Bilindiği gibi, Şamil Tayyar'ın, Ergenekon davasıyla ilgili kaleme aldığı yazılar nedeniyle başına gelmeyen kalmadı. Dava üzerine dava açıldı. Hatta o da yetmedi büyük de bir ceza ile karşı karşıya kaldı.
Aldığı ceza sonucunda da 'Gazeteciliği bırakırım' diyebilecek kadar uç noktalara gelerek isyan bayrağı açtı ve Ergenekon'la ilgili yazılarını biraz da olsa azaltmayı tercih etti.
Cüneyt Özdemir, 'Ergenekon Uzmanı' olan Şamil Tayyar'a davanın süreciyle ilgi bir çok soru sordu.
Türkiye'nin şu anda gündeminde olan ve önümüzdeki günlerde üç üst düzey emekli komutanın, bir darbe girişimi nedeniyle ilk kez sivil savcılığa ifade vermeye çağırılıyor olmasını Şamil Tayyar, 'Davanın bu sürece kadar gelmiş olması beni şaşırtıyor' diye yorumladı.
Ayrıca canlı yayında bir polemiğin de fitilini ateşleyen Tayyar, 'Özden Örnek günlükleri bir başkasının eline geçmiş ve konjektürel bir değişiklik yapılarak dışarı sızdırılmış. Bunu bana Özden Paşa söyledi' dedi.
İşte programdan satırbaşları:
ŞAMİL TAYYAR ERGENEKON DAVASINI NASIL GÖRÜYOR?
Başından beri hadiseye nasıl yaklaştıysa şu anda da görüşlerinde bir farklılık olmadığını belirten Tayyar, sözlerini şöyle sürdürdü;
"Bu sürecin başında buna ilişkin yazılar yazmaya başladığımda belki de karşımda böylesine merkezi bir yapılanmanın olduğunu düşünmüyordum. Bu ölçekte bir örgütün varlığından haberdar olmakla birlikte, soruşturmanın bu aşamaya kadar gelebileceğini kestiremedim. Beni şaşırtan tek taraf davanın buraya kadar geliyor olması. Ama bu Ergenekon'un büyüklüğüne olan inancımın yanlışlığından değil aksine soruşturma yürüten savcıların ve savcılara destek veren siyasi iradenin, bunu canlı tutmaya çalışan medyanın buraya kadar getirebileceği konuda kuşkularım vardı yanıldım. Ama benim için hoş bir yanılgı oldu."
NEDEN GAZETECİLİĞİ BIRAKACAĞINI SÖYLEDİ?
Şamil Tayyar, Ergenekon'la ilgili savcılık soruşturması belgelerini yayınladığı için ciddi bir ceza aldı. Bu ceza sonrası da 'Gazeteciliği bırakırım' deme noktasına kadar geldi. O dönemlerde yaşadığı süreci Tayyar şöyle özetledi;
"1 yıl 3 ay bir hapis cezam var. Beş yıl içerisinde ikinci kez ceza alırsam birlikte çekmem gerekiyor. Ayrıca devam eden davalarım var 30 civarında... Yani beş yıl içerisinde bir ceza daha almam yüksek görünüyor. Çünkü benimle ilgili davalar siyasallaştı ve hukuk kuralları içerisinde cereyan etmiyor. Bunun dışında tazminat davaları var. Daha geçen gün 13 bin TL ödedim"
EŞİME HAKARET 'BASIN ÖZGÜRLÜĞÜ' SAYILDI
Kendisine tazminat davası açanların sayılarının da fazla olduğunu belirten Şamil Tayyar, akılan gelen isimleri de sıraladı;
"Tuncay Özkan var, emekli bir binbaşı var, CHP'li bir milletvekili var. Sayıları fazla... Sağolsunlar hepsi dava açıyor ve kazanıyor"
Davaların sonucunda aldığı yenilgiye de üzüldüğünü belirten Tayyar, kararların hukuki alınmadığını düşündüğünü söyledi.
