PYD lideri Salih Müslim: Rusya Türkiye’nin Suriye’ye müdahalesine izin vermez
Rusya’nın Suriye’deki artan askeri varlığı savaş mağduru ülkedeki dengeleri dramatik biçimde değiştirebilir. Suriye’deki kaostan en karlı çıkan grup Kürtler. Kendi egemenlikleri altındaki bölgeyi seri biçimde genişlettiler. An itibarıyla ABD’nin IŞİD ve Daiş olarak da bilinen İslami Devleti’ne karşı mücadelede en önemli müttefiki konumundalar. Peki, Rusya’nın son hamleleri Suriyeli Kürtleri nasıl etkiler? Al-Monitor bu soruyu Kuzey Suriye’de bulunan önde gelen Suriyeli Kürt siyasi oluşumu Demokratik Birlik Partisi’nin (PYD) Eş Başkanı Salih Müslim’e yöneltti. İşte mülakattan önemli satırbaşları:
Al-Monitor: Rusya’nın Suriye’deki son hamleleri Suriyeli Kürtleri ne şekilde etkiliyor?
Müslim: Bizim, PYD, siyasi bir parti olarak görüşlerimiz -bunları Amerika’yla da paylaştık- şöyle: Her kim DAİŞ’e karşı savaşıyorsa biz de yanlarında DAİŞ’e karşı savaşırız. Kim bu zihniyetle mücadele ederse biz onlarla beraber oluruz.
Al-Monitor: Ama Rusya aynı zamanda ‘Esad kalmalı’ diyor ve rejimi koruyor.
Müslim: Rusya başından beri rejimin yanındaydı. Bu ayrı bir konu. Ama biz Esad kalmalı noktasında bir görüş ayrılığı içerisindeyiz. Esad aynı şekilde kalamaz. Geçici süreç için, taraflar arası diyalog süreci için kalabilir ama uzun vadede Suriye halkının çoğunluğunun Esad’ı artık kabul etmesi mümkün görünmüyor.
Al-Monitor: Ama geçici sürenin kalıcı süreye dönme ihtimali yok mu sizce? Siz de bu kadar büyük kazanımlar elde etmişken bir takım garantiler istersiniz herhalde. Ruslar Kürtlerin garantörü olabilir mi?
Müslim: Ruslarla ilişkimiz üç yıldır sürüyor. Rusya’ya, Moskova’ya hep gidip geliyoruz. Ama rejim bu şekilde ne kalabilir ne de eski günlere dönebilir. Biz artık varız. Kendi kendimizi koruyabiliyoruz, rejime karşı da, başkasına karşı da. Suriye’de bir çözüm olursa muhakkak ki, Kürtlerin ve Suriye’de yaşayan tüm etnik ve dini unsurların haklarının garanti altına alınması gerekir. Bu Birleşmiş Milletler şemsiyesi altında gerçekleşebilir. Bizim kurduğumuz demokratik özerkliğin artık tanınması gerekiyor. Eğer tanınmazsa kendi mücadelemizi sürdürürüz. Kürt sorunu çözülmeden Suriye sorunu çözülemez. Bizim taleplerimiz var, kurduğumuz bir sistem var. Eğer çözüm denilen şey bunların yok edilmesi üzerine tasarlanıyorsa, bu yanlış bir şey ve yürümez.
Al-Monitor: Sizce ABD’nin askeri desteği olmadan Kürtlerin tek başına DAİŞ’e karşı ayakta durmaları mümkün mü?
Müslim: Belki kayıplarımız daha fazla olur ama yine de direniriz. Her şeyden önce biz kendi halkımıza ve haklı davamıza güveniyoruz.
Al-Monitor: Peki Rusya’ya dönecek olursak, gelen haberlere göre Rus uçakları sadece DAİŞ’i değil El Nusra ve Ahrar El Şam hedeflerini de vurdu. Amerika’nın bu durum karşısında tavrı ne olur sizce?
Müslim: Amerika’nın itiraz edeceğini sanmıyorum. Çünkü El Nusra ve Ahrar El Şam’ın DAİŞ’den farkı yok. Hepsi terör örgütü ve aynı radikal zihniyete sahip. El Nusra da ABD’nin terör listesinde yer alıyor. Ahrar El Şam için ses çıkartır mı bilmiyorum ama onlar ne olduğunu biliyorlar. Bu üç örgütün arasında sınır, fark yok. Bu üç örgüt sahadan çıkarılırsa geriye kalan ve çok zayıf olan muhalif gruplar -bizimle birlikte hareket eden gruplar, yani Özgür Suriye Ordusu’na bağlı gruplar- güçlenir.
Al-Monitor: Rusya’nın müdahalesi müzakere masasına dönüşü kolaylaştırıyor mu? Yoksa daha da mı zorlaştırdı?
Müslim: Müzakere masasına oturmak zor görünüyor. [BM Suriye Temsilcisi Staffan] De Mistura’nın planını en çok Rusya destekliyor. Ama diğer taraf, yani Katar, Suudi Arabistan, Türkiye direniyor buna. ABD çözüm yoluna girmek istiyorsa bu cephe üzerinde muhakkak bazı baskılar kurmalı. Zaten Rusya ve Amerika arasında belli bir anlaşma olmasaydı Rusya bu şekilde girmezdi.
Al-Monitor: Rusya’nın hamlesi Türkiye açısından tam olarak ne anlama geliyor?
