PAK'ın 7 Haziran seçimlerine ilişkin yayınladığı deklarasyonun tam metni şöye:
PAK(Partîya Azadîya Kurdistanê- Kürdistan Özgürlük Partisi) Parti Meclisi, 01-02 Mart 2015 tarihinde Diyarbakır’da yaptığı toplantıda 7 Haziran 2015 Parlamento seçimlerini değerlendirdi. Belirlenen perspektif doğrultusunda MYK’ya bir seçim deklarasyonu hazırlama görevi verildi. MYK’nın 29.03.2015 tarihinde İstanbul’da yaptığı toplantıda da deklerasyona son şekli verildi.
Meclis toplantısından önce, yaklaşık 2 aylık bir süre boyunca, MYK’nın almış olduğu karar doğrultusunda bütün parti birimlerinde seçimlerle ilgili bir iç tartışma sürdürüldü . Seçimler konusunda Parti üyelerimizin eğilim ve yaklaşımlarının demokratik kurallar çerçevesinde belirlenmesi amaçlı bu iç tartışmalar, PAK’ın Kürdistan siyasetinde yeni bir politik kültürün yol açıcısı olduğunun da önemli bir göstergesi olmuştur.
PAK, Parti içi tartışmanın yanı sıra, Parti Meclisi toplantısından önce, Kuzey Kürdistan’da siyaset yapan en geniş kesimlerle görüşmeler yaptı. PAK, HAKPAR, PDK-BAKUR, TKDP, KADEP Genel Başkanları yemekli bir görüşme gerçekleştirdiler.
Ayrıca HDP , PAK’ı resmi düzeyde ziyaret ederek, seçim ittifağı teklifinde bulundu.
Seçimler, Parlamento ve İttifaklar
Parti Meclisimiz, farklı görüşlerin dile getirildiği toplantısında, yapılan değerlendirmeler sonucunda, PAK’ın genel eğilimi olarak seçimler, parlamento ve ittifaklarla ilgili görüşlerini aşağıdaki ana maddelerde dile getirmeyi karara bağlamıştır.
A) Dünyadaki benzer ulusal sorunlarda olduğu gibi, Kürt ve Kürdistan sorunu da seçimlerde ortaya çıkacak aritmetik değerlerle çözülecek bir sorun değildir. Bu sorun nihayetinde iki millet ve iki ülke gerçekliği temelinde, ya iki tarafın , Kürdistan ve Türkiye tarafının mutabakatıyla ya da Kürdistan halkının iradesi doğrultusunda çözülecektir. Sorunu oy oranlarına endekslemek, herkesi sadece bir birey olarak kabul etmek, hem çözümsüzlüktür, hem de Kürt milleti ve Kürdistan’ın varlığını, milletlerin eşitlik prensibini yok saymaktır.
B) Parlamento başta olmak üzere, Türkiye devletinin bir çok kurum ve kuruluşu Kürt ve Kürdistan gerçekliğinin reddi temelinde oluşturulmuştur. Bir bütün olarak devlet literatürü ırkçı ayrımcı , rencide edici bir anlayış ve sistem üzerinde yükselmektedir. Milletvekilliği ve devlet memurluğu yemini başta olmak üzere seçim ve partiler yasasında, parlamento iç tüzüğünde, eğitim ve hukuk mevzuatında bunu görmek mümkündür.
C) Bu gerçeklik, elbette ki Kürt ve Kürdistan halkına, devletin bütün bu kurumlarını toptan redetme , yok sayma şansını vermemiştir. Yaşamın her alanında var olan bu gerçeklik, Kürt milletini, tüm Kürdistanlıları, hem bu anlayışın değiştirilmesi için mücadele etmeye , hem de yeri geldiğinde sözkonusu kurum ve kuruluşlarda yer almak suretiyle, tabir yerinde ise, mümkün olduğu kadar bu alanlardan yararlanmaya yöneltmiştir.
D) PAK, objektif ve subjektif şartları göz ardı ederek, ulusal mücadelenin gelişkinlik düzeyini, örgütlülük ve siyasal gücünü, konjonktörü, kurum ve platformların kitleler nezdindeki yerini ve onlardan ulusal demokratik mücadelenin çıkarları doğrultusunda yararlanma potansiyelini dikkate almadan, Kürt ve Kürdistan halkının inkarı üzerinde yükselmiş olsa dahi, toptan reddiyeci bir yaklaşımla parlamento seçimlerine , ‘’parlamentoya’’ ya da başka bir kuruma katılmamanın doğru bir siyaset olmadığını belirlemektedir.
