İnsan Hakları Derneği (İHD) ve Uluslararası İnsan Hakları Federasyonu (FİDH) hazırladıkları “Türkiye-Rojava Sınır Geçişleriyle İlgili Araştırma ve Tespit Raporu”nu açıkladı. Raporda, “Türkiye’nin Suriye politikasını gözden geçirerek, Suriye’de iç savaşın sona erdirilmesine dönük ateşkesin sağlanması, Cenevre Konferansı’nın yapılması, geçiş hükümeti kurularak Suriye’nin demokratik dönüşümüne katkı sunması, Rojava bölgesi yönetimi ile iyi ilişkiler kurarak Türkiye’deki çözüm sürecinin ilerlemesine katkı sağlamalıdır” denildi.
Raporda, Türkiye’ye sığınan Suriyelilerin 200 bininin kamplarda, 600 bin kişilik bölümünün kamp dışında Türkiye’nin değişik kentlerinde kendi imkanlarıyla kaldığı, bunun sosyal sorunlara yol açtığı ve bu konuda belirsizlik olduğu belirtildi.
KÜRT VE ALEVİLERE KAMP YOK
Raporda şu tespitlere yer verildi: “Türkiye’ye sığınanlardan farklı etnik ve inanç gruplarına yönelik kamp sorunu olduğu açıktır. Örneğin Kürtlere ve Arap Alevilere ait kamp bulunmamaktadır. Türkiye’ye sınır hattındaki tel örgüleri aşıp sığınanlara yönelik işkence ve kötü muamele iddiaları ciddi olup, hiçbir tedbir alınmadığı anlaşılmaktadır. Kadınlara yönelik ön yargılı ve olumsuz davranışların olduğu öğrenilmiştir. Sığınmacı kampları dışında kalan sığınmacılara yönelik devlet tarafından herhangi bir yardım yapılmamakta, sadece sağlık giderleri karşılanmaktadır. Başbakanlık ve diğer bakanlıklar tarafından mültecilere ve kamplara ilişkin yayınlanan tüm yönergeler gizli tutulmaktadır. Kamplara insan hakları örgütlerinin girişine izin verilmemektedir. Bu durum hükümetin süreci şeffaf yürütmediğini göstermektedir. Türkiye-Suriye sınır hattında Özgür Suriye Ordusu’nun denetiminde bulunan sınır kapıları ile sınır geçiş noktalarına Türkiye’nin yaklaşımının pozitif olduğu, buna karşılık PYD’nin kontrolünde olan sınır kapıları ve sınır geçiş noktalarına yaklaşımın negatif olduğu ve bariz bir politik tutum alındığı anlaşılmaktadır.”
Raporun öneriler bölümünde, sınır hattındaki güvenlik sorunu olmayan Şenyurt ve Ceylanpınar geçiş noktalarında “sıfır nokta politikası” uygulanarak, buraların insani yardıma açık tutulması gerektiği belirtildi. İnsani yardım koridoru açılması önerilen raporda, Nusaybin kesiminde yapımına başlanan duvarın derhal yıkılması istendi.
CİHATÇI ÖRGÜTLER TÜRKİYE İÇİN TEHLİKE
Raporda, Türkiye’den El Kaide’ye katılıp Suriye’de savaşmaya gidenlerle ilgili, bu kişilerin gönderilmesi işlemlerini yapanlar hakkında emniyet birimlerinin çalışma yürütmesi ve savcıların soruşturma başlatmaları talep edildi. “El Kaide ve El Nusra gibi cihatçı örgütlerin Suriye’de kentleri ele geçirmesiyle Türkiye halkına yönelik yakın tehlike göz önünde bulundurulmalı ve bu konuda yeni politika geliştirilmelidir” ifadesine yer verilen raporda, şunlar kaydedildi: “Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanun gereği, acilen bir yönetmelik hazırlanarak Suriyeli mültecilere verilen ‘geçici koruma statüsü’ tanımlanmalı ve hukuki güvence altına alınmalıdır. Yönetmeliğin hazırlanış sürecinde insan hakları örgütleri ile işbirliği yapılmalı ve görüşleri esas alınmalıdır. Başbakanlık AFAD Başkanlığı tarafından, Beşir Atalay’ın imzasıyla yayımlanan ‘Suriyeli Misafirlerin sağlık ve diğer hizmetleri’ konulu genelge 81 ilde din, mezhep ve etnik ayrım yapılmaksızın uygulanmalı ve denetlenmelidir. Türkiye’deki kampların insan hakları örgütleri tarafından incelenmesi için izin verilmelidir.” (Taraf)
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.