• BIST 9367.77
  • Altın 2952.122
  • Dolar 34.4839
  • Euro 36.1941
  • İstanbul 8 °C
  • Diyarbakır 6 °C
  • Ankara 12 °C
  • İzmir 16 °C
  • Berlin 1 °C

'PYD’nin Cenevre-2'ye katılmasına ABD karşı çıktı'

'PYD’nin Cenevre-2'ye katılmasına ABD karşı çıktı'
PDK Başkanı Abdülhakim Beşar, "Suriye’nin bütünlüğünün korunduğu, Kürtlerin kendi bölgesinde hakim olduğu federal bir Suriye istiyoruz" dedi.

Abdülhakim Beşar, Suriye’deki en eski Kürt partisi olan Demokratik Kürdistan Partisi’nin (PDK) başkanı.  Al Jazeera'den Serdar Ataş, Abdülhakim Beşar ile Cenevre’de devam eden müzakareleri, Kürtlerin taleplerini ve Suriye Kürtlerini konuştu.



Kürtlerin Cenevre’deki pozisyonu tam olarak nedir? Kürtler açısından müzakereler olumlu gidiyor mu?

Cenevre 2 Suriye’de siyasi bir çözüm için başladı. Kürtlerin pozisyonu Suriyelilerin durumuna bağlıdır. Eğer Suriye’deki devrim başarılı olur ve amacına ulaşırsa, Kürtler de kazanmış olacak ve sorunları çözülmeye başlanacak. Ancak eğer Cenevre’de devrimi temsil eden muhalefete başarılı olamazsa artık yeni kararlar alıp yoluna devam edecek.

Müzakereler üçüncü gününe girdi. Kürtlerin talepleri müzakere masasında konuşuldu mu?

Müzakerelerin ilk gününde Suriye Muhalifler Devrimci Güçler Koalisyonu (SMDK) Başkanı Ahmet Carba, Kürtlerin taleplerini dile getirdi. İlk gün, BM ve Arap Birliği Suriye Özel Temsilcisi Lahdar Brahimi de Suriye’de çözülmesi gereken sorunlardan birsinin de Kürt sorunu olduğunu söyledi. Suriye’de sorun bir bütün olarak çözülmezse Kürt sorunu da çözülmez.

"Asıl talebimiz federasyon"

Buraya gelmeden önce Federatif bir Suriye talebiniz vardı. Müzakerelerde bu talebinizde ısrarcı mısınız?

Şu ana kadar devam eden müzakerelerde genel sorunlar konuşuldu, ayrıntılara henüz girilmedi. Yeni Suriye’nin nasıl olacağı, hangi esaslar üzerinde kurulacağı konuşuluyor. Yeni Suriye’nin esasları insan hakları, kadınların hakları, inanç özgürlüğü ve azınlıkların haklarının korunduğu esaslar olmalı. Kürtlerin yeni Suriye’de hangi haklara sahip olacağı ise 6 ay önce SMDK ile aramızda imzalan anlaşma ile belirlendi. Bu anlaşma üzerinden Kürt sorununu çözeceğiz. Ancak Cenevre’de bunun netleşmesi mümkün olmayabilir çünkü ayrıntılardan çok, büyük sorunları konuşuyoruz şimdi. Genel sorunlar karara bağlandıktan sonra Kürtlerin haklarıyla ilgili detaylı kararların alınmasına geçeceğiz. Bu aşamada biz federasyon için mücadele edeceğiz. Şimdi bütün azınlıklar federasyonu kabul ediyor ve istiyor, hatta Araplardan bile bazı kesimler bunu kabul ediyor. Bizim federasyon talebimiz masadaki ana konumuz olacak. Bu talebimizden de hiçbir zaman vazgeçmeyeceğiz.

Cenevre’ye gelmeden önce taleplerinizi bir liste olarak muhalefete ilettiniz mi?

SMDK ile aramızda imzalanan anlaşmayla biz bu taleplerimizi zaten daha önce vermiştik. Büyük devletler ve Brahimi’ye de bu taleplerimizi ilettik ve hepsi bu sorunun çözülmesi gerektiğini kabul etti. Kürtlerin bu sürecin bir parçası olması ve sorunlarının çözülmesi herkesçe kabul ediliyor. İki konuda tutumumuz çok net. Eğer kurulacak yeni Suriye eski Suriye rejiminin benzeri bir yapı olacaksa bu Suriye de yaşayamaz, kabul etmeyiz. Eğer yeni bir Suriye kurulacaksa, azınlıkların, özellikle de Kürtlerin hakları garanti altına alınmalı. Kürt sorunun çözülmesi Suriye’de hem demokrasi kapısının anahtarıdır hem de diğer azınlıkların haklarının güvencesidir. Kürt sorunun çözülmediği yeni bir Suriye mümkün değildir.

"Sadece isteyen değil, karar vericiyiz"

Pazartesi günü siyasi müzakereler başlıyor. Hangi somut siyasi taleplerde bulunacaksınız?