E) Bu yaklaşımlardan hareketle PAK, parlamentoyu ve parlamento seçimlerine katılımı, boykotu, seçimlere katılıp parlamentoya gitmemeyi ya da parlamentoya girmek suretiyle ulusal demokratik mücadelenin bir platformu olarak değerlendirmeyi şartlara göre reddetmeyen çok boyutlu bir seçim anlayışına sahip olduğunu önemle belirtmektedir.
F) PAK Parti Meclisi, PAK, PDK-BAKUR, HAKPAR, KADEP, PDKT, PAKURD ve Azadi Hareketi arasında başlayan diyalogun seçimlere endeksli olmaksızın sürdürülmesinden ve daha geniş bir kesimi kucaklayacak şekilde kalıcı diyalog, işbirliği ve ittifaklara dönüştürülmesinden yana olduğunu önemle belirlemiştir.
G) PAK, siyaset sahnesinde yer alan tüm Kürt ve Kürdistani partilerle, ulusal perspektif ekseninde ittifaklardan yanadır. İttifak sağlanamıyorsa, diyalog ve işbirliği yollarının mutlaka canlı tutulmasından yanadır. PAK, Türkiyedeki özgürlükçü, demokrat, adalet ve eşitlik taraftarı şovenizme karşı olan en geniş kesimlerle ittifak, işbirliği ve diyaloglardan yanadır.
H) PAK , yeni bir parti olması nedeniyle, Türkiye’deki seçim yasalarına göre, seçimlere kendi adıyla katılabilecek yeterlilikte teşkilatlarını oluşturamamıştır. Mevcut süre bu teşkilatları oluşturmaya yetmemiştir.
I) Yeni bir parti olması nedeniyle, PAK’ın mevcut gerçekliği şu aşamada, seçimler gibi daha geniş ve ciddi bir organizasyonu örgütlemeye hazır bir durumda değildir. PAK kendi örgütlenme çalışmalarına öncelik verecektir. Bu nedenle de, bu aşamada ne kendi adıyla, ne bağımsız adaylarla, ne de bir ittifakla seçimlere katılmayı doğru görmemektedir.
İ) PAK Parti Meclisi , HDP’nin seçim ittifağı teklifini tüm boyutlarıyla değerlendirmiş, öncelikle HDP’ye bu tekliften dolayı teşekkürlerini bildirmeyi gerekli görmüştür. PAK Meclisi, HDP’nin seçim ittifağı teklifi ile ilgili olarak şu tesbitlerde bulunmuştur:
1- iki yıla yakın bir süredir devlet ile ‘’çözüm süreci’’ adı altında görüşmeler gerçekleştiren HDP ve PKK’nin; bırakalım bu konuda Kürt siyasi güçleriyle herhangi bir ittifak girişimini, şu ana kadar PAK dahil hiç bir Kürt kesimine bu konuda bilgi bile verilmediğini tesbit etmiştir. Ayrıca, HDP’nin, PAK dahil hiç bir Kürt kesimiyle istişarede bulunmadan, onlarla birlikte ortak bir seçim kararı almaya yönelmeden, kendi başına bir seçim kararı aldığını, seçim stratejisini tek başına oluşturduğunu tespit etmiştir.
2- PAK Meclisi, HDP’nin ‘’ortak vatan, demokratik cumhuriyet, demokratik ulus, Türkiyelileşme’’ programı ve şu ana kadar izlemiş olduğu siyaset çizgisi ile Öcalan’ın sunmuş olduğu 10 maddelik ‘’müzakere maddeleri’’nin PAK’ın , Kürdistan’ın ve Kürt milletinin varlığını esas alan, kendi geleceğini özgürce belirleme, devletleşme ve statü elde etme talebiyle uyuşmadığını ve Kürt ve Kürdistan sorununun çözümüne yol açacak bir içeriğe sahip olmadığını tesbit etmiştir.
