Milli Görüş çizgisini iyi bilen yazarlardan Abdurrahman Dilipak, Saadet'te olan biteni yazdı, yazdığına yazacağına pişman oldu. Dilipak bugünkü yazısında önce bir genel perspektif çizdi ve ardından sözü Saadet'teki Erbakancı kanada getirdi:
SP geleneğinde lider olarak ya Erbakan’ın kendisi vardı, ya da orada onu temsilen birisi oturuyordu.. Tıpkı bugün DP’nin başında Demirel’e vekaleten Cindoruk’un oturması gibi..
Birileri bazı şeylerin konuşulmasına, tartışılmasına asla izin vermedi bu partide.. Her şey “Erbakan’la mukayyed”di..
Ben en fazla hakareti SP tabanındaki bazı fanatiklerden aldım.. Ne yazarsan yaz, eleştirirsen zaten demediklerini bırakmıyorlar, savunacak olsan, “Ne o, hidayete mi erdin”, “Yükseldiğimizi gördün, yaranmaya mı çalışıyorsun” ya da “Şunları da yazsana, yazamıyorsun değil mi?” yollu sözler..
Daha neler neler.. Ben yumuşatarak yazıyorum.. Tehdit, ajanlık ithamı, Siyonizmin oyununa gelmekten tutun da, müşrik düzene uşaklığa kadar.. SP bu hakaretlerle bir yere gidemezdi zaten.. Yarın Kurtulmuş’a da demediklerini bırakmayacaklar..
Ne bitmez tükenmez bir AK Parti öfkesi o öyle. Bu kesimin sanki başka bir derdi yok..
Bunların parti içinde onda birlik bir kesimi ifade ettiklerini düşünüyorum..
En iyisi yazmamak” diye, son zamanlarda ne lehte, ne aleyhte yazıyordum..
Numan Kurtulmuş'un listesinin Erbakancılar tarafından tepki çektiğini belirten Dilipak yazısına şöyle devam etti:
Kurtulmuş’un günahı, Erbakan’ın oğlu, kızı, damadı, kardeşini ve özel kalem müdürünü GİK’e almaması. Bir de Asiltürk, Kazan, Tekdal, Hatipoğlu, Adak öfkesi.. Yani bu 10 kişiyle ilgili bir sorun..
Şimdi deniyor ki, parti içi muhalefet olağanüstü kongre için imza topluyor.. Referandumdan önce kongreye gidilecek.
Ben Kurtulmuş’un, daha önce reddettiği listeye şimdi onay vereceğini düşünmüyorum.. Burnu sürtülmüş bir genel başkan imajını bir kambur gibi sırtında taşıyamaz.. Eğer olağanüstü kongreye gidilecekse iki ayrı liste ve iki ayrı genel başkan adayı çıkacak.
Numan Kurtulmuş’un listesi belli. Bu gelişmelerden sonra listeden ayrılmak isteyen olursa ayrılır, ama hemen hemen aynı liste ile seçime gidilir. Öbür tarafın Genel Başkan adayı da şimdiden belli: Mete Gündoğan.. Kurtulmuş karşısında Gündoğan’ın bir varlık göstereceğini sanmıyorum.. Zaten onun için yeni bir kongrede yeni liste ile yine Kurtulmuş’un genel başkanlığında yola devam hesapları yapılıyor.. Ama bu planın hayata geçirilebileceğini sanmıyorum.
Birileri bu ortamı kavgaya dönüştürme gayretinde gibi sanki. Fatih Erbakan’ın adını kullanarak yapılan yayınlar tekzip edilse de, birileri bu işi kaşımaya devam edeceğe benziyor..
Saadet Partisi'nin yol ayrımına koşar adım yaklaştığını belirten Vakit yazarı yazısını çarpıcı bir tespitle bitirdi:
Kongre yenilenirse, ondan sonra ne olacağını göreceğiz. Kanatlardan biri ayrılır ve büyük ihtimalle yeni bir siyasi oluşum ortaya çıkar.. Erbakan’ın yeni GİK’ten 25 kişiyi çağırıp istifasını istediği, ama seçilenlerin bu talebe “evet” demedikleri ifade ediliyor.. Bir başka kaynak ise, meselenin yeni yönetim kadar, anayasa referandumuna “evet” mi, “hayır” mı denileceğinde düğümlendiğini belirtiyor. Kurtulmuş, daha önce de “evet” diyeceklerini açıklamıştı.. Kurtulmuş’un terör gündemi ile Başbakan’la görüşmesinin böyle bir zamana denk gelmesi de ilginç bir ayrıntı..
Ne olacaksa bir an evvel olsa da, bu iş uzun sürmese.. Bu süreç ya SP’nin sonu ya da yeni bir başlangıç olacak..
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.