Bu müzakerelerden birinci kazancımız uluslar arası camianın bizi tanımaya başlamasıdır. İkincisi ise biz sadece talep eden değil, bütün süreçlerin bir ortağıyız. Bizler sadece isteyen değil, karar vericiler arasında olacağız. Yeni Suriye’nin kurulması aşamasındaki her kritik sürecin anahtarı olacağız. Geçiş sürecinde adalet kavramı ana esas olmalıdır. Kürtlere uygulanan kirli ve hukuksuz politikalar, Kürt dilinin tanınmaması, medyasının yok edilmesi ve her politikanın Arap ve Arapça üzerinden yürütülmesi sona erecek. Şimdi oluşturulan her komitenin bir üyesiyiz. Tekrar vurgulamak istiyorum ki biz sadece talep eden değil, karar alma mercilerinin güçlü bir parçasıyız. Biz, bizim için şunu yapın demiyoruz, bunu yapacağız diyoruz ve yapacağız da.

Suriye muhalefetinin arakasında sahada savaşan silahlı güçler de var. Kürtlerden ise sadece PYD’nin silahlı gücü var Suriye’de. Ancak PYD Cenevre’ye katılmadı. Rejim ve muhalefetin taleplerinizi kabul ettiğini varsaysak bile PYD kabul etmeyebilir. Bu durumda ne yapacaksınız? PYD’ye rağmen nasıl bir uygulama gelir sizden?

Cenevre 1’de alınan kararlara dayalı olarak Cenevre 2’den bir anlaşma çıkarsa bambaşka bir Suriye ortaya çıkacak. Pek çok konunun güvence altına alınması için uluslar arası güç Suriye’de bulunacak. Ayrıca Suriye’nin kendisinden olan yeni özel bir güç oluşturulacak ve Kürtler de bu gücün içinde yer alacak. Silahlı gruplardan kim bu yeni güce katılmazsa artık yasal olmayan bir güç olacaktır ve kendilerine yaptırım uygulanacaktır.

"Bizim de silahlı gücümüz var"

Bu durumda PYD askeri gücünü lağvetmezse Kürtler arasında ya da Suriye’deki yeni askeri güç arasında bir savaş mı başlar?

Ben PYD’nin yeni Suriye’nin tamamını temsil edecek bu güçle çatışmayı göze alabileceğini sanmam. PYD’nin düşünmesi gereken şey bu sürece nasıl ortak olacağıdır. 2 bin savaşçı ile yeni Suriye ordusuna ve uluslar arası güce karşı duramazsınız. Önemli olan bu gücü karşısına almak değil, onun önemli ve etkili bir ortağı olmaktır. Suriye’deki Kürt bölgesi dağlık değildir, dağlara çıkıp savaşamazsınız. Biz bu süreçte PYD’nin silahlı gücü olan YPG’nin yeni Suriye ordusunun bir parçası olmasını talep edeceğiz. Suriye ordusunun bir parçası olan bu güç ne benden, ne de Salih Müslim’den değil, ordu hiyerarşisinden emir almalı ve kararları uygulamalı. Ayrıca bizim de henüz Suriye’ye geçmemiş, silahlı gençlerimiz, savaşçılarımız var. Bu askerlerimiz de yeni ordunun bir parçası olacak.

Sizin askerleriniz Irak Bölgesel Kürt Yönetimi’nde mi yer alıyor? Sayılarının 7 bin civarında olduğu ve doğrudan peşmergeler tarafından eğitildiği doğru mu?

Bu konuda doğrudan isim ve sayı vermek istemem. Ancak bizim askeri gücümüzün bir kısmı daha önce Suriye ordusundan kaçan Kürtlerden, bir kısmı ise Suriyeli sivil Kürtlerden oluşuyor. Bu silahlı gücü Kürt bölgesini koruması için hazırladık. Ancak doğrudan çatışmamızı gerektirecek bir ortam oluşmadığı için şimdiye kadar savaşa dahil olmadı bu güç. Fakat yeni Suriye ordusunun bir parçası olacak.

Suriye’deki Kürt bölgesinde şartlar değişir ve bölge doğrudan savaş merkezi haline gelirse, sizin bu gücünüz Suriye’ye geçip savaşa dahil olacak mı?

O bölgede bu çaplı bir savaşın olması için bir neden yok. Eğer Cenevre’de başarı sağlarsak karar vericiler olacağız ve bizim bölgemizde bir savaşın olmasına izin vermeyeceğiz. Kürt bölgesinin yeni ordu tarafından savunulması, Kürtlerin haklarının güvence altına alınması gibi konuları karara bağlayacağız. Savaşmayı tercih eden güç olursak süreçlerin dışına itiliriz. Hem Irak Kürdistan’ı ile yakın ilişkiler kuracağız hem de Şam’daki yönetime ortak olacağız.

Suriye Kürtlerinin Irak Kürdistan’ı ile gelecekte birleşmek gibi bir talebi, planı var mı?

Şimdi henüz bunu konuşmanın zamanı değil. Suriye’nin bütünlüğünün korunmasından yanayız. Suriye’nin siyasi haritasını değiştirmek gibi bir niyetimiz yok. Suriye’nin bütünlüğünün korunduğu, Kürtlerin kendi bölgesinde hakim olduğu Federal bir Suriye istiyoruz. Ancak Irak Kürdistan’ı ile ilişkilerimiz iyi olacak. Türkiye Kürdistan’ındaki Kürtlerle de iyi ilişkiler kuracağız.

