• BIST 9275.5
  • Altın 3808.233
  • Dolar 37.9435
  • Euro 41.7561
  • İstanbul 8 °C
  • Diyarbakır 14 °C
  • Ankara -1 °C
  • İzmir 8 °C
  • Berlin 7 °C

Ortadoğu'da Kürtlerin yükselişi

Ortadoğu'da Kürtlerin yükselişi
20. yüzyılın başında Ortadoğu’da sınırlar çizilirken Kürtler dörde bölünmüş; Türkiye , Irak, Suriye ve İran...

21. yüzyılda Kürtlerin yükselişi, demokratikleşmeye paralel olarak yaşadıkları topraklardaki halklarla birlikte ortak vatandaşlık ve ortak bir gelecek üzerinden yürümesi halinde bir anlam kazanacak. 

20. yüzyılın başında Ortadoğu’da sınırlar çizilirken Kürtler dörde bölünmüş; Türkiye , Irak, Suriye ve İran sınırları içinde kalmıştı. Bu sınırlar içinde yaşayan Kürtler de uzun yıllar boyunca görmezden gelinmişti. 21. yüzyılın başındaysa sınırlarla birbirinden ayrılan Kürtler, Ortadoğu’da yeniden bir özne olarak ortaya çıktı. Hatta Kürtlerin hareketliliği, Ortadoğu’nun geleceğinde olduğu kadar bölgenin yeniden yapılanmasında önemli rol oynama kapasitesine sahip. Dünyanın belli zamanlarında tarih ve üzerinde yaşanan coğrafya, yeni oluşumları zorlar. Yaşadığımız tarih de Kürtleri Ortadoğu’da yeniden önemli bir aktör olarak sahneye getiriyor. Tabii ki tarihin belirleyiciliği dışında Kürtlerin farklı coğrafyalarda verdikleri mücadeleyi de unutmamak gerek.

Arap ayaklanmaları Mısır, Libya, Tunus, Suriye gibi ülkeleri doğrudan etkilerken bazı ülkelerdeki halkları dolaylı olarak harekete geçirdi. Ayaklanmalardan -olumlu ve olumsuz anlamda- bölgedeki ülkelerin muaf olmayacağı ortadaydı; öyle de oldu. Suriye’deki kanlı/kirli iç savaş, eski alışkanlıklar gereği görülmeyen Kürtlerin önünü açtı. Irak’ta Kürtler açısından kurumsal ve anayasal yönden oturmuş bir yapı söz konusu. Iraklı Kürtler bağımsızlığı gündemlerinden çıkardıkları bir ortamdan sanki bağımsızlığa zorlandıkları bir noktaya geldiler. Türkiye’de çözüm süreci olarak adlandırılan yeni bir dönem yaşanıyor. Türkiye’deki bu süreci, Irak ve Suriye’deki gelişmelerin tetiklediğini söylemek yanlış olmaz. Yani Türkiye de iç ve dış dinamikler açısından tarihin dayatmasına karşı koyamadı. 

Dört parça 

Yapılan araştırmalar dünyada yaklaşık 25 milyon Kürt olduğunu söylüyor. 15 milyonu Türkiye, 5 milyon Irak’ta, 1,5-2 milyon Suriye’de, 1,5 milyon İran’da ve geri kalanları ise diasporada yani dünyanın farklı bölgelerinde.

Türkiye’deki durum önemli. Türkiyeli Kürtler, demografik açıdan olduğu kadar, siyasi gelenek, demokratik tecrübe anlamında diğer bölgelerden farklı. Bu hem avantaj hem de bir dezavantaj. PKK’nın yola çıkarken hedef olarak önüne koyduğu Bağımsız Kürdistan fikri eskimiş, yerini demokratik özerklik, demokratik cumhuriyet ve demokratik konfederalizm almış durumda. Hem Türkiye hem de bölgedeki Kürtleri içine alacak bir projeden söz ediliyor. Bir Türkiye ve Ortadoğu projesi aslında. Ancak, Irak’ta halihazırda hayata geçmiş bir Kürt Federal Bölgesi var; kurumları, yasaları ve tecrübesi ile bu projeye çok sıcak bakan bir yapı değil. Önümüzdeki dönemde Türkiye’deki çözüme bağlı olarak Kürtler tüm bu yapıları hem kendi içlerinde tartışacak hem de uluslararası açıdan dikkatle izlenecek. 

