DEMOKRATİK ORTADOĞU‘NUN ŞAFAĞI ÖZGÜR KÜRDİSTAN’DA ATIYOR
Değerli Konferans Delegasyonu;
Kürt Halk Önderi Sayın Abdullah Öcalan’ın yeni başlatmış olduğu Demokratik Kurtuluş ve Özgür Yaşamı inşa hamlesinin bir merhalesi olan Kuzey Kürdistan Birlik ve Çözüm Konferansını gerçekleştiren siz değerli delegelerin şahsında, özgürlük önderimiz Başkan APO’yu saygıyla selamlıyoruz.
Başlarken sizlerle modern dünya sisteminin, Ortadoğu ve ülkemiz Kürdistan üzerine yaptığımız temel belirlemeleri paylaşmak istiyoruz. Kendisini devlet ve iktidara dayalı olarak inşa eden, bugün en küresel halini yaşayan beş bin yıllık tekelci uygarlık sistemi, maddi ve manevi kültürüyle bir kriz halini yaşamaktadır. Bu kriz hali güncel yada konjoktürel olmayıp, tekelci uygarlığı oluşturan ana parametrelerde yaşamaktadır. Halkların yarattığı tüm maddi ve manevi toplumsal değerleri gasp eden, el koyan, sömüren bu devletli uygarlığa, halklar artık dur demektedir.
Bu devletli dünya sistemi en ağır bunalımını ve kriz halini, Ortadoğu coğrafyasında yaşamaktadır. Yüzyılın başında, tekelci kapitalist uygarlığa dayalı olarak inşa edilen Ortadoğu devletleri, gerek dış müdahalelerle, gerekse de içte halk ayaklanmalarıyla artık aşılmaya başlamıştır. Bugün Ortadoğu’da temel gündem aşılmaya başlanılan eski egemenlikçi, despot sistem yerine kurulacak yeni sistemin, nasıl olacağı ve nasıl inşa edileceği konusudur. Bunun için bugün üç temel eğilim Ortadoğu’da amansız bir mücadele vermektedir.
İlk eğilim tekelci kapitalist uygarlığın temsilini yapan uluslararası güçlerin politikalarıdır. İki yüz yıldır Ortadoğu halklarına dayatılan milliyetçilik, halkları bölme, parçalama ve savaştırma, farklı kimlikleri yok sayarak fiziki ve kültürel soykırımlara uğratma ve böylece savaşlara, öldürmelerle geçen bir yüzyılın temel sorumlusu da bu eğilim olmaktadır. Bu eğilim, bugün Ortadoğu’da karşılaştığı engelleri aşarak yeni bir tekelci uygarlık sistemini inşa etmek ve halkları sömürmeye kaldığı yerden devam etmek istemektedir.
İkinci eğilim ise kapitalist uygarlığın bölgedeki taşeronu, işbirlikçisi olarak rol oynayan, eskinin despotik diktatöryel, yeninin sözde ılımlı islami iktidarlarının uyguladıkları politikalardır. Bu eğilim eski ve yeni halleriyle, uluslar arası güçlerin yanında durmakta, bölge halklarını bastırarak nefes alamaz duruma sokarak, iradesizleştirerek, her türlü katliam ve soykırım rejimini uygulayarak, en uğursuz rolü oynamışlardır.
Üçüncü eğilim ise, tarihten günümüze kadar farklı formlarla varlığını sürdüren halkların özgürlüğe ve eşitliğe dayalı demokratik uygarlık eğilimi olmaktadır. Halkların Newrozunu, baharını, kardeşçe bir arada yaşamasını; demokratik, eşitlik ve özgür bir yaşamın inşasının önüne hedef koyan bu eğilimin temel rolü; hem bölgenin gerici, despot ve liberal kisveli rejimlerine hem de uluslararası tekelci uygarlığın bölgede uyguladığı iktidarcı politikalara ve sistemlere dur demektir. Halklar bugün demokratik, özgür ve eşit bir yaşamı inşa etmek istiyorlarsa; bunun yolunun sadece bölge devletlerine karşı değil, aynı zamanda küreselleşen devletli uygarlık güçlerine karşı da mücadele etmekten geçtiğini bilmelidirler. Bu da bölgesel olduğu kadar evrensel olan çözüm proje ve anlayışlarına sahip olmaktan geçmektedir.
Değerli Arkadaşlar
Bildiğimiz gibi yakın zamanda coğrafyamızda Arap baharı olarak ifadeye kavuşan halk isyanlarını hep beraber izledik. Büyük bir isyan ve özgürlük haykırışını içeren bu ayaklanmalar ne yazık ki bir diktatörün tahtında indirilmesi yerine başka bir diktatörün seçilerek aynı tahta oturması sonucunu ortaya çıkarmıştır. Ortadoğu ve dünyamıza gerekli olan bir diktatörün yıkılarak yerine başkasının geçirilmesi değil, egemenlik ve sömürü üreten bölge ve dünya sisteminin aşılarak, yerine halkların özgürlük ve eşitlik tarihine dayalı demokratik bir uygarlığın inşa edilmesidir.
