“Sezen Aksu, Adalet Ağaoğlu ve Halil Ergün’ü bir araya getiren özellikler nedir?” sorusunu kişisel ‘uzmanlık alanı’m açısından ve bir gazete köşesinin sınırlarının izin verdiği ölçüde cevaplamam gerekirse “ülkemizin en önde gelen sanatçıları olmalarının yanı sıra, insan haklarına duyarlılıkları, özgürlük aşkları ve zor zamanlarda konuşma cesaretleridir” diyebilirim.
Bu tür sanatçıların ‘kendimizi bulma serüvenlerimiz’i nasıl etkilediklerini anlatmak için ise elbette ki gazete paragrafları yeterli olmuyor. Aşkı yaşayış yoğunluğumuzun, bireysel ve içsel yolculuklarımızın, Türkçeyi kullanış biçimimizin, sinema ve televizyon kültürümüzün, yani kısaca söylemek gerekirse yaşamlarımızın bu çaptaki sanatçılardan taşıdığı izleri anlatmak, gazeteciliğin sınırlarını çok aşan, doğrudan bilimsel bir iş.
***
Türkiye’de faili meçhuller toplumu suskunluğa mahkûm etmeye çalışırken, onlar mazlumun yanındaydılar. Sezen Aksu, devlet terörünün en azgın döneminde Diyarbakır’da Nevruz’da Kürtlerle halay çekiyor, ‘Cumartesi Anneleri’ için ağıt yakıyordu. Adalet Ağaoğlu, Hrant Dink, Ergenekoncuların hedefiyken en ön safta onun yanında duruyordu. Halil Ergün, Ermeni sorunundan Kürt sorununa her konuda barış ve çözüm çabalarının önde gelen isimlerden biri olarak dikkat çekiyor. Bu üç ismi son dönemde birleştiren nokta ise, 12 Eylül günü yapılacak Referanduma ‘evet’ oyu vereceklerini açıklamış olmaları.
***
‘Laik aydınlar’, son yıllarda birçok temel konuda bölündükleri gibi ‘referandum’ konusunda da çok ciddi bir bölünme yaşıyorlar. Bir kesim ‘evet’ tercihini, bir diğer kesim ‘hayır’ tercihini, başka bir kesim de ‘boykot’ tercihini net bir şekilde ortaya koyuyor. Aydınların ve sanatçıların büyük bir bölümünün tercihlerini çekinmeden ifade edebiliyor olmaları, demokrasi kültürümüz açısından son derece büyük bir kazanım. Aydınlarımızın ve sanatçılarımızın, hâlâ, askerin siyaset içindeki rolü konusunda ikiye bölünmüş bir durumda olduklarını görüyoruz. Orduyu ve yargıyı, halkın tercihlerine karşı bir sigorta olarak algılayan anlayışın kültür-sanat dünyasında hâlâ bu kadar yaygın olması, aslında son derece ilginç. Askeri darbe döneminden miras kalmış darbeci sistemin değiştirilmesi konusunda birçok sanatçının çekingen bir tutum sergilediğini görüyoruz. Sanatçı ruhunun evrensel karakteristiklerinden birini oluşturan ‘yenilik özlemi ve heyecanı’ ile bu çekingenlik arasında bir çelişki var. Tabii, bütün bu kaygıların ve çekingenliklerin arkasındaki temel içgüdüyü, halka güvensizlik oluşturuyor. Sanatçı ruhu ile halka güvensizliğin ilişkisi konusunda, bilim insanları tarafından çeşitli analizler yapılabilir...
***
Kısacası: Referandum, zaten bir süreden beri bir ayrışma eğiliminde olduğunu gözlemlediğimiz aydınlarımızı, sanatçılarımızı, laiklerimizi tam anlamıyla ikiye bölmüş durumda. Kültür-sanat yaşamımız, çok uzun zamandan beri olmadığı bir şekilde politize olmuş durumda. Bu, belki özünde olumlu şeyler vaadeden bir durum olsa da, bazı sanatçılara son günlerde yapılmakta olanları kabul etmek mümkün de değil.
Sezen Aksu, Adalet Ağaoğlu, Halil Ergün ve birçok sanatçı sırf bu oylamada ‘evet’ tarafında oldukları için bazı çevrelerin ağır hakaretlerine ve saldırılarına uğradılar. Haklarındaki iftiraların, ‘komplo teorileri’nin, yalanın, dolanın haddi hesabı yok. Tabii, ‘hayır’ diyeceğini açıklayan bazı sanatçılara da ‘aşırı dozda’ eleştirilerin yapıldığı bir gerçek.
Ama, Aksu, Ağaoğlu ve Ergün başta olmak üzere, evet diyeceğini açıklayan sanatçıların ve aydınların kişiliklerine yapılan saldırılar gerçekten de yüz kızartıcı boyutlara ulaşmış durumda. Gazetecilik ahlakıyla da temel insani değerlerle de bağdaşmayan nitelikte iddialar ortaya atılıyor. Gazete köşelerinde insanda isyan etme isteği yaratan şeyler yazıldığını görüyoruz.
***
Türkiye yoluna devam ediyor. Darbeci anlayışın irtifa kaybı sürüyor. Ülkemizin özürlü demokrasisi, engelleri aşarak yavaş da olsa ilerliyor. Referandum da bu yolculuğun bir parçası.
13 Eylül sabahı, anayasa değişikliği halk tarafından ‘evet’ oyu ile onaylandığında yeni bir Türkiye’ye uyanacağız.
Sezen Aksu’ya, Adalet Ağaoğlu’na, Halil Ergün’e zor zamanlarımızın, değerli sanatçılarına her zaman olduğu gibi bugün de ‘teşekkürlerimiz’le, ‘sevgilerimizle’.
Oral Çalışlar - Radikal
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.