Bir süredir Türkiye gündemini meşgul eden suikast iddiaları ve Seferberlik Tetkik Kurulu The Economist'in de gündemine geldi. Dergide Türk Silahlı Kuvvetleriyle ilgili kaleme alınan yazıda oldukça ağır ifadeler kullanıldı.
Türkiye ve Generalleri, Lanetli Planlar başlığıyla yayınlanan yazı şöyle;
'Türkiye'nin generalleri için 2009 berbat/rezil bir yıl oldu. Sızdırılan belgeler, dinleme kayıtları ve bazen de kazalar birçok dalavere (shenanigan) ve hınzırlıkların (mischief) ortaya çıkmasına sebep oldu ve en hard-core laiklerin bile orduya olan inancını sarstı. Başbakan Erdoğan şimdi "tarihi bir değişim"den bahsediyor. Türkiye'de sivillerin generallerden emir aldığı günler belki de tarihte kaldı...
Son ortaya çıkan skandalın ardından ilk başta direnişle karşılaşsalar da savcılar özel güçlerin bir zamanlar zaptedilemez Ankara karargahında günlerdir AK Parti'yi iktidardan düşürme ve ülkeyi istikrarsızlaştırmaya yönelik planların izini arıyor. Ve bazı eski alçakça (dastardly) planları da bulmuş olabilirler... Seferberlik Tetkik Kurulu'nın birçok eylem dışında 1955 yılında İstanbul'dan Rumlar'ın zorunlu göç etmesine sebep olan provokasyonların arkasında olduğuna inanılıyor.
Son operasyon belki de ilk defa sivil yetkililer orduya karşı harekete geçiyor. Buna yönelik yetki Haziran 2009'da çıkarılan hayati bir kanunla verildi. Bu yasaya göre artık "üniformalı adamlar" sivil mahkemede yargılanabilecek. Öncelerde biraz bocalasa da Bay Erdoğan şimdi ordunun üzerine gitmeye hazır gözüküyor. Ordunun eski generaller dahil birçok subayı Ergenekon kapsamında darbe planlamaktan hapishanede çürüyor. Orduyu lekeleyen her yeni olayın açığa çıkmasının ardından daha fazla Türk, ordunun gerçekten de devletin altını oymakta olduğu konusunda kaygılanıyor.
Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ, düzenlenen baskınların yasaqlara uygun olduğunu belirtti. Genelde yaptığı "ordunun adını lekelemek isteyen bilinmeyen düşmanlar" homurdanmalarına rağmen şimdi general Başbuğ'un sessiz bir şekilde soruşturmada hükümetle işbirliği yaptığı görülüyor.
Yıllar yılı 1960'dan beri 4 hükümeti deviren ordu Türkiye'de istikrarlı bir demokrasinin önündeki en büyük engellerden biriydi. Ama bu konuda birbiriyle sürekli atışan parti liderleri çok daha başarılı. Ana muhalefet partisi lideri Deniz Baykal, zaman zaman generallerden daha çok darbeyi destekliyor gibi görüldü. AK Parti iktidara geldikten 7 yıl sonra ifade özgürlüğünü kısıtlayan yasalar halen mevcut. Son skandalların en cesaretlendirici detayı ise bunları ortaya çıkaranların kendi içlerindeki başınabuyruk isimleri ele vermeyi amaçlayan subaylar olması...'
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.