Bu amaçla bugün Ortadoğu da Demokratik Uygarlık Sistemini inşa edebilecek ve Ortadoğu halklarına öncülük edebilecek yegane halk ve ülke Kürtler ve Kürdistan‘dır. Kürt halkının hem güncel durumu, hem de tarihsel karakteri ve rolü fazlasıyla bunu ortaya koymaktadır. Bu Kürt halkının ve Kürdistan coğrafyasının tarihten bugüne biçimlenmesi ile ilgilidir.
Kürt halkı Ortadoğu ve hatta dünya toprağı üzerine statüsüz bırakılmış yegane halklardan biridir. Kapitalist uygarlığın Ortadoğu‘ya sirayet etmesiyle, ülkeleri yok sayılarak dört parçaya bölünmüş ve yüzyıldır her dört parçada inkar ve imha siyasetiyle kimlik, kültür, dil, vatan gibi ulusal değerleri ve hatta varlıkları bile yok sayılmıştır. Bu inkar ve imha siyasetinin kültürel asimilasyonla beraber sorumlusu uluslararası sistemin ta kendisidir. Bundan dolayı hem uluslar arası, hem de Ortadoğu sistemiyle ilk elden hesaplaşması gereken halk Kürtlerdir. Statüsünü de bu küresel sistemle hesaplaşmasıyla elde edecektir.
Kürdistan ‘ın parçalı hali tarih boyunca dezavantajlı bir durum yaratırken günümüzde bu dezavantaj hali doğru bir bakış ve politikalar temelinde avantajlı bir fırsat sunmaktadır. Zira Kürdistan’ın bir parçasındaki gelişme, anında diğer parçaları da etkilemektedir. Bu gelişmeler Birleşik kaplar kanunu misali aynı anda dört devleti ve üç ulusu etkilenmektedir. Kürt halkının kazanacağı bir statü, doğrudan Ortadoğu siyasi haritasını yeniden dizayn edecektir. Bu nedenle Ortadoğu‘da inşa edilecek yeni uygarlık sisteminin anahtarı Kürt Halkının ellerindedir.
Tarihsel olarak Kürtler ve Kürdistan yurdu toplumsal tarihin şafağından günümüze kadar önemli gelişmelere sahne olmuştur. Kürdistan yurdu insanın ilk defa toplumsallaşmayı geliştirdiği, köyler kurarak yerleşik yaşamı inşa ettiği, tarımı geliştirerek insanlığı beslediği, neolitik özgürlük toplumunun yurdudur. İnsanlığın komünal-demokratik değerlerinin, özgürlük değerlerinin kadın toplumsallaşması temelinde inşa edildiği mekandır.
Tarihsel olarak Kürt halkının ikinci önemli çıkışı, Medler dönemidir. Med çıkışıyla yaratılan ve Newrozla simgeleşen demokrasi ve özgürlük değerleri neolitik toplum geleneğinin bir devamı olarak evrensel çapta bir rol oynamıştır.
Kürt Halkının çağdaş zamanda en önemli çıkışı günümüze damgasını vuran ve Kürt Rönesansıyla Ortadoğu’yu aydınlatan Reber APO’ nun çıkışı olmaktadır. Reber APO, tarihin tüm özgürlük ve demokrasi değerlerini kendine dayanak yaparak Kürt Halkının tarihte oynadığı evrensel demokrasi ve özgürlük rolünü günümüze taşımıştır. Sadece Kürt Halkına son yüzyılda dayatılan inkar ve imhayı değil, tarihten günümüze 5 bin yıl boyunca insanlığa dayatılan devlet ve iktidarın her tür katliam , imha ve soykırım eylemlerine dur deme cüretini ve eylemini açığa çıkarmıştır.Ortaya koyduğu demokratik uygarlık paradigmasıyla, olacaksa bir yaşamın ancak özgür olacağını, bunun da tarihsel özgürlük ve demokrasi değerlerine bağlı kalarak , bu değerleri günümüze taşıyarak ve daha da geliştirerek olacağını açık olarak belirtmiştir.Kırk yıllık destansı mücadele sürecine her biri onlarca yıl içinde gerçekleşemeyecek büyük devrimsel gelişmeleri sığdırmıştır. Önder APO kendi paradigmasının özelliklerini, temel ayaklarını bu tarihsel değerlere dayanarak oluşturmuştur. Demokratik, Ekolojik, Cinsiyet Özgürlükçü, Ahlaki, Politik bir toplum esasta özgürlük olarak Kürt Halkında somutlaşmıştır. Önder APO‘nun özgürlük mücadelesinin esasta açığa çıkardığı temel hakikat özgür insan ve demokratik toplumdur.
