Türk Tabipleri Birliği (TTB), “Aşı Hakkında Merak Ettikleriniz” başlığıyla çevrimiçi bir panel düzenledi. Gazeteci Fatih Portakal’ın moderatörlüğünü düzenlenen etkinlikte TTB Merkez Konseyi Başkanı Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı, TTB Covid-19 İzleme Kurulu’ndan Prof. Dr. Kayıhan Pala ve Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Öğretim Üyesi Prof. Dr. Murat Akova katıldı.
TTB Merkez Konseyi Başkanı Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı, panelin açılış konuşmasında Aile Sağlığı Merkezlerinin (ASM) yani birinci basamak sağlık hizmetinin aşılama konusundaki önemini vurguladı.
"TOPLUMUN YÜZDE 67’SİNİN VİRÜSE KARŞI BAĞIŞIKLIĞININ SAĞLANMASI GEREK"
TTB Covid-19 İzleme Kurulu’ndan Prof. Dr. Kayıhan Pala, salgını yenmek için toplumun yüzde 67'sinden fazlasının Kovid-19'a karşı bağışık kılınması gerektiğine dikkat çekti.
Pala, “Buradaki yüzde 67 rakamı toplumun ne kadar aşılanacağına ilişkin bir rakam değildir. Buradaki yüzde 67 rakamı toplumun ne kadarının bağışık olmasına ilişkin bir rakamdır. Dolayısıyla yüksek düzeyde koruyuculuğu olan aşılar kullanılarak elde edebileceğimiz bir rakam, yani 100 kişiden 67'sini aşılamak yetmeyecek, 100 kişiden 67'sinin bu hastalığa karşı bağışıklığın sağlanması gerek” dedi.
"AŞILAMA KONUSUNDA BÖYLE GİDERSEK 2 YILDAN FAZLA ZAMANA İHTİYAÇ VAR"
En az 60 milyon kişinin aşılanması gerektiğini vurgulayan Pala, "120 milyon doz aşıya gereksinim olacak. 15 Şubat 'ta Sağlık Bakanlığı tarafından yapılan aşı sayısı 4 milyon 600 bin civarında. 1 doz uygulanan 3 milyon 934 bin 612 kişi, 2 doz uygulanan 624 bin kişi var. Şöyle bir hesap yapalım; günde ortamla 500 bin aşı yapmak istersek 8 ay gibi bir zamana ihtiyacımız var. Günde ortalama 1 milyon doz aşı yapacak olursak 4 ay gibi bir zamana ihtiyaç var. 14 Ocak’ta aşılamaya başladık. 32 günümüz bitti. 32 günde 3 milyon 900 kişiye aşı yapılabildi. Günlük ortalama aşı sayısı 142 binin biraz üzerinde. Biz günlük 142 bin gibi aşılamaya devam edecek olursak 2 yıldan fazla zamana ihtiyacımız var. Geçtiğimiz cuma günü 600 bin insanımıza aşının yapıldığını göstermiş olduk. Sorun elimizde yeterince aşının olmaması. Buna rağmen Türkiye aşılama işinde oldukça iyi. Dünyada kendi nüfusunun en fazla oranını aşılayabilen 10'uncu ülke konumunda” diye konuştu.
"PANDEMİDEN ÇIKIŞ YOLUMUZ AŞI"
Aşının kamu mal malı olması gerektiğini vurgulayan Pala, şunları aktardı:
“Aşıların arkasında milyarlarca dolarlık, kamu tarafından desteklenen kaynaklar söz konusu olduğu halde patentler şirketlere veriliyor. Bu durum dünyadaki pek çok insanı aşıya erişimde yoksun bırakmaktadır. Eğer patent koruması kaldırılıp özellikle koruyuculuğu yüksek aşıların bu işi üretebilecek tüm tesislerde üretilmesi sağlanırsa kısa zaman içerisinde daha çok insana aşının yapılması sağlanabilir. Dünyada bütün insanların aşıya erişmesinin sağlanabilmesi için 70 milyar dolarlık bir kaynağa ihtiyaç var. 70 milyar dolar ciddi bir rakam değil. Bu pandemiden çıkış yolumuz aşı.”
"VİRÜS MUTASYON GEÇİRDİĞİ İÇİN ÖNÜMÜZDEKİ AYLARDA CİDDİ SIKINTILAR ÇIKABİLİR"
Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Öğretim Üyesi Prof. Dr. Murat Akova, şu an dünyada bilinen 3 mutant virüs olduğunu aktararak, “İngiltere’de, Güney Afrika’da ve Brezilya’da, Türkiye içinde de 33 ilimizde bu mutant virüs saptanmış vaziyette. Bunlar daha kolay bulaşıyorlar. İngiltere mutantının öldürücü olduğunu biliyoruz ama önemli noktalardan birisi aşı etkinliğini azaltıyor bunlar. Özellikle Güney Afrika mutantı, Janssen aşısı dediğimiz aşının etkinliğini yüzde 72'den yüzde yüzde 57'ye düşürüyor. Novavax aşısının etkinliğini yüzde 95'den yüzde 60'a düşürüyor. BioNTech/Pfizer ve Moderna aşılarının etkileri 6,9 kat daha azalıyor. Virüs sürekli mutasyon geçirdiği için önümüzdeki aylarda aşı konusunda ciddi sıkıntılar çıkabilir” dedi.
Akova, mutasyon geçiren virüsün Türkiye’de uygulanan Sinovac aşısına etkisini bilmediklerini aktardı.
Sunumların ardından panel soru- cevap ile devam etti.
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.