Her yıl saman nezlesi mevsimi geldiğinde, kendinize şu iki soruyu yöneltiyor olmalısınız: “Bunu hak etmek için ben ne yaptım?” ve “Bundan kurtulmak için nereye gitsem?” Cevaplar maalesef “Hiçbir şey” ve “Hiçbir yere”dir. Alerjiler bazı kişiler için kaçınılmazdır ve polenden kurtulmanın yolu yoktur.
Kokuotu, çim, papatya, pelin, pıtrak, ayrıkotu, hardalotu gibi yabanıl otların, ardıç, çam, çınar, ıhlamur gibi çok sayıda ağacın, fındık, zeytin, ayçiçeği gibi tarımsal bitkilerin polenleri bölgesel ya da yaygın alerjenler olarak duyarlı kişilerde sorun yaratır. Kış donlarıyla ölene kadar birçok otun çiçeği aylarca tozumayı sürdürür ve çevreye yayılan polenler kilometrelerce yol kat edebilir.
Ama polenlerin havada en çok bulunduğu zamanlarda ne yapacağınızı öğrenebilirsiniz. Polen yalnız solunumla burun ve gırtlağınıza girerse sorun yaratır. Polen yükünün arttığı dönemlerde klimalı ortamlarda kalmak gerçekten yararlı olabilir.
Öncelikle sizi hapşırtan polen hakkında genel bir fikir edinmelisiniz. Bunun için biraz detektiflik yapıp ipucu kovalamak işe yarayacaktır. Alerjiniz hangi aylarda kötüleşiyor? İlkbahar? Yaz? Sonbahar? Bunu bilmek olasılık yelpazesini daraltır. Örneğin, ilkbaharda ve yaz başında kendinizi iyi hissediyorsanız, alerjinizin kavak, karaağaç, akçaağaç, ceviz, çam gibi ağaçların polenlerinden kaynaklanmadığı söylenebilir.
İlkbaharın sonunda ve yazın başında hapşırmaya başlıyorsanız, sorumlu bitki polenleri olasılıkla otlardır. Alerji belirtileri yazın sonlarından önce başlamıyorsa, sorun yine yöreye göre değişebilen otsu bitkiler ya da açık havada bulunan küf sporlarıdır.
Tam olarak hangi polenin sorun yarattığını bilmek çok da önemli olmayabilir. Çiçeklenme dönemi aynı zamana rastlayan hangi bitki grubunun sorun yarattığını belirlemek çoğu zaman yeterlidir. Örneğin belirli bir ağaç polenine alerjiniz varsa, belirtilerin sonbaharda değil, ilkbaharda ortaya çıkacağını bilir, alerjiye karşı yalnız bu aylarda önlem alırsınız.
Ama hekiminizle konuşarak, bağışıklık tedavisine geçmenin en doğru yol olduğuna karar verdiyseniz, sorumlu polen kaynağını kesin biçimde belirlemek gerekir. Alerji aşıları son derece özgüldür. Pelin polenine karşı yapılan aşı, çam polenine karşı bir işe yaramaz. Kesinlik sağlamak için, bazı deri ya da kan testleri yapılabilir.
Kış aylarında saman nezlesi belirtileri ortaya çıkar mı? Kışı ılık geçen bir yerdeyseniz, aralık ayında bile polenlerle başınız derde girebilir. Böyle bir durum yoksa, polen olasılığı zayıflar. Bunun yerine tozdan, iç mekanlardaki küften, hayvan kıl-deri döküntülerinden kaynaklanan ve mevsimsel olmayan alerjik rinitler gündeme gelir. Böyle bir yakınmanız varsa hekime başvurun. Sizde tam olarak neyin alerjiye yol açtığını anlamak için bazı deri testleri yapmak isteyebilir.
Kapı ve pencerelerinizi sıkı sıkıya bantlayıp kışı beklemekten başka, polen belasını tümüyle savuşturmanın yolu yoktur! Bu ölçüde radikal olmasa da, polenle temasınızı sınırlayacak bazı çözümler önerilebilir.
Polen düzeyini öğrenin
İlgili kurumların alerjiye karşı duyarlı olması, sorunların çözümünü önemli ölçüde kolaylaştırır. ABD’de bu duyarlılık çeşitli örneklerle kendini belli eder. Birçok kurum ve meteoroloji servisi her gün havadaki polen hücrelerinin sayısını saptar, gazete, televizyon ve radyo istasyonlarına bildirir. Alerji mevsiminin göbeğinde bile bazı günler diğer günlerden daha kötüdür. Dolayısıyla bulunduğunuz yöredeki polen düzeyini bilmek çok işinize yarar.
Peki, bu sayım nasıl yapılır? Teknisyenler yapışkan bir malzeme taktıkları çubuğu bir çatıya yerleştirir, ucunu da döndürücü bir kola bağlarlar. Çubuk ekseni çevresinde dönerken, polenler yapışkana yakalanır. Belirli bir sürenin sonunda çubuk yerinden alınır ve üstündeki yapışkan malzeme bir boyaya batırılır. Bu boya polen sayımını kolaylaştırır. Teknisyen bir mikroskop altında tanecikleri sayar. Elde edilen değer polen sayısıdır ve bir metreküplük havada bulunan tanecik sayısını gösterir.
