Medya, her ne kadar da kuvvetler sıralamasında önemli bir yere sahip olsa da Orta Doğu’nun çoğu ülkesinde bazen yürütme yetkisi yasama yetkisinin önüne geçer. Aynı şekilde medya da bazen yürütme yetkisinden sonra gelir.
Her ne kadar medyanın bu ağırlığı hür ve özgür siyasi sistemde kabul edilmiyorsa da, ancak hakikatte ister istemez böyle bir şey meydana geliyor ya da meydana gelmiştir.
Burada, medyanın rolü iyi ve kötü durumların her ikisi üzerinde de daha etkili bir şekilde ortaya çıkıyor. Bunun içindir ki medyaya verilen önemin şimdi var olan önemden daha fazla olması gerekiyor. Çünkü bir medya kurumu -eğer isterse- iki taraf arasındaki ilişkileri iyi ya da daha iyi yapabilir. Aynı şekilde, bu ilişkileri kötü ya da daha kötü de yapabilir. Saîdê Kurdî’nin tabiri ile “Medyanın şükrünü ifa etmek, bir nimet olduğunu idrak etmek ” bu nimeti, küfranı nimete dönüştürmemek, Medyayı; “kudret, yalan, mübalağa, cerbeze” merkezli değil, “hak, insaf, edep, doğruların” ifade edildiği bir kuvvetler noktasına değinelim.
Medya geniş bir dünyadır. Çok defa diğer yetkiler üzerinde de etkisi vardır. Çok defa yürütme ve yasama ve hatta yargılama yetkisi medyadan etki almıştır.
Meydanın büyüklüğü, önceden olduğu gibi sadece gazetecilik dünyası değil belki ajans, haber şebeke ağları, gazetecilik, elektronik ortamdaki gazetecilik, radyo ve televizyon yayını ve uydudan yayın yapan kanallar şeklinde geniş bir dünya olmasındandır. Burada şunu ifade etmek gerekiyor ki medya yoluyla aktarılan tarihi drama ve belgesellerin dahi ilişkilerin bozulmasında ve güçlenmesinde etkisi vardır.
Zaman açısından da medya savaşı askeri ve ekonomik savaşın öncesinde yer aldığı gibi, çok defa bu savaşların tamamlanmasından sonra da dolaylı olarak bu savaş devam etmiştir.
Medyanın etkisi sonucunda ortaya çıkan izler günlük olarak görülmeye bilir. Çünkü her gündem, bir köşeden ya da bir şekilde yönelmek istediği şeye yönelik olarak söyler, yazar ve gösterir. Sonuçta da bu yönde içte bir kamuoyu meydana getirir. Dolayısıyla hem kamuda hem de kendine özgü kamusal alan oluşturma etkisine sahiptir. Bir diğer taraf tandan da bütün bu günlük yönelimin karşısındaki tarafları toplar ve onlar için yorum yapar. Çok defa da diyalog masasında onlara değinir.
Türkiye Kurdistan Siyasi İlişkilerinde Medya
Orta Doğu bölgesi çok eski zamanlardan beri sıcak bir savaş ve çatışma bölgesi olduğu gibi her açıklama, yazı, hikâye, tarihi bir drama ve hatta ulusal ve dini bir marş karşısında da hassas bir bölge olmuştur.
Bu noktadan hareketle ülkeler, huzur ve barışın yerleşmesi adına medyayı siyasi, ekonomik, sportif, sanatsal ve dini...vs alanlar için güçlendirdi. Burada, bizim kastettiğimiz şey siyasi medyadır. Bu da temel olarak başlıca üç prensibe dayanıyor:
1-Medya maddesi.
2-Bu maddenin yazımı.
3-Bu yönde ortaya koyulacak olan gereçler.
Siyasi faaliyetlerin yerelleştirilmesi çok zor bir iştir. Çok defa Kurdistan veTürkiye Başkanları arasındaki karşılıklı ziyaret ya da bir karşılama ile ilgili bir haberin yazımının bu her iki tarafla ilişkisi vardır. Ancak bazen haberin kendisi bazen de haberin yayınlandığı zaman ve yer üçüncü bir tarafı etkiler ve ilişkilerde de herhangi bir ilerleme kaydedilmez.
Burada, kendilerini medya sahnesinde açıklamalarıyla, yazılarıyla ya da sanatsal çalışmalarıyla siyasi sorun ve gerginlik yaratarak kabul ettiren seslere ve kalemlere göz atmamız önem taşıyor.
Burada, medya alanında çalışanlar için dikkatli bir seçim ve değerlendirme yapılmalı. Çünkü genel olarak medya ve özel olarak da siyasi medya çalışanların denendiği bir meydan değildir. Çünkü siyasi medyada hata yapmak, bir halkın bir ülkenin ve bir liderin geleceğini tehlikeye sokar. Buradan da medya ve dış siyaset arasındaki ilişkinin doğası zamanın değişmesine bağlı olarak değişir. Ki, gerçekte zamanın değişmesi de bazı çıkarların değiştiğini ortaya çıkarır.