3- PAK Meclisi, seçim ittifağı gibi kısa erimli ittifakları elbette ki reddetmemektedir. Ama geçmişte imzalanıp hiçbir zaman yaşam bulmayan, tersi politikalarla fiiliyatta reddedilen bir çok ‘’ittifak’’ ve ‘’ortak deklerasyon’’u gözönünde bulundurarak hareket etmenin daha doğru bir tutum olacağını tespit etmiştir. Bu nedenle PAK, yaşanmış tecrübelere aldırmadan ‘’görüntüyü kurtarmak’’ adına, sadece‘’deklerasyonlar’’da kalacak vaatlerle, salt ‘’bir kaç milletvekilliği için ittifak’’lar tesis etmeyi kendi misyonuna ve talip olduğu davaya ters ve zarar veren bir yaklaşım olarak görmüştür. Kürt ve Kürdistan davası bir milletvekilliği pazarlığına alet edilmeyecek kadar yücedir. PAK bugüne kadar hiçbir şekilde bu pazarlıkların içinde olmamıştır , bundan böyle de olmayacaktır ve adı gibi bu konuda da Pak olmanın onurunu taşıyacaktır.
4- PAK’ın Parti Meclisi toplantısından sonra, kamuoyuna ‘’Kürdistan seçim ittifakı’’ adıyla açıklanan ‘’itifak’’a HDP’nin katılmadığı görülmüştür. HDP ‘’göstermelik bir Kürdistan seçim ittifakı’’na bile imza atmamıştır. Bu ‘’ittifak’’ hiç biri seçimlere katılmayan sözü geçen kesimlerin kendi aralarında oluşturdukları ve HDP tarafından imzalanmayan, HDP açısından hiçbir geçerliliği olmayan bir ‘’ittifak’’tır. Bu anlamda bu kesimler açısından HDP ile bir seçim ittifakından da söz edilemez.
J) PAK Meclisi, Kürt ve Kürdistan sorununun siyasal, demokratik yol ve araçlarla çözümünden yanadır.Bu nedenle de devlet ve PKK arasındaki çatışmasızlığı desteklemektedir. Bu çatışmasızlığın devamından yanadır. Ama, Türkiye Devleti’nin ‘’çözüm süreci’’nde bugüne kadar izlemiş olduğu siyaset ve pratik ile Kürt ve Kürdistan sorununu sürüncemeye bırakma, öteleme, yeniden yapılanma için zaman kazanma amacını taşıdığı kanaatine varmıştır. Kürt ve Kürdistan sorununun tesbiti yapılmadan ve bu temelde kısa, orta ve uzun vadeli çözüm programları belirlenmeden, ‘’çözüm süreci’’nden sözedilemeyeceği açıktır.
Ulusal Demokratik Birlik İçin Güncel Talepler Programı
PAK, ulusal demokratik güçlerin birliği için güncel talepler programını aşagıdaki şekilde ifade etmektedir.
Türkiye devletinin 90 yılı aşkın süre boyunca izlemiş olduğu imha, inkâr, tehcir ve asimilasyon politikalarıyla Kürdistan’ın demografik, sosyal ve ulusal dokusunu derinden tahrip ettiğinden yola çıkarak, yapılan tahribatların telafisi, Kürt ve Kürdistan sorununa çözüm yolunun açılması için aşağıdaki talepler derhal yerine getirilmelidir.
• Kürt ve Kürdistan sorununun siyasal, eşitlikçi, demokratik yol ve yöntemlerle çözülmesi için, Kürt milletinin ve Kürdistan’ın varlığı , temel ulusal hakları ile tüm etnisite, din ve mezheplerin hak ve özgürlükleri tanınmalı ve bu haklar yasal, anayasal güvenceye kavuşturulmalıdır.
•Kürdistan halkının kendi toprakları üzerinde kendisini özgürce yönetmesi temelinde bir statüye kavuşturulması hakkı tanınmalıdır.
•Düşünce, inanç ve örgütlenme özgürlüğü önündeki tüm engeller kaldırılmalı ve Kürtlerin de kendi ulusal ve ülkesel kimlikleriyle siyaset yapabilmeleri hakkı yasal ve anayasal güvencelere kavuşrulmalıdır.
•Türkiye ve Kürdistan’da eşit, adil, demokratik ve özgür koşullar yaratılmalı ve bunlar, uluslararası sözleşme ve anlaşmalar çerçevesinde güvence altına alınmalıdır.
•Devletin bir görevi olarak Kürtçe (Kurmancca ve Zazaca) anadilde eğitim ve öğrenim sağlanmalı, Kürtçe resmi dil olarak tanınmalı ve bu haklar yasal ve anayasal güvencelere kavuşturulmalıdır.
