Hazine arazilerini sahte evrak düzenleyerek sattığı iddiasıyla 2001 yılında gözaltına alınarak hakkında planlı operasyon izni alındıktan sonra soruşturma sürecinde ortadan kaybolduğu ortaya çıkan dinleme kayıtları, eski Eskişehir Emniyet müdürü Hanefi Avcı'nın boşalttığını ileri sürdüğü ofisinde çıktığı öğrenildi.
Haliç'te Yaşayan Simonlar kitabındaki iddiaları nedeniyle 1 Eylül tarihinde verdiği dilekçe ile Eskişehir Emniyet Müdürlüğü görevinden merkeze alınan Hanefi Avcı hakkında Devrimci Karargah örgütüne yardımcı olduğu iddiasıyla soruşturma açıldı. Başlatılan soruşturma sonucunda Avcı 28 Eylül tarihinde gözaltına alındı. Boşaltmadığı Eskişehir Emniyet Müdürlüğü lojmanı ile kendi açıklamasına göre 28 gün önce boşalttığı makam odası Ankara'dan gelen özel bir ekip tarafından arandı.
Bürosunda sekreterinin kullandığı telefon rehberi dahil olmak üzere delil olabilecek her şeye el kondu. El konulan ve suça konu olabilecek belgeler tasnif edilirken makam odasında bulunarak el konulduğu ileri sürülen 24 adet kasetin incelenmesi başka bir skandalı Türkiye gündemine taşıdı. El konulan kasetlerde eski MİT Kontrterör Daire Başkanı Mehmet Eymür'den, Ahmet Özal'a, Fatih Altaylı'dan Enis Berberoğlu'na kadar birçok ismin telefon dinleme kayıtları olduğu ortaya çıktı. El konulan kasetlerde sesleri tespit edilen 53 isim tek tek İstanbul Özel Yetkili Cumhuriyet Savcılığına çağrılmaya başlandı.
YAŞANAN SKANDALIN BAŞKA BİR YÖNÜ
Çıkan dinleme kasetleri arasında bulunduğu ileri sürülen bir ses kaydı ise Ergenekon'da yaşanan skandalın bir başka boyutuna işaret ediyordu. Bu kayıt Ergenekon soruşturma sürecinin ilk ismi Tuncay Güney'e ait ses kayıtlarıydı. Şubat 2001 tarihinde Asayiş Şube Müdürlüğü tarafından Devlete ait hazine arazilerini sahte resmi evrak düzenleyerek sattığı iddiasıyla gözaltına alınan Tuncay Güney Veli Küçük ve suç örgütü hakkında önemli iddialar ortaya atmıştı.
Dönemin Organize Suç Şube Müdürü Adil Serdar Saçan'ın başvurusu ile dönemin Devlet Güvenlik Mahkemesi Başsavcısı Aykut Cengiz Engin'in görevlendirmesi ile savcı Muzaffer Yalçın bu soruşturmayı başlattı. 15 Mart 2001 tarihinde, başlatılan projeli çalışma kapsamında suç örgütünün elemanı olduğu ileri sürülen 14 kişinin kullandığı 29 cep ve sabit telefon hakkında mahkeme kararıyla dinleme kararı çıkartıldı. Çıkartılan projeli çalışma izni İstihbarat Şubesine gönderildi. Olay bu noktadan sonra karmaşık bir hale geldi.
Dönemin Organize Şube Müdürü, Tuncay Güney'in itiraflarını örtbas ederek Ergenekon örgütü hakkında soruşturma açılmasını engellediği iddiasıyla tutuklandı. Yargılanma sürecinde ise İstihbarat Şubesinin Devlet Güvenlik Mahkemesinin projeli çalışma talimatını yerine getirmediği, dinleme ve çalışma yapılmadığı için de herhangi bir delile ulaşılamadığı, herhangi bir delile ulaşılamayınca da savcılığın soruşturmayı kapattığı mahkemeye gönderilen resmi evrakların içeriğinden anlaşıldı.
GÜNEY VE ARKADAŞLARI HAKKINDA OPERASYON İZNİ ALINDI
13. Ağır Ceza Mahkemesinde sanık olarak yargılanan dönemin Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürü Adil Serdar Saçan'ın talebi üzerine 13. Ağır Ceza Mahkemesi, İstanbul Emniyet Müdürlüğünden, 15 Mart 2001 tarihinde Tuncay Güney ve arkadaşları hakkında, dönemin Devlet Güvenlik Mahkemesi Başsavcısı Aykut Cengiz Engin'in bu çalışma için görevlendirdiği Devlet Güvenlik Mahkemesi savcısı Muzaffer Yalçın'ın izni ve sorumluluğunda yürütülen ön soruşturmanın bilgi ve belgeleri istendi. İstanbul Emniyet müdürlüğünden 13. Ağır Ceza Mahkemesine 15 Mart 2010 tarihinde Organize Suçlarla Şube Müdürü Hüseyin Işıldak ve Emniyet Müdür Yardımcısı Ali Fuat Yılmazer imzası ile gönderilen cevabi yazılarda, mahkemenin sorduğu sayı ve numarada Tuncay Güney ile ilgili herhangi bir bilgi ve belge bulunamadığı yanıtı verildi.
HANEFİ AVCI'NIN MAKAM ODASINDA ÇIKTI
Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürü Hüseyin Işıldak ve Emniyet Müdür Yardımcısı Ali Fuat Yılmazer'in imzası ile bulunamadığı 13. Ağır Ceza Mahkemesine bildirilen Tuncay Güney'e ait dinleme kayıtlarının Devrimci Karargah örgütüne yardımcı olduğu iddiasıyla tutuklanan Hanefi Avcı'nın ofisinde bulunduğu ileri sürüldü. Alınan izne rağmen izi bulunamadığı İstanbul Emniyet Müdürlüğü tarafından 13. Ağır Ceza Mahkemesine bildirilen dinleme kasetlerinde ne tür kayıtlar olduğu, niçin ortadan kaybolduğu önümüzdeki günlerde ortaya çıkacak..
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.