Rojava’nın rolü 

Rojava yani Suriye Kürdistanı ya da Batı Kürdistan savaşla birlikte daha özerk davranmaya başladı. Savaş henüz bitmiş değil. Suriyeli Kürtler hâlâ Suriye Ulusal Koalisyonu’na katılmıyor. Bunun gerekçesi diğer grupların, Kürtlerin anayasal ve Esad sonrasındaki taleplerine karşılık vermemiş olmaları. Hâlâ ne Esad ne de Suriye muhalefetine güveniyorlar. Türkiye’de Öcalan’la başlatılan süreç sonrasında ise Rojava Kürtleri belli bölgelerde Suriye muhalefetiyle hareket etmeye başladı. Bu birliktelik kırılgan olsa da Öcalan’ın Suriyeli Kürtler ama özellikle PYD üzerinde etkili olduğu biliniyor. Suriye’deki Kürt partilerinin bir kısmı Barzani çizgisinde olsa bile PYD’nin etkisi daha güçlü. PYD özellikle iç savaşa rağmen örgütlenmesini devam ettiriyor, yerel inisiyatifler harekete geçiyor; kendi deyimleriyle demokratik özerkliği hayata geçirmeye çalışıyor. Bu nedenle muhtemel yeni bir dönemde Suriyeli Kürtleri eski statülerine döndürmek pek mümkün değil. Suriyeli Kürtler Araplarla birlikte ama anayasal hakları tanınmış bir biçimde Irak benzeri özerk ya da federal bir yönetim dışında herhangi bir yapılanmayı kabul etmeyecekler gibi. Türkiye’deki resmi yetkililerin “Kürtlerin herhangi bir biçimde federal örgütlenmelerine izin verilmeyeceği yönündeki” açıklamaları ise sadece retorik ve pek kıymeti yok. Suriye Kürtleri açısından tek handikap, yeraltı kaynakları açısından zengin olmayışları. Ama siyaseten güçlü bir yapıya sahipler. Birçoğu yıllar önce Türkiye’den gitmiş olan Rojava Kürtlerinin, sınırın bu yakasında akrabaları var. Yani Türkiye ve Suriye Kürtleri birbirlerine çok yakınlar.

Bağımsızlığa “zorlanıyor” 

Irak’ta ise Kürtlerin anayasaya uymaması, birçok açıdan devletin Kürtleri dışlaması, ekonomik anlamda taahhütlere uymaması nedeniyle, Kürtler ve merkezi hükümet arasındaki ipler kopmuş durumda. Bu durum Iraklı Kürtleri merkezden uzaklaştırmaya ve daha bağımsız hareket etmeye yöneltiyor. Petrol ellerindeki önemli bir koz, dünyanın büyük enerji şirketleri ile halihazırda anlaşmalar var. Türkiye’ye petrol pompalamak için planlanan boru hattı hızla ilerliyor. Türkiye-Irak Kürt yönetimi ilişkileri en üst düzeyde, Amerika bile Türkiye’nin Kürtleri yanına çekmesinden rahatsız. 10 yıl önce Irak’ı böleceği iddia edilen ABD, şimdi Türkiye’yi Irak’ın bütünlüğüne dikkat etmesi konusunda uyarıyor. Türkiye’nin bu yakınlaşmasının arkasında 12 milyar dolarlık ticaret hacmi var. Türkiye’nin kafasındaki formül emperyal niyet taşısa da, Iraklı Kürtler bu durumdan şimdilik rahatsız değil. Ayrıca Irak Kürt bölgesinin petrol potansiyeli dünyanın birçok ülkesi gibi Türkiye’nin de iştahını kabartıyor. Sonuç olarak güneyden sıkıştıran Kürtler, petrolü Türkiye üzerinden dünyaya açmak istiyor. Yani Iraklı Kürtler de ekonomik ve kurumsal olarak güçlü.

Ama Türkiye’de başlayan yeni çözüm sürecinde, Iraklı Kürtlerin bağımsızlık fikrine giderek daha sıcak bakmalarının etkisi var tabii ki.

Ortak bir gelecek için

Bölgedeki Kürtler hiç olmadığı kadar kendilerine güveniyor, birçok noktada anahtarın kendi ellerinde olduğunu düşünüyorlar. Kürtler 21. yüzyılda, bölgede giderek birbirlerine yaklaşıyorlar. Geçmişin acı tecrübeleri nedeniyle Arap yönetimlerine güvenmiyorlar. Bu güvensizlik Irak ve Suriye Kürtlerini daha bağımsız, Türkiye’deki yeni dönem de Kürtlerin farklı bir konumda ele alınmasını gerekli kılıyor. Ancak, şimdilik İran’ı bir kenarda bırakacak olursak, üç parçadaki gelişmeleri ‘Büyük Kürdistan’a bağlayacak değiliz. 21. yüzyılda Kürtlerin yükselişi, demokratikleşmeye paralel olarak yaşadıkları topraklardaki halklarla birlikte ortak vatandaşlık ve ortak bir gelecek üzerinden yürümesi halinde bir anlam kazanacak.