Polen sayısı 100 ya da daha azsa polen düzeyi düşük, 100-500 arasındaysa orta, 500-1.000 arasındaysa yüksek, 1.000′in üstündeyse çok yüksek demektir. Benzer ölçümler havadaki küf sporları için de yapılır.
Bunun yararı açıktır. Polen düzeyinin düşüklüğü yeşil ışık anlamına gelir; dışarıda işleriniz varsa bunları rahatça yapabilirsiniz. Polen sayısının 100-500 arasında (orta düzeyde) olduğu bir günde dışarıya çıkacaksanız, antihistaminik almanızda yarar vardır; aksi halde bazı alerji belirtileri gelişebilir. Yüksek düzey kırmızı ışığın yandığını gösterir. Dışarı çıkmak artık sizin bileceğiniz bir iştir! Düşman bütün gücüyle kapının ardında beklediğine göre, içeride kalmak herhalde en iyisidir! Pencereleri kapatın. Arabanızda ya da evinizde serinlemeye ihtiyacınız varsa klima kullanın. Klimayı da yalnız içerideki havayla çalışır konuma getirin.
Polen sayımının tek sakıncası, ölçümlerin bildirilmesine kadar aradan uzunca bir zaman geçmesidir. Ertesi güne kadar polenlerin ne yapacağı belli olmaz. Üstünden bir gece geçmiş polen sayımının pek yararı yoktur. Ama bazı ülkeler bu konuda da artık internetten yararlanıyor; sözgelimi Amerikan Alerji, Astım ve Bağışıklık Akademisi’ne bağlı bir büro, ülke çapında polen ve spor sayılanm gösterir günlük listeleri internet üstünden yayınlıyor.
Rüzgârdan sakının
Polen düzeyini bilmeden de bazı günlerin diğer günlerden kötü olduğunu fark edebilirsiniz. Bu konudaki en önemli kılavuz rüzgârdır. Sert esmeye başladı mı, bilin ki hava böylece polen ve spor yükünü almıştır. Bu tanecikler durgun havalarda çöker ve sorunlar azalır. Polen sayısı sıcak ve kuru havalarda artar, yağmurlu ve serin havalarda ise düşer.
Genel olarak sabahın erken saatleri dışarı çıkmak için en uygun zamandır. Havayla taşınan polenler genellikle sabah 05.00-10.00 arasında en düşük düzeydedir. Bu saatler çim biçmek, bisiklete binmek ya da köpeğinizle yürüyüşe çıkmak için uygundur. Polenlerin en çok arttığı dönemde, polenleri süzebilen bir maske kullanabilirsiniz. Dışarıda polen düzeyinin yükseldiğini düşünüyorsanız, dışarı çıkmadan yarım ya da bir saat önce antihistaminik alın. Alacağınız hap belirtileri önlemeye yardım eder.
Plaja gidin
Gideceğiniz hemen her yerde polen ve küf sporları vardır; ama deniz kıyısı diğer yerlere göre daha iyidir. Gündüzleri denizden karaya esen meltem rüzgârlarının egemen olduğu kıyılar, havadaki polen yoğunluğunu da azaltacaktır. Bu durum hekimin verdiği ilaçlan evde bırakacağınız anlamına gelmez. Yoğunluğun zirveye ulaştığı mevsimlerde, rahatsızlık yaratacak düzeyde polenle her yerde karşılaşabilirsiniz.
Kavun-karpuz yasak
Bazı bildik yiyecekler polen ve sporlarda bulunanlara benzer proteinler içerir. Kritik aylarda bu tür besinlerin yenmesi alerjik tepkileri ağırlaştırabilir. Örneğin ayrıkotu gibi bazı bitki polenlerine alerjisi olanların kavun, karpuz yemesi, ağız ve boğazda ek sorunlara yol açabilir.
Bu tür olası etkileşimlerin sayısı hayli kabarıktır. Sizde neyin alerji yaptığı tam ortaya çıkana kadar, besinlerle ilgili çapraz tepkilerden sakınmaya çalışmanın anlamı yoktur. Hekim sorunlu alerjenleri belirledikten sonra, uzak durmanız gereken besinler konusunda bilgi verecektir.
Yeri gelmişken bir noktayı da belirtmekte yarar var. Pireotu (oltuotu) çiçeklerinden elde edilen ve bit ilacı olarak kullanılan piretrin de (etiketlerde pyrethrin olarak yazılır) saman nezlesine yol açabilir.
Alerjisi olanların sadece bir bölümünde astımın ortaya çıkmasının nedeni henüz tam anlaşılmış değildir. Kesin olan şey şu: Etkenleri denetim altına alırsanız, yaşam kalitenizi çarpıcı düzeyde yükseltirsiniz.
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.