• Kürt ve Kürdistan sorunu nedeniyle tutuklanan veya cezaya çarptırılan, yurtdışında mülteci olarak yaşamaya mecbur edilen, savaşmak zorunda bırakılan, mağdur edilen herkesin hiçbir koğuşturmaya maruz kalmadan özgür bir şekilde ülkelerine dönebilmeleri, özgürce siyaset yapabilmeleri için, her türlü yasal ve anayasal düzenlemeler yapılmaladır.
•Seçim barajı tümden kaldırılarak, eşit temsil hakkı tanınmalıdır.
•Milletvekilliği Yemini , her milletvekilinin etnisite, düşünce ve inancına saygıyı içerecek şekilde özgürlükçü, demokratik bir içeriğe kavuşturulmalıdır.
• Kadının siyasal, ekonomik, idari ve toplumsal yaşama eşitlik temelinde katılımı önündeki tüm yasal ve fiili engeller kaldırılmalı ve pozitif ayırımcılık temelinde bir program yasal ve anayasal güvencelere kavuşturulmalıdır.
•Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartı’na konulmuş tüm çekinceler kaldırılmalı ve bu sözleşme tüm maddeleriyle uygulanmalıdır. Yerel yönetimlerde tüm etnik, dinsel, mezhepsel varlıkların katılımını ve özgürce kendilerini yönetmelerini sağlayacak yerinde yönetim için tüm yasal ve anaysal mevzuat değiştirilmelidir.
•Kürdistan’daki Kamu yöneticilerinin Kürdistan halkı tarafından seçilmesi, güvenlik, sağlık, eğitim ve kültürel kurum ve faaliyetlerin yerel yönetimlere devredilmesi sağlanmalı ve bu yasal ve anayasal güvencelere kavuşturulmalıdır. Kürdistan’daki milli gelirlerin Kürdistan’ın imarında ve yerel yönetimlerinde kullanılmasına öncelik verilmelidir.
•Kürdistan’da yaratılan ekonomik, sosyal, kültürel, ekolojik, askeri ve siyasal tahribatlar bütün sonuçlarıyla birlikte ortadan kaldırılmalı, tehcire tabi tutulan halkın tüm ziyanlarının tazmin edilmesi için pozitif ayırımcılık temelinde bir program acilen yürürlüğe konmalıdır.
•Seçimler, partiler, parlamento,eğitim ve hukuk mevzuatı başta olmak üzere, devlet literatüründe yer alan her türden ırkçı ve ayrımcı ifade, kavram ve bunlardan kaynaklanan yaklaşımlara derhal son verilmelidir. Bu türden tutum, davranış, adli karar ve toplumsal eğilimler suç kategorisinde değerlendirilip yasal cezaya tabi suçlar olarak tanımlanmalıdır.
•Kürdistan’da her türlü askeri yatırıma son verilmelidir.
•Koruculuk sistemi lağv edilmelidir.
•Kürdistan’ın doğasını, demoğrafik yapısını bozan, tarihsel mirasını sular altına gömen baraj inşaatlarının ve her türden ekolojik dokuyu tahrib eden yatırımların derhal sonlandırılması sağlanmalıdır.
•Kürdistan ve Türkiye halklarının bütün bu temel eşitlik, özgürlük, demokrasi, adalet taleplerini içeren yeni bir anayasa hazırlanmaldır.
Bu taleplerin gerçekleşmesi ve yasal ve anayasal güvencelere kavuşturulması, barışçıl bir siyasal çözümün de başlangıcı ve temel güvenceleri olacaktır.
SONUÇ VE KARAR
PAK yukarıda belirtilen kendi öznel koşulları nedeniyle 7 Haziran 2015 seçimlerine katılmayacak ve yine bu deklerasyonda belirtilen sebeplerden hareketle hiç bir parti ile herhangi bir seçim ittifağı yapmayacaktır.
PAK, Türkiye Cumhuriyeti sistem partilerine oy vermeyecektir.
PAK 7 Haziran 2015 seçimlerinde bu deklarasyonda dile getirmiş olduğu perspektif ve tespitlere uygun bir tutum alacaktır. PAK , Kürtlerin millet olarak, Kürdistan’ın da ülke olarak adını , varlığını ve statü hakkını , Kürtlerin ulusal demokratik hak ve özgürlüklerini açık ve net bir şekilde sahiplenmeyen, bunlara parti ve seçim programlarında yer vermeyen hiç bir parti ya da adayı desteklemeyecektir.
PAK( Partîya Azadîya Kurdistanê-Kürdistan Özgürlük Partisi) Meclisi
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.