Çocuklarda ilk stresin doğumla birlikte başladığı bildirildi. Bebeğin dünyaya geldikten sonra yeme ve barınma ihtiyaçlarının giderilmesine rağmen stres yaşamasının mümkün olduğuna işaret eden uzmanlar, bu durumu bebeklik depresyonu olarak yorumluyor.
Bebeği depresyona itecek en önemli sebebin anneden mahrum olma olduğunu belirten uzmanlar, ilk altı ayda annenin bebekten aniden ayrılması halinde bebekte üç ayrı belirti görüleceğine dikkat çekti. Bebeğin birinci döneminin protesto dönemi olduğunu ifade eden uzmanlar, bu dönemde bebeğin sürekli ağladığını, dindirilemeyen ve yatıştırılamayan ağlamalar olduğunu, yanına biri yaklaştığında sustuğunu ancak annesi olmadığını anladığı zaman tekrar ağlamaya başladığını kaydetti. Bebeğin depresyon döneminde iştahının azaldığını ve kilo kaybetmeye başladığını anlatan uzmanlar, mutlu olmayan çocuğun beden gelişiminin yavaşladığını dile getirdi.
İçe kapanım döneminde ise ikinci aydan sonra anne yoksunluğunun devam etmesi halinde bebeğin içine kapanmaya ve duygusal tepkilerin küntleşmeye başladığını belirten uzmanlar, çevrede olanlara ve yanına yaklaşanlara bebeğin ilgisiz kaldığını, bu durumun da büyüklerin şizofrenik bozukluğuna benzer bir tablo olduğunu kaydetti.
Anne ile bebek arasında olağanüstü bir ruhi bağın varlığına ve bunun çocuğun beyin ve beden gelişimi için temel gıda olduğuna dikkat çeken uzmanlar, sevgisini ve ilgisini veren annelerin çocuklarının beyinlerinde sevgi kanallarının açıldığını belirtti.
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.