150 gönüllü Peşmerge’yiz
Almanya’dan dönüp Peşmerge saflarına katılarak IŞİD’e karşı savaşan eski gerilla komutanlarından Sait Çürükkaya, İŞİD’e karşı verilen mücadeleyi BasHaber’e değerlendirdi. Çürükkaya, geçmişten beri Kürd ve Kürdistan meselesi içinde yer aldığını belirterek, bir dönem saflarında yer aldığı PKK’den ayrılarak Almanya’ya yerleşmiş. İŞİD’ın Kürdistan’a saldırmasının ardından Güney Kürdistan’a dönüp eğittiği Peşmegelerle IŞİD’e karşı savaşta yerini almış. Çürükkaya, IŞİD’e karşı verilen mücadelede askeri eğitimlerinin eksik olduğunu ancak buna rağmen Peşmerge’nin IŞİD’e karşı büyük başarılar elde ettiğini söylüyor. Verdiği askeri eğitimlerden bahseden Çürükkaya, “Eğitim devrelerinde şimdiye kadar 500 Peşmerge’ye eğitim verdim. Uluslararası güçler 2000-5000 Peşmerge eğiterek, Kürdistan Peşmergelerine ve hükümetine yardım yaptıklarını düşünüyorlar. Benim eğitim yerlerim ise cephede ve savaşın içinde. Hem eğitim veriyorum, hem de savaş olduğunda direkt savaşın içine gidiyorum. Verdiğim eğitim birebir savaş ile uyuşuyor“ diyor.
“Çok sayıda patlayıcı imha ettik”
Peşmerge’nin Şengal’de kazandığı başarılarda yerini alan ve burdaki operasyonda tonlarca patlayıcı imha eden Çürükkaya, Şengal Operasyonu sırasında imha ettiği patlayıcılara ilişkin bilgi veriyor: “IŞİD’in savaşının önemli bir boyutu patlayıcı ile yürütülüyor. Şengal’e 10 kişilik bir tim olarak, Peşmerge’ye yardımcı olmak amacıyla gitmiştik. Gittiğimiz zaman bomba imha birimleri vardı, ama savaşta yavaş ilerliyordu. Bizim timimiz hızlı ilerledi ve yolu açtık. Biz doğu tarafından şehre giren ilk tim idik. Bir evin içinde 5 tonluk patlayıcı dolu bir araba bulduk. Adam düğmeye basmak için koşmaya çalıştı. Peşmerge oraya gittiği zaman fırsat bulup arabaya gidemedi. Bu şekilde 300-400 Peşmerge’nin hayatını kurtardık. Patlayıcılar bir merkezden üretiliyordu. Arayıp bulduğumuz bu merkezde yaklaşık 20 ton patlayıcıyı etkisizleştirdik.”
IŞİD’in uluslararası bir örgüt olduğuna dikkat çeken Çürükkaya, IŞİD’in eski Saddam ve Fransız ordusunun paralı askerlerinin taktiklerini uyguladığını aktardı. Çürükkaya, Musul’u ele geçirdikten sonra ellerindeki silahlardan dolayı uluslararası güçlerin İŞİD’e karşı mücadelesinin güçleştiğini vurgulayarak, verdiklerin eğitimin IŞİD’e karşı verilen mücadelede büyük öneme sahip olduğunu kaydediyor.
“Musul Operasyonu siyasidir”
Hazırlıkları süren Musul Operasyonu’na da değinen Çürükkaya, Musul Operasyonu’nun siyasi bir boyutu olduğunu dile getirerek, şöyle diyor: “Musul’da önemli bir sorun var. Eğer Haşdi Şabi gibi gruplar operasyona katılırsa, operasyon çok kanlı geçer. Musul halkı o zaman IŞİD’in yanında bu savaşa katılacak. Savaş çok uzun sürecek ve büyük kayıplara neden olacaktır. Eğer Haşdi Şabi grupları savaşa katılmaz ise sadece Peşmergelerin rolü daha fazla olursa o zaman Musul’da direnen sadece IŞİD’in militanları ve yakın taraftarları olur. Halk da onlara destek vermez. Irak ordusu içerisinde IŞİD ile çalışanlar var. IŞİD için patlayıcı yapanlar var. Bu olduğu zaman operasyonun başarılı olması mümkün değildir.”
“IŞİD’e destek azalıyor”
Musul Operasyonu sonrası gelişecek durumlara da değinen Çürükkaya, operasyondan sonra orada kalan gruplara yönetimde eşit söz hakkı verilmediği zaman IŞİD gibi başka örgütlerin çıkacağını söyledi. Musul Operasyonu için Irak Ordusu’nun hazır olmadığını söyleyen Çürükkaya, Peşmerge’nin operasyon için gerekli yerlere ulaştığını belirtti: “Şu an operasyon başlarsa Irak Ordusu daha Musul’un kenar mahallelerine ulaşmadan bütün Musul’u Peşmerge alır.”
