• BIST 9549.89
  • Altın 3005.805
  • Dolar 34.5348
  • Euro 36.0249
  • İstanbul 4 °C
  • Diyarbakır 18 °C
  • Ankara 18 °C
  • İzmir 15 °C
  • Berlin 4 °C

Ruşen Çakır: Benden Kürt düşmanı çıkaramazsınız

Ruşen Çakır: Benden Kürt düşmanı çıkaramazsınız
Gazeteci Ruşen Çakır, bundan beş yıl önce iktidar üyelerinin gazetecilerle yaptığı toplantıda Kürt sorununa ilişkin yaptığı sunumda ‘Böl-yönet’ dediği iddiasına, “Benden Kürt düşmanı çıkarmak mümkün değil” diye karşılık verdi.

RedHack’in Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak’a ait olduğunu iddia ettiği mail adresinden paylaşılan maillerde Sabah gazetesinden Yahya Bostan’ın attığı öne sürülen bir mail de dikkat çekmişti. Mailde, hükümetin 4 Ocak 2011 tarihinde düzenlediği kapalı bir toplantıya Ruşen Çakır ve Etyen Mahçupyan’ın da katıldığı anlatılıyordu. Toplantıya,  dönemin içişleri bakanı Beşir Atalay, dışişleri bakanı Ahmet Davutoğlu, adalet bakanı Sadullah Ergin, enerji ve tabii kaynaklar bakanı Taner Yıldız ve devlet bakanı Cevdet Yılmaz’ın yanısıra dönemin başbakanlık müsteşarı Efgan Ala ve AKP’nin seçim kampanyasını düzenleyen Erol Olçak’ın katıldığı belirtiliyordu.

Yahya Bostan, Çakır’ın yaptığı sunuma ilişkin bilgi verirken şu ifadeleri kullanıyordu: “Ruşen Çakır ise hükümetin demokratik açılım konusunda gündem belirleyemediğini, gündemin BDP/DTK tarafından belirlendiğini söyledi. Bu konuda İçişleri bakanı Atalay, ‘Yaptıklarımızı görmezden gelmeyin’ diyerek Çakır’a karşı çıktı. Çakır, PKK sorununun Kürt sorunundan ayrı değerlendirilmesi gerektiğini söyledi, Doğu ve Güneydoğu Anadolu’daki Kürtler arasında şehirden şehre değişen farklılıklar olduğunu belirterek bu farklılıkların iyi analiz edilmesi gerektiği tavsiyesinde bulundu, ‘Politika üretirken bu farklılıklar dikkate alınmalı (böl-yönet)’ dedi. Dün gece yapılan toplantının benzerleri önümüzdeki dönemde de farklı isimlerle yapılacak.”

Bostan’ın yazdığı ‘böl yönet’ ifadesi, mailin internete sızdırılmasıyla tartışma konusu oldu. Mailde bu ifadenin parantez içinde yer alması Bostan’ın kendi yorumu olarak algılanırken, Çakır’a da sosyal medyadan sayısız soru yöneltildi.

Kurucusu olduğu Medyascope’ta kısa bir yazıyla açıklama yapma gereği duyan Çakır, prensip olarak bu ‘sataşmaları’ cevaplamamayı tercih ettiğini belirtse de şöyle dedi: “Redhack adıyla hakkımda yapılanlar karşısında da aynı şekilde davranmayı düşünüyordum. Tabii böyle bir fırsatı birileri kaçırmayacaktı. Nitekim Odatv, sol.org gibi internet siteleri beni şaşırtmadı. Fakat Dicle Haber Ajansı, Özgürlükçü Demokrasi gibi önemsediğim mecralar da bu lince dahil olunca durum değişti. Farkındayım, bu satırları yazarken de o tuzağa bir şekilde dahil oluyorum, ama ülkemizdeki acımasız ortam nedeniyle, istemeyerek de olsa bir şeyler söylemem gerekiyor.”

Kendisinin ‘Laz ve Sünni bir anne babadan’ doğduğunu, solcu olduğu 14 yaşından beri Kürtlere ve Alevilere yakın hissettiğini belirten Çakır, “31 yıllık gazetecilik hayatımda da Kürtlerin ve Alevilerin hak ve özgürlüklerini elde etmelerine katkıda bulunmak için elimden geleni yaptım. Hiçbir şey olmasa da oğluma (ve olursa torunlarıma) böyle bir miras bırakmak istiyorum. Kısacası beni ‘Kürt düşmanı’ göstermek isteyenlere meydanı bırakmam söz konusu olamaz” diye yazdı.