Hatta eşine hakarete varan sözler sarfedildiğini de belirten Tayyar, 'Bu da basın özgürlüğü sayıldı' diyerek isyan etti.
KOMUTANLARA ÇİFTE STANDART MI UYGULANDI?
Cüneyt Özdemir, üç üst düzey komutanın savcılığa çağırılarak ifadelerinin alınması olayını dönemin GenelKurmay Başkanı Hilmi Özkök'ün de ifadesinin bizzat kendi ofisinde alınmasına bağladı ve 'Bu bir çifte standart mıdır?' diye sordu.
Bunun çifte standart olmadığını belirten Şamil Tayyar nedenini de şöyle açıkladı, "Eğer aynı sıfatla çağırılıyor olsalardı çifte standart olurdu fakat Hilmi Özkök tanık sıfatıyla dinlendi ama söz konusu olan komutanlar şüpheli sıfatındadır. Bu üç komutanın evine baskın bile yapılabilirdi ama o yol tercih edilmemiş"
TAYYAR NEDEN 'ÖRGÜT' KELİMESİNİ KULLANIYOR?
Şamil Tayyar yazdığı yazıların içinde Ergenekon'dan 'örgüt' diye bahsediyor. Cüneyt Özdemir, bu ifadenin kasıtlı olup olmadığını sordu.
Şamil Tayyar ise iddianamenin ruhunu anlattığını, iddianame de Ergenekon için silahlı terör örgütü tabiri kullanıldığını ifade ederek, "Ben yine de mahkeme kararı ile tescil edilmediği için 'silahlı' kelimesini kullanmıyorum, terör ifadesini kullanmıyorum. Kaldı ki 'örgüt' o kadar suçlayıcı bir kavram değil"
KOMUTANLAR İFADE VERMEYE GİDER Mİ?
Komutanların şüpheli sıfatında olduğu için gidebileceklerini söyleyen Şamil Tayyar, aksi bir durum olursa da polis zoruyla ifadelerinin alınmasının gerektiğini açıkladı.
Sorgulamanın da 'Sarıkız' ile ilgili olabileceğini düşündüğünü belirten Tayyar sözlerine şöyle devam etti;
ÖZDEN ÖRNEK GÜNLÜKLERİ KİMİN ELİNE GEÇTİ?
"Özden Örnek günlüklerindeki notların teker teker sorulacağını düşünüyorum. Ayrıca o günlüklerin yüzde 99.9 doğru olduğunu düşünüyorum. Ben bu günlükleri ilk defa yazan gazeteciyim. Biz bunu Star Gazetesi'nde manşet yaptığımızda bize çok yüklendiler. Gazete yönetimi de günlüklere yönelik yayınları sürdürme konusunda ısrarcı davranamadı. O yayından bir gün sonra beni Özden Örnek aradı. Aşağı yukarı bir saate yakın bir telefon konuşmamız oldu. Bu konuşmanın bir kısmını Star Gazetesi'nde yayınladık. Özden Örnek Paşa dediki, 'Ben günlük tutuyordum. Ama bu günlükleri bilgisayarımda şifreli olarak tutuyordum. Emekli olmadan iki gün önce de canım yanar diye bu günlükleri bilgisayardan sildim'... Bunun doğruluğunu araştırmak için günlüklerde isimleri geçen şahısları aradım onlar bu tarihleri ve görüşmeleri doğruladılar. Ancak 'o günlüklere yansıyan diyalogların bir kısmı doğru bir kısmı yanlış' dediler. Yani bir takım eklemeler olmuş. Ben bunu Özden Paşa'ya hatırlattım. Özden Paşa da, 'Bu günlükleri biri ele geçirmiş ve konjektürel gelişmeler eklenerek farklı hale getirilmiş ve daha sonra sızdırılmış olabilir' dedi. Yani Özden paşa bile bu günlükleri tümden reddetmiyor"
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.