Dün sabah erken saatlerde Yeni Şafak Gazetesi Washington temsilcisi Ali Akel’in peş peşe geçtiği twitter mesajlarını görünce çok şaşırdım ve üzüldüm. “Yeni Şafak ’taki son yazılar üzerine gazetem ile yollarımızı ayırmak zorunda kaldık” diyen Ali şöyle devam ediyordu: “Veda satırlarımı sizlerle paylaşmak istiyorum. 16 yıl... Muhabirlik, haber müdürlüğü, yazı işleri müdürlüğü ve son beş yıldır da Washington temsilciliği... 16 yıl boyunca, yüklendiğim tüm bu görevlerden onur duydum, onurla yerine getirdim. Ve 16 yıl sonra Yeni Şafak Gazetesi ile yollarımız ayrıldı. Yuvamdan ve arkadaşlarımdan ayrı bırakıldığım için üzgünüm, ancak vicdanım rahat. Hepsini anlıyorum... Patronlarımı, yayın yönetmenimi, kardeş bildiğim çalışma arkadaşlarımı, hepsini. Hepsini anlıyorum çünkü, zor zamanlar vardır ve biz bugün her zaman olduğundan daha da zor bir dönemden geçiyoruz.”
Türk basınında maalesef sayıları giderek azalan vicdanlı gazetecilerden olan Ali Akel’in şu sözlerinin altını özellikle çizmemiz gerekir: “Böyle dönemlerde konuşmanın, yazmanın bedeli vardır. Birileri her zaman bu bedeli öder. Bugün, bu bedeli ödediğim için de onur duyuyorum. Çünkü yanlışı değil, doğruyu söylediğime inanıyorum. Nerede olursak olalım, kime çalışıyor olursak olalım, hangi düşünce dünyasına ait olursak olalım doğru değişmez, her yerde söylenmeli ve yazılmalı.”
Devamı için...
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.