Ancak ikisi arasındaki önem ve strateji şu: Bugün siyasi medya ile dış siyaset arasındaki ilişkilerin şekli konusunda ortaya çıktı ki bu konuda üç gerçek göz önünde bulundurmalı:
Bir: Dış siyasete üç faklı aşamadan bakmalıyız: Dış siyasetin kompozisyonu aşması, siyasi karar süreci aşaması ve siyasi kararın uygulanması aşaması.
İki: İç siyasetin uluslararası organizasyonlar yoluyla dış ve uluslararası düzeye nakli. (iç güçler arasındaki koordinasyonun ön sonucudur) Çünkü dışa dönük çalışma uluslararası çerçevede resmi olan bir faaliyettir.
Üç: Medya’nın, dış siyasetin uygulanmasının araçlarından bir araç olarak incelenmesi. Her ne kadar medya saldırının ilk çizgisi ve savunmanın son çizgisi ve de diğer araçlardan daha az masraflı olsa da yine de izleri çok daha erken ürün verse de incelemeyi medyayı büyütmek ve bunu sadece medyaya dair bir tutum temelinde yapmamak. 21.yy, iletişim teknolojisindeki ilerleme sayesinde tartışmasız bir şekilde medya çağı oldu. Yazılı ve sözlü görüşler ve düşünceler çok çabuk bir şekilde değişiyor ve kamuoyunu medyanın amaçlarına yönlendiren bir maddi güce dönüşüyor.
Bunun içindir ki, şimdi, mesajlarını “Ne ?”, “Ne zaman ?”, “Nerde ?” sorularının cevaplarına yoğunlaştıran medyanın bu mesajlarına dair yorumlar “Nasıl ?” sorusunun cevabı olmalıdır.
Medya’nın Bölge’deki Stratejik Görevleri
Eğer medyanın görevleri teorik açıdan çoksa bu görevler, içinde yaşadığımız bu bölgede pratik açıdan bir kaç belirli noktada yoğunlaşır:
Bir: Bölge’nin Huzurunun Korunması
Bunda da görüşlerin yakınlaştırılması için medya alanında Kürt ve Türk medyasının koordinasyona ihtiyacımız olacak. (Hatırlatma: Mesela Anadolu Ajans’ının Kurdistan/Hewler’de bulunması önemli bir avantajdır. Bugüne kadar Kurdistan Hükümeti tarafından Anadolu Ajansına herhangi bir kısıtlama ve yaptırım uygulanmamıştır.)
Bu görüş açıları şunlardan ibarettir:
1-Bölge üzerindeki gerçek tehdidin bilinmesi ve tanıtılması.
2-Bu tehditle mücadelenin keyfiyeti konusunda bir çoğunluğa ulaşmak.
3-Ülkelerimiz ve dâhili istikrarımız üzerindeki gerçek tehdit.
4-Barışın kararlılığı için koordinasyonun ve yardımlaşmanın arttırılması.
5-Medya alanında ortak bir bilgi merkezinin kurulması.
İki: Kültürel Yardımlaşma Üzerinde Çalışmak
Burada da, ortak noktaların bulunması için elde bir kaç yüzyıllık ortak bir kültürel arka plan var. Bu ortak noktalar:
1-Beraber yaşama kültürünün derinleştirilmesi.
2-ideolojik hizipçiliğin, ırk üstünlüğü fikrinin ve şiddetin reddedilmesi.
3-Kültürel ve ortak alanlarda ortak kültürel çalışmaları gerçekleştirmek
4-Geçmişteki olumlu müspet aydınlık noktalar üzerinde durmak, gelecek için çalışmak ve tarihin karanlık aşamalarını bertaraf etmek. ( önceki iki makalemize başvurun)
5-Terörist, gerici, bölücü, düşman, aşiretçi... vs. şeklinde, halkların ve devletlerin isimlendirildiği bu gibi yaralayıcı bir dilin kullanılmasından ve geliştirilmesinden medyayı kurtarmak.
Üç: Ekonomi İlişkiler
Burada da kendi objektifiyle medyanın, bölgenin milletleri ve devletleriyle bağlantılı ekonomi üzerinde başlıca bir rolü var. Kazanç sağlanması ve ortak ekonomik ve ticari işlerin yararlı olması şu yollarla mümkün:
1-Kürtler ve Türkler için büyük yarar kaynağı olacak ekonomik raporlara eğilmek.
2-Orta Doğu’da etkili olacak bir serbest ticaret inisiyatifi üzerine eğilmek.
3- Kurdistan, Türkiye, Amerika, Ürdün, Bahreyn, Umman, Suudi Arabistan, Lübnan, İsrail ve özellikle Irak dahil olmak üzere Dünya Ticaret Örgütüne üye olacak bölgedeki diğer ülkeler arasındaki ticari anlaşmalar üzerinde durmak.
4- Siyasi tutumların yakınlaştırılması yolunda bir kapı olacak olan siyasi ekonomi ve ekonomi alanındaki tutumların birleştirilmesi üzerinde durmak. Ama bunun için Avrupa’nın başarılı deneyimine bel bağlamak ve Arap ülkelerinin bezmiş deneyiminden ders almak. Ki, onlar şu ana kadar siyasetten hareketle ekonomiye doğru diyorlar.
