DP Muş milletvekilleri Ahmet Yıldırım, Burcu Çelik Özkan ve HDP Sözcüsü Ayhan Bilgen savcılık tarafından ifadeye çağrılmasının ardından konuya ilişkin bir açıklama yapan HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, "Arkadaşlarımız ifade vermeye gitmeyecek" demişti. Demirtaş'ın bu sözlerinden sonra HDP'den yapılan ortak savcılık savunmasında "Yargı tiyatrosunda figüran olmayı kabul etmiyoruz!" denmişti.
Habertürk'ten Fevzi Çakır'ın haberine göre, Savcılıkların, DEP’li milletvekillerinin Meclis’ten alınarak zorla ifadeye götürülmesi gibi 90 yıllarda ortaya çıkan görüntülerin yinelenmemesi için bir karar aldığı ortaya çıktı. Demirtaş’ın da aralarında bulunduğu HDP’lilere gönderilen “şüpheli çağrı kâğıdı”nda bazı değişiklikler yapıldı. İfade çağrısına uyulmazsa “zorla getirme” tedbiri uygulanacağına ilişkin uyarıya, çağrı kâğıtlarında yer verilmedi.
Savcılıklar, zorla getirme tedbirine başvurmayacak. Savcılıklar, çağrıya uymayan vekiller hakkında ifadelerini almaksızın dava açabilecek ya da takipsizlik kararı verebilecek. Dava açılan vekiller hakkında gerek görülürse mahkemeler tarafından tutuklama kararı verilebilecek.
152 milletvekilinin dosyası var
Dokunulmazlıkları askıya alan Anayasa değişikliği uyarınca 152 milletvekiline ait 799 dosya savcılıklara gönderilmişti. Savcılıklar, aralarında CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ve HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın da bulunduğu 152 vekile ait dosyaları işleme koydu. Savcılıklar, dokunulmazlıkları kaldırılan vekilleri ifadeye çağırmaya başladı.
"Zorla getirme"
Ceza Muhakemeleri Kanunu (CMK), “İfadesi alınacak veya sorgusu yapılacak kişi davetiye ile çağrılır; çağrılma nedeni açıkça belirtilir; gelmezse zorla getirileceği yazılır” hükmünü içeriyor. Yasanın, “zorla getirme” başlıklı maddesinde de “Hakkında tutuklama kararı verilmesi veya yakalama emri düzenlenmesi için yeterli nedenler bulunan veya çağrıldığı halde gelmeyen şüpheli veya sanığın zorla getirilmesine karar verilebilir” deniyor. Bu çerçevede savcılıklar, ifade çağrısına uymayan vekiller hakkında zorla getirme tedbirine başvurabilecekti.
Demirtaş’ın da aralarında bulunduğu HDP’li milletvekillerine, savcılıkların gönderdiği “şüpheli çağrı kâğıdı” ulaştı. Demirtaş ve diğer HDP’liler, ifade vermeye gitmeyeceklerini belirtti. HDP’liler, 1990’larda DEP’li vekillere yapılan uygulamanın bugün kendilerine yapılmak istendiğini savundu. DEP’li Leyla Zana, Hatip Dicle, Mahmut Alınak ve Selim Sadak, 1991 seçimlerinde TBMM’ye girmişti. Leyla Zana’nın Kürtçe yemin etmesinin ardından soruşturma başlatılmış; Zana, Dicle ve Doğan 4 Mart 1994’te Meclis’e giren polis tarafından zorla gözaltına alınmıştı.
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.