosfer ortamında Cumhurbaşkanı, devlet kurumlarının doğru işleyişi yanında siyasi partiler arasında ve sivil toplumda diyaloğu teşvik etmeye çalıştı" denildi.
Hükümet
İlerleme Raporu'nda AB sürecinde hükümetin olumlu adımları arasında Ocak ayında Ulusal Programın kabul edilmesi ve "tam zamanlı başmüzakereci" atanması öne çıkarıldı. Raporda, Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış'ın Türkiye'nin AB üyeliği hazırlıklarını daha etkin hale getirerek katılım müzakerelerinde bakanlıklar arası işbirliğini geliştirdiği belirtildi.
Sivil-asker ilişkileri
Belgede, Türk Silahlı Kuvvetlerinin "siyaseti etkilemeyi sürdürdüğü" iddia edilirken, "üst düzey ordu mensuplarının birçok fırsatta etnisite, Güneydoğu, laiklik ve siyasi partiler gibi iç ve dış politika konularında görüş açıklaması" eleştirildi.
Genelkurmay Başkanlığı'nın birçok fırsatta siyasetçilere ve basına kamuoyu önünde tepki gösterdiği kaydedilen belgede, "Nisan ayındaki bir basın toplantısında Genelkurmay, Ergenekon davası ve iddianamesi hakkında yorum yaparak yargıyı baskı altına aldı. Üst düzey bazı ordu mensupları yargılanan askeri personele destek verdi" ifadelerine yer verildi.
Kayseri İl Jandarma Alay Komutanı Albay Cemal Temizöz'ün "Güneydoğu'da 1990'lı yıllarda yargısız infazlar yaptırdığı suçlamasıyla" tutuklanmasına da yer verilen raporda, "ulusal güvenlik konusunda geniş tanımlama yaparak orduya geniş hareket alanı sağlayan TSK İç Hizmet ve Milli Güvenlik Kurulu (MGK) kanunlarının değiştirilmesi talep edildi.
Yargının tarafsızlığı tehlikede
AB raporunda, "yargının bağımsızlığı, tarafsızlığı ve yeterliliği hakkındaki endişelerin sürdüğü" belirtilerek, "Üst düzey yargı ve ordu mensuplarıyla bir yargıçlar ve savcılar derneği, önemli davalarda yargının tarafsızlığını tehlikeye sokabilecek açıklamalarda bulunuyorlar" görüşü savunuldu.
İlerleme Raporunda Şemdinli iddianamesini hazırlayan savcı Ferhat Sarıkaya'nın Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) tarafından meslekten ihraç edildiği hatırlatılarak, "bu orantısız kararın HSYK'nın bağımsızlığı hakkında şüpheler uyandırdığı" kaydedildi.
DTP'nin kapatılması
Demokratik Toplum Partisi'nin (DTP) kapatılması istemiyle 2 yıl önce açılan davanın Anayasa Mahkemesinde görülmekte olduğu hatırlatılan raporda, Avrupa Konseyi Venedik Komisyonunun, Anayasa'nın 68 ve 69'uncu maddeleriyle Siyasi Partiler Kanunu'ndaki ilgili maddelerin değiştirilmesi talebinin henüz karşılanmadığı ifade edildi.
YSK'nın "tartışmalı" kararları
İlerleme Raporunda, Yüksek Seçim Kurulu (YSK), 29 Mart yerel seçimlerinde, "seçmen olabilmek için gereken belgeler ve engellilerin oy kullanabilmesi konularında ve sandık görevlilerine başörtüsü yasağı getirerek, birçok tartışmalı karara imza attığı" gerekçesiyle eleştirildi.
Bununla birlikte, yerel seçimlerin ülke genelinde "serbest ve adil" gerçekleştirildiği kaydedilen raporda, yüzde 85 olan seçimlere katılım oranının "seçmenin seçim sürecine güvenini gösterdiği" belirtildi.
İfade özgürlüğü
"Türkiye'deki yasaların ifade özgürlüğü için yeterli güvence sağlayamadığı ve bunun sonucunda savcı ve yargıçların genelde kısıtlayıcı yorumları tercih ettikleri" savunulan raporda, Türkiye'de ifade özgürlüğünü sınırlayan birçok yasa bulunduğu ileri sürüldü.