‘Yahya Bostan’ın değerlendirmesi olsa gerek’

Çakır, söz konusu toplantıya katıldığını doğrulayarak, bunun hükümete yakınlığıyla bilinen düşünce kuruluşu SETA tarafından düzenlenen, basına kapalı bir toplantı olduğunu belirtti.

Yaklaşık 30 kişilik davetli listesinde o tarihte Sabah’ın Meclis muhabiri olan Yahya Bostan’ın da olduğunu belirten Çakır, şöyle devam etti: “Şu an FETÖ soruşturması kapsamında cezaevinde olan Mümtazer Türköne MHP, Etyen Mahçupyan ise CHP’yi anlattı, ben de BDP’yi anlattım. En fazla ilgiyi tabii ki BDP gördü. Benim sunuşuma çok sayıda yorum, soru ve eleştiri geldi. Hatta dönemin İçişleri Bakanı Beşir Atalay, Bostan’ın da belirttiği gibi bazı söylediklerime itiraz etti. Günlük vb. tutmak gibi bir alışkanlığım yok. Hafızamın da eskisi kadar parlak olduğu söylenemez. Ama şunu çok iyi biliyorum, orada bulunanlara “Kürtleri bölün ve öyle yönetin” demedim. Biliyorum, çünkü böyle bir şeye inanmıyorum. Kürtlerin, Kürt siyasi hareketine bakışlarında farklılıklar olduğunun farkındayım, ancak onların herhangi bir bölümünün Abdullah Öcalan liderliğindeki harekete karşı devletin yanında savaşmasının imkansız olduğunu düşünüyorum. Zaten söz konusu e-postada ‘böl/yönet’ parantez içine konulmuş, dolayısıyla Yahya Bostan’ın değerlendirmesi olsa gerek. PKK ile Kürt sorununu ayrı ele alma meselesi de, yazılarıma aşina olanlar bilir, devletin ‘Kürt sorununu çözersek PKK sorunu otomatik olarak çözülür’ yaklaşımını eleştirmek amacıyla olsa gerek…”

‘Bunlardan çok istifade ettim’

“Bir gazeteci böyle toplantılara katılır mı?” sorusuna da ‘Katılır’ yanıtını veren Çakır, Türkiye ve dünyada bu türden ‘kapalı’ onlarca toplantıda bulunduğunu söyleyip, “Bunlardan çok istifade ettim. Beş yıl önceki söz konusu toplantı da öyle oldu. Burada temel ilke, içerde söylediklerinizi dışarıda da söyleyebilmenizdir ki buna riayet ettiğime inanıyorum. Beş yıl önce, ‘demokratik açılım’ ile ‘İmralı süreci’nin arasında, çatışmaların büyük ölçüde azaldığı, Kürt siyasi hareketinin siyasi iktidarla sistemli ve düzeyli bir ilişki içinde olduğu, barış umutlarının yeniden yeşerdiği bir ortamda yapılan bir toplantıyı, çatışmaların kızıştığı, topyekun savaş stratejilerinin egemen olduğu bir ortamda, sanki birkaç gün önce yapılmış gibi sunmak ve/veya algılamak doğru bir şey değil. Beş yıl, kimi AKP’li bakanların beni ‘PKK-Öcalan dostu’ olarak görmelerine yol açan söylediklerimden hareketle beni beş yıl sonra ‘Kürt ve Kürt hareketi düşmanı’ ilan edebilmek de cabası” ifadelerini kullandı.

‘Mesajınızı aldım’

Aynı dönemdeki yazılarından da örnekler veren Çakır, ardından kendisinin ‘Şeffaflığı esas alan, gizli/kapaklı işlerle ilgisi olmayan bir gazeteci’ olduğunu vurgulayıp “Şeffaflık konusunda beni sorgulamaya kalkanların öncelikle kendilerinin şeffaf olmasını beklerim. Son sözüm: Benden Kürt düşmanı çıkarmak mümkün değil” dedi.

Çakır, son olarak da özel bir mesaj gönderdi: “Bir de ilgilisine notum var: Mesajınızı aldım. Cevabım şu: Dün olduğu gibi bugün de beni teslim alamayacaksınız.” (diken)

  • Yorumlar 3
  • Facebook Yorumları 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış
    ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Diğer Haberler
    ÖNE ÇIKANLAR
    Tüm Hakları Saklıdır © 2009 İlke Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
    Tel : 0532 261 34 89