Medya Kurumları’nın Görevleri
1- Kurdistan ve Türkiye coğrafyası ve tarihi konusunda hassas davranmak.
2- Bölge milletlerinin psikolojilerinden haberdar olmak ve aynı zamanda onların iş ve tepkilerine dair psikolojilerini bilmek.
3- Bölge ülkelerinin işlerine müdahale etmekten uzak durmak.
4- İstenmeyen ve kendi kendine tavsiyelerde bulunmaktan uzak durmak. (maalesef Türk medyasının, Türk devletini, savaşa itibar etmeye çağıran haberlerine sık rastlıyoruz)
5- Resmi ve yazılı olmayan raporlardan ve her biri kendi savaşlarını bizimle yapmak için kendi ülkelerinin çıkarına yazıp konuşan siyasilerin ve dünyadaki siyaset araştırmacılarının yaptığı açıklamalardan uzak durmak.
6- Hükümetin resmi sözcüsünün ve resmi kurumların konuşmasına önem vermek ve bir tarafın çıkarına ya da ortak çıkarlara zarar verecek yanlış olan ve şüphe götüren ve de bu şekilde yayınlanan bilgilerden uzak durmak.
7- Her tarafın medya konusunda işin kurallarına göre çalışması.
8- Ulus, vatandaşlık, gerçekçilik kavramları üzerinde durmak, diğer nasyonlist düşünce okullarına açık olmak ve milli egemenlik ve onura saygı duymak.
9- Korku ve şüphe kültürünü yaymaktan uzak durmak, yardımlaşma ve koordinasyon için kısa ve kopuk değil uzun soluklu ve devamlı bir siyasetin uygulanması için çalışmak.
10- Kapalı pencerelerin açılması ve de bozulan ilişkilerin bertaraf edilmesi ve iyileştirilmesi.
11- Yazı, resim ve karikatür yoluyla ülkelerin ekonomik ve siyasi ilişkilerine zarar veren bazı medya kurumlarının yanlışları ve işledikleri suçlar karşısında medya olarak sessiz kalmamak. (Mesela; Goran Partisi medyasının Kurdistan ve Türkiye Başkanlarına yönelik bu tarz fanatik tutumları dikkate alınmamalı.) bu konuda Kurumların bu yanlışları ve suçları birbirini anlama yerine savaş ve anarşinin meydana gelmesine neden olurken bir taraftan da ülkeler arasındaki savaşların sebeplerinin resmi rakamlara raporlara göre % 49.34’ü ise medyadır.
Medya Alanında Ortak Çalışma Mekanizmaları
1- Her iki tarafın ilgili medya kurumları ve bakanlıklar arasında Mutabakat Zaptı’nın yazımı ve imzalanması. Buna (Memorandum of Understanding (MOU)) deniyor.
2- Her iki tarafın haber ajansları arasında mesleki yardımlaşma ve medyaya dair üslup ve ibareler üzerinde anlaşma.
3- Medya ilişkili sivil toplum organizasyonları arasında yardımlaşma.
4- Farklı medya kurumlarının katılımıyla bir basın konseyinin kurulması ve medya ürünleri konusunda görüş alışverişi yapmak için yardımlaşma.
5- Basın’da çalışanları, mesleki bilginin arttırılması, Türk basının Kürtçe, Kürt basının Türkçe konusunda uzmanlaşmaya doğru adım atmak için medya alanına yönelik bir eğitim konusunda yardımlaşmak.
6- Basın- yayın fakülteleri ve enstitüleri arasında eğitim programları ve bunların yenilenmesi ve de güçlendirilmeleri konusunda yardımlaşma. Kurdistan ve Türkiye karşılıklı Türk ve Kürt basını konusunda Üniversitelerde bölümler açmak
7- Basın konusunda ilgili basın kurum ve kuruluşlarına yönelik ziyaret ve geziler düzenlenmesi.
8- Basın kurumlarının barışa, uluslararası karşılıklı anlayışa ve UNESCO’nun 28.11.1978 tarihli ve 20.dönemine has insan hakları kararlarına destek vermedeki rolü konusunda özel ve temel bir bildiri için çalışmak.
9- Her bir tarafın, kendi ülkesinin basın kanununa ait maddeler çerçevesinde, basın ihlallerinin kendi ülkesinin kanunlarına göre cezalandırılması için çalışması.
12- Bilgi ve cesaret verme ile sıfat ve teşhir arasında, hoşgörüsüzlüğün ifadesi ve özgürlük ile görüş ifade etme arasında bir sınır belirlemek için uluslararası standartlara bel bağlamak.
Not: Bu yazıyı 22 Nisan Kürt Gazetecilik günü vesilesi ile kutlamak ve şükrünü eda etmek maksadı ile yazdığımı belirtmek isterim. Ayrıca metinde istifade edilen kaynaklar yazı dizisinin sonunda toplu olarak verilecektir.
Hüseyin Siyabend Aytemur
Email: @huseynsiyabend
Türkiye ve Kurdistan: Geleceğe Dair (1)
Türkiye ve Kurdistan: Geleceğe Dair (2)
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.