"Özerklik talebi savaşa çağrıdır"

PYD Cenevre’ye katılmadı. Kürtleri burada siz temsil ediyorsunuz. Aranızdaki temel farklılık nedir?

PYD Demokratik Özerklik istediğini söylüyor. Biz ise Suriye’de bir federasyon istiyoruz. Özerklik talebi doğrudan savaşa çağrıdır. Biz Kürtler arasında ortak bir bakış ve tavrın oluşması, Kürtler ve Suriye’deki diğer halkların kader birliği etmesine inanıyoruz. Suriye’deki diğer halkların da onayı olmadan biz kendi başımıza bir şey yapamayız. Kürtler açısından bir diğer önemli nokta ise büyük devletlerin desteğini almaktır. Şimdi Irak Kürdistanı’ndan Kerkük’ün durumu ortada. Kürtlerin Irak’ta ciddi bir askeri gücü, çok güçlü bir ekonomisi var. Üstelik Kürt Yönetimi’nin uluslar arası camia ile de ilişkileri iyi. Buna rağmen Kerkük sorunu çözülebiliyor mu? Çünkü Bağdat ile Kürt Yönetimi arasında bir anlaşmaya varılamıyor. Bu nedenle Suriye’de biz Suriye halklarının ve uluslar arası camianın ortak onayını almayı tercih ediyoruz. Büyük devletler bugün Cenevre’de bize onay vermezse bizim kendi başımıza bütün sorunları çözmek gibi bir imkanımız olmaz. Dünyayı karşımıza alamayız.

"Kürtlerin kimin yanında olduğunu göreceğiz"

PYD Suriye Kürtleri ile ilişkilerinizin iyi olmadığını ancak kendisinin hakla çok daha yakın ilişkisi olduğunu iddia ediyor. Sizin saha ile ilişkileriniz gerçekten zayıf mı?

Yeni Suriye kurulduğunda ve halkın önüne sandık konulduğunda Kürtlerin kiminle olduğunu göreceğiz. Biz Kürtler adına bir başarı kazandığımızda Kürtler bizimle olacaktır. Başaramazsak bizimle olmayacaklar. Kürtler, uluslar arası arenada kendileri için hak ve statü kazananların yanındadır. Cenevre’de ilk defa Suriye Kürtleri uluslar arası arenada temsil ediliyor. Bu büyük bir başarıdır. Suriye Kürtleri uyanıktır, kimin onlar için gerçekten çalıştığını iyi biliyor. Kürtlerin önüne sandık konulduğunda iradesini ortaya koyacaktır. Kimi seçerlerse seçsinler, Kürtlerin demokratik tercihini gönül rahatlığıyla kabul edeceğiz.

"ABD PYD’nin katılmasına karşı çıktı"

Siz PYD’nin Cenevre’ye katılmasında ısrarcı oldunuz mu?

Biz çok istedik. Ancak ne muhalefet ne de büyük devletler bunu istedi. PYD davet edilmedi. Biz ise Kürt temsiliyeti ne kadar geniş olursa o kadar iyi olacağına inanıyoruz.

Büyük devletler kabul etmedi dediniz. Hangi büyük devlet?

Özellikle ABD.

Türkiye?

Türkiye ile bu meseleyi konuşmadık. Türkiye’nin bu konuda hassasiyeti var elbette ancak asıl görüşmeleri ABD ile yaptık. ABD kesinlikle PYD’nin Cenevre’deki müzakerelere katılmasını kabul etmedi.

Neden kabul etmedi, rejim ile ilişkisi olduğunu mu düşünüyor?

Bunu Amerikalılara sormak lazım.

"Asıl belirleyiciler ABD ve Rusya"

Muhalefeti Cenevre’de temsil eden delegasyonun da bir üyesi olan Burhan Galyun Cenevre’den bir sonuç çıkacağını sanmıyorum dedi. Siz bu müzakerelerin bir sonuca varacağını düşünüyor musunuz?

Bunu söylemek için henüz çok erken. Daha üçüncü günündeyiz ve asıl meseleler henüz konuşulmadı. Pazartesi günü önemli siyasi müzakereler başlıyor. Rejimin bu müzakerelerin başarıya ulaşmaması için elinden geleni yapacağına eminim. Ancak bu müzakerelerin başarıya ulaşıp ulaşmayacağını asıl belirleyecek şey, ABD ve Rusya arasında bir uzlaşmaya varılıp varılamadığıdır. Bu iki ülkenin hangi derecede Suriye rejimine baskı yaptığı müzakerelerin de seyrini belirleyecek. Fakat duyumlarımız bu iki ülkenin de müzakerelerin başarıya ulaşması için bir yere kadar uzlaştığı yönünde. (Al Jazeera)

  • Yorumlar 6
  • Facebook Yorumları 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış
    ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Diğer Haberler
    ÖNE ÇIKANLAR
    Tüm Hakları Saklıdır © 2009 İlke Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
    Tel : 0532 261 34 89