Yapılan değişikliğe rağmen Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) 301'inci maddesine dayanılarak hala soruşturma ve yargılamaların devam ettiği aktarılan raporda, “ Atatürk aleyhine işlenen suçlar hakkında kanun ve Türk harflerinin kabul ve tatbiki hakkında kanuna dayanılarak yargılamalar ve mahkumiyetler devam etmektedir. Bu yasal belirsizlik nedeniyle gazeteciler, yazarlar, yayıncılar, siyasetçiler, akademisyenler ve diğerleri soruşturulma, kovuşturulma, yargılanma, mahkûmiyet ve hapsedilme riski altındadırlar ve bu nedenle otosansür yapmak zorunda kalabilirler" denildi.
DYH'ye kesilen vergi cezası
İlerleme Raporunda, Doğan Yayın Holding'e kesilen "yüksek vergi cezalarının ekonomik açıdan grubun yaşayabilirliğini tehlikeye düşürme potansiyeli taşıdığı ve bu nedenle uygulamada ifade özgürlüğünü etkileyebileceği" savunularak, vergiyle ilgili işlemlerde "orantılı ve adil" davranılması istendi.
Demokratik açılım
Hükümetin "Kürt sorununu barışçıl yollarla çözmek için geniş kapsamlı bir danışma süreci başlattığı ve kapsamlı bir plan hazırladığı" anlatılan İlerleme Raporunda, içeriği henüz açıklanmasa da "demokratik açılım" sürecini "somut önlemlerin takip etmesinin hayati önem taşıdığı" vurgulandı.
Cumhurbaşkanı Gül'ün Irak ziyareti ve kuzey Irak bölgesel yönetimiyle Türkiye arasındaki yakınlaşmanın "Kürt sorununun çözümünde olumlu atmosfere katkı yaptığı" anlatılan raporda, çözüm konusunda muhalefet ve sivil toplumun da dahil olduğu heyecan verici bir tartışmanın yaşandığı ifade edildi.
Kürtçe yayın, TRT 6 ve Alevilerin sorunları
Bu kapsamdaki olumlu gelişmeler arasında; TRT 6'nın Kürtçe yayına başlaması ve açılışta Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın "birkaç kelime Kürtçe konuşması", anadili Türkçe olmayan öğrencilerin okullarda anadillerini öğrenebilmesi, anadili Türkçe olmayanların kamu hizmetlerinden faydalanmalarının kolaylaştırılması, ifade ve örgütlenme özgürlüğünün güçlendirilmesi, Güneydoğu'nun sosyal ve ekonomik açıdan kalkındırılması, kara mayınların temizlenmesi ve koruculuk sisteminin kaldırılması üzerinde duruldu.
Raporda, Alevilerin cemevlerinin ibadet yeri olarak tanınması ve zorunlu din kültürü ve ahlak bilgisi derslerinden muafiyet taleplerinden de bahsedilerek Aleviler ve gayrı Müslimlerin dini özgürlüklerine tam saygı gösterilmesi istendi.
Kıbrıs meselesi
İlerleme Raporunda Türkiye'nin Kıbrıs'ta BM gözetimindeki kapsamlı çözüm müzakerelerine desteğini sürdürdüğü belirtilerek, "Buna karşın Türkiye'nin süren müzakereleri aktif şekilde desteklemesinin ve kapsamlı çözüm için uygun iklim yaratılmasına katkıda bulunacak adımlar atmasının beklendiği" kaydedildi.
Dış politika ve Nabucco projesi
AB Komisyonu, Türkiye'nin "bölgesel istikrar, enerji arzı ve medeniyetler arası diyaloğun teşvikinde kilit rol oynadığını" bildirdi. Genişleme Stratejisinde, Türkiye'nin kuzeydeki bölgesel yönetimle temaslar dahil Irak ile diplomatik ilişkilerini güçlendirdiği ifade edildi.
AB'nin doğalgazda Rusya'ya bağımlılığını azaltacak Nobucco boru hattı projesine de değinilen belgede, Türkiye'de imzalanan Nobucco anlaşmasının "hızlıca hayata geçirilmesinin AB'nin enerji güvenliğinde en önemli öncelikleri arasında bulunduğu" vurgulandı.
Belgede, "Türkiye (AB'ye) üyelik yükümlülükleri yerine getirme kapasitesini geliştirmeyi sürdürdü" denilerek, bilim ve araştırma, malların serbest dolaşımı, fikri mülkiyet hakları, rekabet, enerji, işletmeler ve sanayi politikası, tüketicinin korunması, istatistik ve trans-Avrupa ağları fasıllarında Türkiye'nin AB müktesebatına ileri düzeyde uyum sağladığı bildirildi.
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.