Yakın tarihle yüzleşebilmemiz Kürt sorunundaki siyasi açmazı aşabildiğimiz oranda mümkün olabilecek.
Şeyh Sait’in torununun “Dedemin mezarı Diyarbakır Orduevi’nin bahçesinde olmalı” şeklindeki açıklamasını izlerken ‘yüzleşme’ kavramının bu topraklara olan korkunç uzaklığını bir kez daha hissettim.
“Diyarbakır JİTEM arazisinden çıkan kemikler birçok döneme ait olabilir” deniliyor. Yakın tarih, birçok katliam dönemiyle, birçok faili meçhul cinayetle dolu. Topraklar, nereye gömüldüğü gizlenmiş insanlarla dolu.
Ne diyor torun Abdurrühamin Fırat: “Dedem Şeyh Selahattin Efendi’den biliyorum. Onun Fatiha okuduğu bir yer vardı. Şu anda Alman Hastanesi olarak kullanılan Diyarbakır Orduevi’nin bitişiğinde olan bir nokta. Zaten orası önceden Diyarbakır şehir mezarlığıymış. Şu anda Şeyh Sait ve arkadaşlarının bulunduğu yer hâlâ boş. Bir kısmında orduevi bahçe duvarı var. Bir yerde de bizim mezar yeri olarak bildiğimiz bir yer.”
Devamı için
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.