Bunun somut ifadesi Demokratik bir uygarlık çağı içinde Demokratik bir Ortadoğu ve bunun da içinde Demokratik ve Özgür bir Kürdistan‘dır. Böylece hem güncel, hem tarihsel, hem de ideolojik olarak Kürt Halkının karakteri ve kaderi, evrensel olmak, evrensel düşünmek ve evrensel eylemektir. Bundan dolayı Kürdistani olan her şey evrenseldir demekteyiz. Ne devlet olmak, ne bir parça toprak içinde kendini sınırlamak, ne de milliyetçilik, Kürt Halk gerçeğini asla tanımlayamaz.
Değerli Arkadaşlar,
Tüm bunlardan hareketle Kürt Halkının önünde kocaman bir Ortadoğu devrimin durduğunu anlamış bulunmaktayız. Güney Kürdistan‘da kazanılan statü, Rojava parçasındaki özgürlük devrimi Kuzey ve Doğu Kürdistan da yıllardır sürdürülen özgürlük mücadelesi Önder APO‘nun 2013 Newroz mesajıyla niteliksel bir aşama kaydederek yeni tarihsel bir aşamayı açığa çıkarmıştır. Demokratik siyaset dönemiyle Kürt sorunun, tüm boyutlarıyla tartışıldığı ve çözüm yol ve yöntemlerinin masaya yatırıldığı, somut projelerle somut adımların atıldığı bir dönemi yaşamaktayız. Açıktır ki tüm bu adımlar Demokratik Ortadoğu Özgür Kürdistan devriminin önemli parçaları olmaktadır.
Kürtler açısından tüm bu hedeflerin gerçekleşmesinin yegane yolu, Demokratik Kürt Uluslaşmasının sağlanmasından geçmektedir. Kürt Halkının yaşadığı her yerde, Kürdistan‘ın tüm parçalarında halk olarak, büyük bir birlik ve bütünlük ruhu içinde mücadelemizi zaferle taçlandırmak zorundayız. Çünkü, Demokratik Ortadoğu ve Özgür Kürdistan’ın yolu Demokratik Kürt Uluslaşmasından ve birliğinden geçmektedir.
Önder APO‘nun ortaya koyduğu demokratik uluslaşma kendisini iki temel dayanak üzerine oturtur. Demokratik Ulus, cins, renk, etnisite geçmişte hatta farklı ulus kökenliliğine rağmen en genelde yaşanan ortak bir zihniyet ve kültür dünyasının oluşması ve tüm üyelerini demokratik özerk kurumlarda birleştiren ve yöneten ulustur. Belirleyici olan yönü budur. Demokratik özerk yönetim tarzı, demokratik ulus olmanın başta gelen koşuludur. Tüm farklılıkları kapsayacak, farklı kimlik, kültür, cins, sınıf bakış açılarına demokratik zihniyetle yaklaşacak bir ortak zihniyet ve kültür, demokratik ulusun önde gelen şartı olmaktadır. Bunun kadar önemli olan bir diğer şart da tüm bu farklılıkların kendilerini örgütleyeceği ve siyasetini yapabileceği örgütsel bir kurumlaşma olmaktadır. Bugün burada bizleri bir araya toplayan bu tartışma ve örgütlenme zeminini yaratan temel kurumumuz olan Demokratik Toplum Kongresi (DTK), Kuzey Kürdistan ‘ da demokratik kurumlaşmamızın ve halkımızın üst iradesini temsil etmektedir.
Demokratik ulus; devlete dayalı, tekçi diğer farklı kimlikleri yok sayan asimilasyoncu, homojen yurttaş yaratan, şoven ulus anlayışına taban tabana zıttır.
Demokratik ulus bir özgürlük toplumu olarak dilin, vatanın, ekonominin, yurttaşın en çok geliştiği zemindir. Farklılıkları,farklı dilleri zenginliği olarak sayar. Özgür yurttaşlık, demokratik ulusun özgür insanını ifade eder.
Demokratik ulus barış, uzlaşı ve hoşgörü toplumudur. Demokratik bir politik sistem etrafında, demokratik özgürlükçü bir zihniyet ve kültürün ete kemiğe bürünmesidir.
Demokratik Ulus, sadece Kürt ulusunun demokratik birliğini değil Anadolu ve Mezopotamya halklarının birliğini ve genel düzlemde Ortadoğu halklarının, Ortadoğu demokratik ulusu bayrağı altında birliğini de ifade eder.