Çürükkaya, “Musul’u alıp siyasi anlaşma ile Haşdi Şabi’ye verirseniz Peşmerge bunu kabul etmez. Peşmerge’nin o bölgede alması gereken Bağzan, Hemraniyê, Tilkêf gibi yerler var. Bunlar hala 140. maddede geçen ve Kürdistan toprakları olan yerler. Peşmerge buraları almak istiyor. Bunu aldığı zaman Musul’un kurtulması lazım. Çünkü bu şehirler Musul ile iç içe geçmiş durumda. Siyasi olarak uluslararası güçler Irak Hükümeti, oradaki Sünni aşiretler ve Kürdler operasyon sonrası için net siyasi bir anlaşmaya varırsa Musul Operasyonu çok kan dökmeden başarılı geçecektir. Aksi takdirde çok kanlı geçer” diyor. IŞİD’in Musul’a geldiği zaman halkın yüzde 90’nın onları desteklediğini söyleyen Çürükkaya, desteğin şu an yüzde 20’lere indiğini ifade ediyor.
“IŞİD Kürdistan sınırını çizdi“
Çürükkaya, 140. madde kapsamında yer alan Kürd yerleşimlerinin akıbetini de değerlendirirken, Kürdlerin; Kerkük, Şengal, Maxmur Celewla ve diğer bölgelerde sınırlarını çizmeleri gerektiğini ifade etmeleri gerektiğini söylüyor: “Kürdler hak talep ediyordu ama sınırı çizemiyordu. IŞİD bir nevi Kürdlerin sınırını çizdi. Bu biçimde Kürdler bu bölgeleri kendi kontrol noktaları haline getirdi. Nu durum Kürdler açısından bir avantaj sağlandı. IŞİD Kürdlere saldırdığı zaman birçok devlet Kürdlere destek verdi. PKK bu savaşa katılarak dünyaya terörist olmadığını ifade etti. Dünya da PKK’yi teröristlere karşı savaşan bir örgüt olarak gördü.”
Peşmerge Bakanlığına eleştiri
Çürükkaya, Peşmerge Bakanlığı’ndan yeteri destek almadıklarını da söyleyerek, Permerge’nin eğitilmesi için teknik desteğe ihtiyaç duyduklarına dikkat çekerek, çok sınırlı destek dışında gerekli desteği görmediğini de söyledi. Peşmerge Bakanlığı yetkililerini eleştiren Çürükkkaya şöyle diyor: “Mele Mustafa Barzani Mahabat merkezli Kürdistan devleti kurulduğunda kimse onu davet etmeden oraya gitti. Genelkurmay Başkanı olarak devletin kuruluşunda yer aldı. Qazi Muhammed, Barzani için, “O yabancı değil, evine gelmiştir” demiştir. Burası da bizim evimizdir. Biz evimize gelmişiz, kardeşlerimiz saldırıya uğramıştır, bizler de kardeşimize yardım etmeye gelmişiz. Ama insan kardeşine yardım ederken, kardeşin sana yatak, su, ekmek vermiyorsa bu da problemdir.”
“Haşdi Şabi ile savaş kaçınılmaz“
İran ve Bağdat Hükümeti tarafından desteklenen ve KBY’de sivil halka saldıran Şii milislerden oluşan Haşdi Şabi’nin varlığına da dikkat çeken Çürükkaya Haşdi Şabi’nin ilerde KBY için sorun olacağına dikkat çekiyor. Kürdlerin Kürkük ve çevresinden vazgeçmeyeceğini söyleyen Çürükkaya, “Kürdler eğer vazgeçerse o zaman niye savaştılar? Haşdi Şabi kesinlikte bazı noktalarda şu anda Kürdistan toprağını veya Peşmerge’nin kurtardığı bazı bölgelerde hak talebinde bulunacak. Peşmerge ya bunlara karşı savaşacak ya da toprağı verecektir. Peşmerge toprağı veremeyeceği için büyük bir savaş ihtimalinin olduğunu düşünüyorum. Askeri yetkililer strateji ve taktiklerini gelecekte kaçınılmaz olan böyle bir savaş üzerine yapmalı. Siyasetin görevi savaşı engellemektir, ama askeri güçler hazırlığını buna göre yapmalıdır. Peşmerge’nin buna hazırlıklı olması gerekir” diyor.
“Hêza Agirî gönüllüleri”
Çürükkaya, gönüllü Peşmergelerden oluşan ve sayları 150’yi bulan Hêza Agirî’ye ilişkin de şunları söylüyor: “Birimimizin adı Hêza Agirî’dir. Savaşın ilk gününden beri, sorumlusu Lokman Şerefxani’dir. Ben de onlara eğitim ve askeri taktikler veriyorum. Savaşa da aktif katılıyorum. Şimdiye kadar bazı yardımlar dışında tamamen kendi olanaklarıyla cephede yer alıyorlar. Savaşa birlikte katılıyoruz. Gönüllülük savaşta başarı için en önemli psikolojik faktördür. Taktik ise uygulamalarla öğretilen şeylerdir. Birliğimiz gönüllülerden oluşmakta ve katıldığı çatışmalarda etkili sonuçlar almaktadır.”
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.