Müslim: Türkiye’nin Suriye politikası tümüyle iflas etmiş durumda. İki sene önce bir Rus yetkili ile konuşuyordum. “En çok neden korkuyorsunuz?” diye sordu. Ben de “Türkiye’nin olası bir müdahalesinden” dedim. O da güldü ve “Orası Türkiye’nin değil, NATO’nun sınırı” dedi. O zaman “beni rahatlattın, teşekkür ederim” demiştim. Türkiye büyük güçlerden yeşil ışık olmadan Suriye’ye askeri müdahalede bulunamaz.
Al-Monitor: Peki Türkiye’nin Fırat’ın batısında, Mare hattında oluşturmak istediği IŞİD’den arındırılmış bölge Rusya’nın müdahalesinden ne şekilde etkilenir?
Müslim: Rusya ile ABD Suriye’de kendi etki alanlarını belirlemiş durumdalar. ABD kuzeyde varlık gösteriyor. Kuzeye girmez Rusya. Ama Türkiye müdahale etmeye kalkarsa işte o zaman gelirler. Rusya’nın Suriye ile ortak savunma anlaşmaları var. Bizleri [Kürtleri] korumak için değil, Suriye’nin sınırlarını korumak için Türkiye’ye engel olurlar.
Türkiye başından beri IŞİD’e karşı mücadeleyi ciddiye alsaydı bugün IŞİD Türkiye sınırında hala bulunamazdı. IŞİD orada Kürtleri katlediyor, Kürtleri göç ettiriyor, köylerini yakıyor. Türkiye bunlara neden bir şey yapmıyor, durduramıyor? ‘Biz yapalım’ diyoruz, Türkiye neden bizi engelliyor? Biliyorsunuz, Türkiye’nin sultan bilmem ne adı altında eğittiği Türkmen tugaylar var. Ama onlar gitti DAİŞ’e katıldı. Tam bir fiyasko.
Al-Monitor: Ankara’yla ilişkilerinizi düzeltmek imkansız mı diyorsunuz?
Müslim: Eğer Türkiye bizlere karşı ılımlı bir politik tavır benimserse iş birliği konusunda biz siyasiler olarak konuşabiliriz. Güzel şeyler olabilir. Ama Türk yetkililer sürekli “PYD terörist, YPG terörist” şeklinde ithamlarda bulunuyorlar. Biz ne teröristlik yapmışız kardeşim? İki sene önce söylediklerimizi (iş birliğini kast ediyor) yapsalardı her şey çok farklı olabilirdi. Birlikte kardeşçe yaşamak varken Türkiye bizi düşman ilan ediyor.
Aslında bizim arzuladığımız Türkiye, Amerika ve diğer koalisyon güçleriyle IŞİD’e karşı mücadele etmek. Biz ayrıca güvenli bölgeye de karşı değiliz. Biz, Türkiye kontrolünde güvenli bölgeye karşıyız. Irak’ta 1992’de oluşturulan uçuşa yasak bölgeler bizim için Suriye’de de yapılabilir. Bütün Suriye kuzeyi Birleşmiş Milletler’in şemsiyesi altında koruma altına alınırsa biz de daha rahat hissedebiliriz orada.
Al-Monitor: Peki, PKK’nin Türkiye’ye yönelik saldırıları sizi zor durumda bırakmıyor mu? Neticede her ne kadar ayrı örgütler olduğunuzu savunsanız da PKK’nin kurucusu Abdullah Öcalan’dan esinlenen hareketlersiniz.
Müslim: Askeri anlamda bizi etkilemiyor. Ama Türkiye’de barış sürecinin yeniden başlatılması herkesin yararına. Savaş tırmandırılırsa herkesin zararına. DAİŞ’e karşı en etkili savaşan güç Apo felsefesini benimseyen Kürtler değil mi? Şimdi bunları [PKK’yi kast ediyor] vurduğun zaman milyonlarca Kürt arkalarından vurulmuş gibi hissediyorlar. Ve “ABD, Avrupa neden buna karşı sessiz kalıyor?” diye soruyorlar. Eğer DAİŞ’e karşı savaş konusunda ciddilerse Türkiye’yi durduramazlar mı? Böyle bir düşünce var Kürtlerde.
Bu arada insani bir dram yaşanıyor. Rojava’ya IŞİD’e karşı savaşmaya gelen Aziz Güler adında Türkiye vatandaşının cenazesi ailesine teslim edilemiyor. Çünkü Türkiye geçişine izin vermiyor. Bunu niye yapıyorlar anlamıyoruz. Daha önceleri Rojava’da hayatını yitiren Türkiye vatandaşlarının cenazeleri ailelerine teslim edilip, kendi yerinde, yurdunda gömülebiliyordu. Son dönemde buna da izin yok. Türkiye PKK ile çatışmalar yeniden başladığından beri bu politikayı izliyor.
Al-Monitor: Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi’yle de bazı sorunlarınız var. IKBY Başkanı Mesud Barzani Rojava’ya lojistik destek yollarının açılması karşılığında Suriye KDP’sine bağlı peşmergelerin Rojava’ya geri dönmelerine izin vermenizi talep ediyor. Bu meseleyi görüşmek üzere ABD’nin de katılımıyla geçtiğimiz günlerde Başkan Barzani’yle Erbil’de bir araya geldiniz ama sorun çözülemedi. Neden?
Müslim: Şu an bu konuda bir gelişme yok. Ama biz şunu diyoruz: Eğer gerçekten Kürtleri DAİŞ’e karşı savunmak istiyorlarsa gelsinler. DAİŞ nerede var şu an? Cerabulus ve Azaz arasında. İşte gelsinler orada savaşsınlar. Başka Kürt bölgelerinde zaten DAİŞ kalmadı.
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.