Değerli Arkadaşlar,
Önder APO ‘nun ‘’ Herin Ser Kar! ‘’ şiarı her zamankinden daha fazla bu dönem için geçerli olmaktadır. Görevimiz çok , yolumuz uzundur.İçinde olduğumuz bu tarihsel dönemde hata yapmak, ortak ulusal duruş içinde olmamak , birlik içinde olmamak yüzyıl değil belkide bin yılı biz Kürtlere ve Ortadoğu halklarına kaybettirecektir.İdeolojisi, fikri,sınıfı , kimliği ne olursa olsun, demokratik bir çatı altında toplanmak, yerel, partisel, kurumsal,ailesel çıkarlardan kurtularak ulusal bir bakışla Kürt ve bölge halklarının demokratik ulusal hakları içinde mücadele etmek, içinde olduğumuz dönemin temel yurtseverlik tutumudur.
Bu kapsamda başta özgürlük Önderimiz Reber APO ‘ nun İmralı işkence hanesinden çıkarılarak özgürlüğüne kavuşturulması olmak üzere, Kürt dili ve kültürü üzerindeki baskı ve yasakların kaldırılması ,Kürt halkının statüye kavuşması ve bu statünün anayasal bir güvenceye kavuşturularak uluslar arası alanda tanıtılması Kürt halkının özgür-özerk kurumlarını inşa ederek kendi ulusal siyasetini , diplomasisini,ekonomisini, sosyal yaşamını inşa etmesi, Kürt gerillasının yapılan anlaşmalarla Güney Kürdistan‘a geri çekilişiyle Türk devletinin atması gereken adımların bir an önce atılmasının sağlanması, öne çıkan temel görevler olarak bizleri beklemektedir.Yeni bir ülke inşa edilirken başarının ve zaferin bizlerin birliğinden, ulusal bütünlüğünden geçtiği ortadadır.Yeni bir çağ açılmaktadır. Ve bizler, bu çağın demokratik bir çağ olmasını istemekteyiz. Bunun yolu Demokratik Kürt uluslaşmasından geçmektedir. Bu uluslaşmanın başarılması halinde varılacak ilk durak Demokratik Ortadoğu olurken, kazanacak koca bir dünya toplumu olacaktır. Tarih Kürt halkına ve Kürdistan yurduna tekrardan tarihini hatırlatmakta ve tüm görkemiyle son 40 yılın destansı mücadelesini, tüm insanlığa armağan etmesini ve her yurdun ve halkın özgürlükle dolup taşmasını emretmektedir.
Bu duygularla sözlerimizi noktalarken, yanınızda olmamanın derin burukluğunu yaşıyoruz. Siz değerli arkadaşların yüksek bir bilinç kararlılık ve iradeyle önümüzde duran bu hedefleri başarıyla yerine getirecek inanç ve iradeyle sahip olduğunuzu ve biz zindanlardaki yoldaşlarınızın her zaman tüm imkanlarımızı zorlayarak yanınızda olacağımızı, kalplerimizin her an sizlerle atacağını her zamankinden daha güçlü, kararlı ve umutlu olduğumuzu bilmenizi istiyoruz. Gerçekleştirdiğiniz Kuzey Kürdistan Birlik ve Çözüm Konferansınızın başarısını şimdiden görüyoruz.
Bitirirken başta özgürlük önderimiz, tüm ulusal değerlerimizin bileşkesi Başkan APO ‘yu tüm özgürlük savaşçılarını, yurtsever halkımızı, siz değerli delegasyon şahsında saygıyla selamlarken,aziz şehitlerimizi saygı ve minnetle anıyoruz, çalışmalarınızda üstün başarılar diliyoruz…
Yaşasın Kürt Halkının Demokratik Ulusal Birliği.
TÜM PKK’Lİ VE PJAK’LI TUTSAKLAR
1- Yeni Bir Siyasal Proje İçin Diyalog Komisyonu'nun tebliği
2- Özgürlük ve Sosyalizm Partisi Genel Başkanı Sinan Çiftyürek'in tebliği
3- DDKD Genel Başkanı İmam Taşcıer'in Konferansa sunduğu tebliğ
4- Demokratik Özgür Kadın Hareketi'nin Konferansa sunduğu tebliğ
5- Sarmaşık Derneği'nin Konferansa sunduğu tebliğ
6- Aziz Mahmut Ak'ın Konferansa sunduğu tebliğ
7- AZADÎ İnisiyatifi’nin Konferansa sunduğu tebliğler
8- Tutuklu Milletvekilleri'nin Konferansa sunduğu tebliğ
9- Halim İpek'in Konferansa sunduğu tebliğ
10- Demokratik Toplum Kongresi'nin Konferansa sunduğu tebliğ
11- Tüm PKK’li ve PJAK’lı tutsakların Konferansa sunduğu tebliğ
13- Roşan Lezgîn’in Konferans tebliği
14- Nûbihar’ın Konferansa sunduğu tebliğ
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.