Diyarbakırspor’un Türkiye’deki Süper Lig’den çekilme kararını değerlendiren bölgedeki sivil toplum kurumlarının temsilcileri, takımın ligden çekilmemesi gerektiğini bildirdi. Diyarbakırspor’a ve bölge halkına yönelik ayrımcı uygulamalar olduğunu, bunun için öncelikle Türkiye Futbol Federasyonu’nun (TFF) önlem alması gerektiğine işaret eden bazı yetkililer, çekilmenin “Kürt açılımı”na zarar vereceği görüşünü dile getirdi.
AKnews’e konuşan Diyarbakır’daki sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri, yıllardır bölge insanına ayrımcılık uygulandığını, Diyarbakırspor’un da özellikle deplasmanlarda bu ayrımcılığa maruz kaldığını belirterek, “ne olursa olsun ligde kalınmasını” ancak bunun tavır göstermemek anlamına gelmediğini söyledi.
Diyarbakır’daki sivil toplum kuruluşlarının temsilcilerinin, Diyarbakırspor Kulübü Başkanı Sümer Çetin’in Gaziantep maçından sonra “çekilme”yle ilgili açıklamalarına ilişkin değerlendirmeleri şöyle:
Galip Ensarioğlu (Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı): Öteden beri takıma yönelik haksız, çirkin ithamlar var. Takıma yönelik ayrımcılık hem tezahüratlarda hem de hakem kararlarında görülüyor. Artık bundan vazgeçilmeli. Sümer Çetin, duygusal ve dozu aşan tarzda beyanlar vermiş olabilir. Ancak büyük emeklerle mücadele verip sonra ayrımcılıkla karşılaşmak insanın sinirlerini bozabiliyor. Yine de serinkanlı kararlar verilmeli.
Diyarbakırsporlu en az Gaziantep, en az Bursalı kadar vatanı seviyor. Bizi bu şekilde itham edemezler. Asıl bölücüler, bu tarz ithamlarda bulunanlardır.
(Çekilmenin arkasında takımın parasızlık çektiği yönündeki yorumların hatırlatılması üzerine)
Parasızlık her zaman vardı. Bunlar bu tür şeylerin gerekçesi olamaz. Takımın ligden çekilmesi doğru olmaz. Olgun davranmak zorundayız. Ama bu, olan bitene tavır göstermemek anlamına gelmiyor. Bir şehri ve insanlarını bölücülükle itham edenlere yönelik, takımlarına yönelik ciddi yaptırımlar uygulanmalı. Eğer bu yönde tedbirler alınmayacaksa, bir kent ve onun takımı hakarete uğrayacaksa o zaman ligde durmanın anlamı yok.
Mehmet Emin Aktar (Diyarbakır Barosu Başkanı): Sümer Çetin, Bursaspor maçından sonra da benzer bir şey söyledi. Eğer kararlıysa, bu kararında durması azım. Ancak Çetin’in kararlı duracağına dair inancım yok. Elbette ki takıma yönelik her yerde bölücü algısıyla tezahüratlar yapılıyor olması yaralayıcıdır. Körüklenen bir milliyetçilik var. Bunun kırılması gerekiyor.
Ancak Bursaspor maçından sonra Bursaspor’a 150 bin lira gibi komik bir ceza verilmesiyle sorun çözülmez. Bu tür durumların yaşanmaması için ağır itham içeren sloganlar nedeniyle takımın hükmen mağlup edilmesi daha etkili olurdu.
Diyarbakırspor bu haliyle devletin takımı görünümünde, kent nezdinde yoğun ilgi görmüyor. Bu, takımın yönetimine gelenlerle ilgili. Diyarbakırspor bir türlü Diyarbakırlılaşamadı. Devlet tarafından takımın desteklenmesinin nedeni gençlerin ilgisini farklı alanlara çekmek.
Sümer Çetin bizimle görüşürse destekleriz ancak, ligi boykot etmek ağırdır. Ancak Çetin kararlı bir tutum sergileyemeyecek gibi bir korkum var. Bu karar tek başına verilmemeli. Diyarbakır kimliğini temsil eden kurumlar, mesela belediye başkanı var. Bu tür kararlar ayak üstü alınmamalı.
Muharrem Erbey (İnsan Hakları Derneği Diyarbakır Şubesi Başkanı): Ligden çekilmeyi doğru bulmuyoruz. Ancak ayrımcılığa karşı devletin harekete geçmesi gerekir. Stadlarda bilinçli bir şekilde Diyarbakırspor’a yönelik ayrımcı pankartlar var ve ayrımcılık giderek gelişiyor.
Biz Türkiye’nin içindeyiz, dışında değiliz. Ancak yıllardır körüklenen ayrımcılık nedeniyle Diyarbakır’a ve renklerine yönelik bir alerji gelişti. Diyarbakır adı, terörizmle eş tutulmaya çalışılıyor. Diyarbakır ligden çekilirse ayrımcılık uçurumu daha da büyür. Böyle bir karar alınacaksa bölge halkına danışılmalı.
Selçuk Mızraklı (Diyarbakır Tabip Odası Başkanı): Pes etmek olmaz. Barış masasından çekilmek çözüm geliştirmez. Kötü tecrübeler yaşanması bizi pes ettirmemeli, aksine inatla mücadele edilmeli. Ancak sporun ruhuna denk düşmeyen bir tutum var. Irkçı, faşizan anlayış, hiç olmaması gereken yerde, sahalarda görülüyor. Barışın insanların hafızasına yerleşmesi gerekiyor. Bu yorucu ve zaman alıcıdır ancak pes etmemiz gerektiği anlamına gelmez.
Burada görev FİFA, Futbol federasyonu ve yabancı gözlemcilere düşüyor. Diyarbakırspor’un değil, onu yeren, ithamlarla haksızlık eden kulüplerin mahkum ettirilmesi gerekir.
Diyarbakırspor’un ligden çekilmesini tetikleyen olaylar zincirine bakacak olursa, Türkiye kamuoyunun “Kürt açılımı” ve siyasi gelişmelere henüz hazır olmadığı görülüyor. Kürt kamuoyu çok fazla acılar yaşamasına rağmen barış talep ediyor.
Raif Türk (Diyarbakırlı Sanayici ve İşadamları Derneği Başkanı) : Yaşananları sadece Diyarbakırspor’un sorunu değil. Bu durum “demokratik açılım”la ilişkili. Diyarbakırspor, muhatabı olmadığı sloganlara, haksızlıklara maruz kalıyor. Ayrımcılık var. Bu anlamda yöneticileri anlıyorum, fakat daha serinkanlı olmaları ve direnmeleri gerektiğini düşünüyorum. Çekilmek gibi bir düşünceye kapılmamaları gerekiyor.
Diyarbakırspor’un parasal sıkıntısı var ama bunu sadece Diyarbakırspor değil tüm Anadolu kulüpleri yaşıyor. Sorun para değil. Öyle olsa yöneticiler çıkıp “Parasızlık nedeniyle çekiliyoruz” diyebilecek yüreklilikte. Canlarına tak eden bir durum var. Ancak metanetli olmalı. Çekilme, “demokratik açılım”ı olumsuz etkiler. Halihazırda “demokratik açılım”dan daha iyi bir projemiz yok. Yöneticiler iyi düşünmeli ancak takım üzerindeki baskıların hafifletilmesi gerekir.
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.