Libya’nın devrik lideri Muammer Kaddafi’nin canlı yakalanıp asiler tarafından linç edilmesi tarih sayfalarında kalmış eski diktatörlerin sonlarını akla getirdi. Halkları tarafından istenmeyen adam ilan edilen diktatörlerin çoğu ecelleriyle değil kurşuna dizilerek, intihar ederek ya da idam edilerek ölüyor. En büyük ortak noktaları ise son sözlerinde saklı: ‘Sahiplik duygusu’. Diktatörler genellikle son nefeslerini vermeden hemen önce ülkelerinin ‘kendilerine ait’ olduğunu vurgularken üzerlerinde yaşayan insanları da kendi çocukları olarak betimlemiş. Tıpkı Kaddafi’nin 42 yıllık iktidarının ve 69 yıllık yaşamının ardından memleketi Sirte’de halkı tarafından linç edilirken “Ben sizin babanızım, evlatlarım; beni öldürmeyin, haramdır” sözlerinde yansıttığı gibi...
Benito Mussolini-İtalya
‘Beni göğsümden vurun’
İtalya’nın faşist lideri Mussolini, İkinci Dünya Savaşı’yla halk desteğini de kaybetti. İspanya’ya kaçma teklifini reddeden 23 yıllık diktatör, 28 Nisan 1945’te Alman üniformasıyla kaçarken yakalandı. İtalya Kurtuluş Komitesi’nin da hakkında aldığı idam kararı hemen uydulandı. Son sözleri “Beni göğsümden vurun” oldu. Cesedi Milano’da ayaklarından asılarak sergilendi.
Saddam Hüseyin-Irak
‘Birlik içinde kalın’
ABD’nin Irak’a 2003 yılındaki müdahalesinin ardından 9 ay aranan Saddam Hüseyin, memleketi Tikrit’te bir çukurda bulundu. 26 Aralık 2006’da idama mahkum edilen 24 yıllık diktatör, 4 gün sonra asıldı. İdamından hemen önce halkına: ‘Birlik içinde kalın ve İran’a güvenmeyin’ diyerek seslendi.
Zeynel Abidin Bin Ali-Tunus
‘Kandırıldım, görevdeyim’
Tunus’un 24 yıllık Devlet Başkanı Zeynel Abidin Bin Ali, 2010 yılının aralık ayında üniversite mezunu bir işsiz gencin kendisini ateşe vermesi ile tetiklenen halk isyanının ardından 14 Ocak 2011’de yönetimi bırakarak eşiyle birlikte Suudi Arabistan’a kaçtı. Haziran ayında, ‘Kandırılarak buraya getirildim, görevimin başındayım” açıklamasını yaptı ama kimse itibar etmedi.
Adolf Hitler-Almanya
‘Cesedimi Ruslara vermeyin’
Milyonlarca kişinin ölümünden sorumlu tutulan Adolf Hitler, 30 Nisan 1945’te intihar etti. Almanya’nın ‘Führer’i, II. Dünya Savaşı sırasında Rusların Berlin’e girdiği haberini alınca, 12 yıllık iktidarının bittiği gerçeğiyle yüzleşti. Hitler’in intihar kararını, Mussolini’nin düştüğü durumdan korkarak verdiği belirtiliyor. Son sözleri “Cesedimi Rusların eline asla vermemelisiniz, beni Moskova’da heykel yaparlar” oldu.
Francisco Franco-İspanya
‘Nereye gidiyorlar’
Ülkesi İspanya’yı iç savaşa sürükleyen ve ardından 36 yıl boyunca iktidarda kalan Franco hiç bir zaman ‘devrik lider’ konumuna düşmedi. İktidardayken hastalandı. Ziyaretine gelenler için ‘Neden geldiler’ diye sorarken ‘Hoşçakal demek için’ yanıtı verildiğinde ‘Nereye gidiyorlar’ demesi yanındakileri şaşırtmıştı. 20 Kasım 1975’te öldü. Tüm heykelleri söküldü.
Nikolay-Elena Çavuşesku-Romanya
‘Romanya sonsuza kadar yaşayacak’
24 yıl iktidarda kalan komünist lider Nikolay Çavuşesku baskı ve zulüm rejiminin ardından idama mahkum edildi. Devrim Meydanı’ndaki konuşması yuhalanınca eşi Elena ile parti binasına sığınan Çavuşesku helikopterle kaçmaya çalıştı ama yakalandı. 25 Aralık 1989’da kurşuna dizildi. Elena Çavuşesku’nun son sözleri, “Ben sizin annenizim” oldu. Nikolay Çavuşesku ise “Romanya sonsuza kadar yaşayacak” dedi.
Ziya ül Hak-Pakistan
Şüpheli uçak kazasında öldü
1977’de Pakistan’da seçimle başa gelmiş olan Zülfikar Ali Butto’yu devirdi ve idam ettirdi. 11 yıllık diktatörlüğünün ardından 17 Ağustos 1988’de ABD büyükelçisinin ve kurmaylarının da bulunduğu uçağın düşürülmesi sonucu hayatını kaybetti. Ölümünün ardından seçimleri açık farkla kazanan Zülfikar Ali Butto’nun kızı Benazir Butto başbakan oldu.
Hüsnü Mübarek-Mısır
Demir kafes arkasında
Mısır’da bu yıl ocak ayında başlayan yönetim karşıtı protestolara direnemeyerek 30 yıl süren iktidarını 11 Şubat’ta bırakan 83 yaşındaki Mübarek, bir ay sonra tutuklandı. Sağlık sorunları nedeniyle Kahire’de bir hastanede tedavi gören devrik lider, ilk duruşmaya 3 Ağustos’ta sedye ile getirildi ve duruşma salonunda demir kafes ardından yatarak ifade verdi.
Pol Pot-Kamboçya
‘Tek başıma yapmadım’
1975-79 arasında Kamboçya’nın başbakanı olan Pol Pot, kurduğu baskı rejiminde bir milyon kişinin ölümünden sorumlu tutuluyor. Kendi destekçileri tarafından ömür boyu ev hapsine mahkum edilen Pol Pot, 18 Nisan 1998’de kalp krizinden öldü. Ölmeden önce ölümlerden dolayı vicdanının rahat olduğunu söyleyerek “tek başıma yapmadım” dedi. (Radikal)
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.