Mete Çubukçu - Radikal

  • Yorumlar 10
  • Facebook Yorumları
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış
    ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    • Agiri zagros21 Mayıs 2013 Salı 10:5350 milyon kürt

      Kürtler 50 milyon bunu bilinçli olarak 25 milyon yapmayınız . Gerçekten çok ayıp ve sizi ve bu bilinçli zihniyet ve bakış akışını nefretle kınıyorum

      Yanıtla (0) (0)
    • Emin Onatli21 Mayıs 2013 Salı 11:39Rakamlar doğru bile olsa ki değildir

      30-40 yıl önce Turkiye ve Turkiye Kurdistaninde 8 mılyon ken İran ve iran Kurdistaninde 5 milyon kürt vardı. Şimdi nasıl oluyor da Turkiyedeki Kürt nüfüsü 15 milyona çıkmış İrandeki kürt nüfüsü 1.5 milyona inmiştir? Bu ınanılır olmadığı gibi ciddi de olamazç

      Yanıtla (0) (0)
    • Yarımada21 Mayıs 2013 Salı 12:02Ortak gelecek

      1000 yıldır ortak bir gelecek kuramadınız bugünden sonra bunu başarmanız birazcık zor görünüyor. Ne demişler geçti borun pazarı sür eşeği niğdeye

      Yanıtla (0) (0)
    • ali21 Mayıs 2013 Salı 13:17güldüm

      iranda 1,5 milyon kürt var denilen yerden gerisini artik okumadım. anladim ki bu adam kürtlerle ilgili hiç araştirma yapmamiş. bildikleri hepsi kulaktan dolma bilgiler. insan birşey yazmadan önce bir araştirir. yani urmiye-sine-kirmaşan-ilam-Horasan bölgesi ve eğer Lurları da kürt kabul edersek Loristan-Çaharmahal ve Bahtiyari- Kohkiluye ve Buyer Ahmed'de yaşan kürtlerin toplam nüfusu 1,5 milyonmuş öyle mi? tahranı-tebrizi ve diğer şehirlerdeki kürt nüfusunu saymıyorum bile.

      Yanıtla (0) (0)
    • YUSUF21 Mayıs 2013 Salı 13:48RAHATSIZLIK

      kürtler bir tek arap yönetimlerinde değil ,farslarında fars-şia-ulus anlayışındanda, türk-ulus devlet anlayaşındanda çok çektiler ve bunlarada güvenmiyorlar ,tarihsel hafızalarını canlı tutarak hareket ediyorular bu coğrafyada

      Yanıtla (0) (0)
    • basileus kurd21 Mayıs 2013 Salı 14:15kürdlerin gelecegi

      mesele bir ıkrıdar olma meselesı deıl. mesele ıktıdarı olmayan bır toplumsa o zamn su ankı halıyle yasmaya devam edelım. mucadeleye ne gerek var. ıktıdar her yonetımde olacalk. mesele nasıl bır ıktıdar anlayısı oldugu. kürdler de bız devlet ıstemeyız, federasyon ıstemeyız, cunku "ıktıdar yonmetımıne karsıyız" mantıgı oldukca gercekten uzak ,felsefı ahlakta kalan naıf bır dusunce. kürdler ortadogu cografyasında bu romantık dusuncelerden uzak durark hayatta kalabılır. ıktıdar-statu-devlet- federal olmama halı bugun ortadogunn kadım bır kültüre, folklora ve dile sahıp olan kürdlerı bu degerlere

      Yanıtla (0) (0)
    • basileus kurd21 Mayıs 2013 Salı 14:16kürdlerin gelecegi (devamı)

      ...ortadogu yenı dengelerın olustugu bu zamanlarda, kürdlerın ılk defa onemlı bır aktor olarak gorunur oldugu bu konjukturde "statu hakkını" dayatarak-talep ederek var olabılır. su an sartlar cok onemlı bır fırsat sunmaktadırü umalım kı heba olmaz. yoksa 1923 donemınden daha kotu kosullrda buluruz kendımıız..

      Yanıtla (0) (0)
    • merdin21 Mayıs 2013 Salı 14:17asla!

      orta doguda dengelerin yeniden duzenlendigi bir donemde turklerle, araplarla,farslarla ortak bir yasami ben bir kurd bireyi olarak red ediyorum, bunu kabulenmek veya kabul etirmeya calismaksa kurtkere bir yuz yil daha kaybetirmekten baska bir sey olamaz. kardeslikmis, akrabacilikmis,dostlukmus bunlarin hepsi masal ve hikayelerden ibarettir. yasasin tam bagimsiz kurdistan! iste budur kurd halkini ilalebet yasatacak olan.

      Yanıtla (0) (0)
    • Adiyok21 Mayıs 2013 Salı 18:37Uzay cagina dogru Dünya ve Kürtler

      Kürtler dünyada en cok zulüm, katliam, soykirim gören halklarda biridir. hatta bütün dünya Kürtleri yok etmek istedi dersek cokda abartili olmaz. Buna ragmen Kürtler canini kanini ortaya koyup direndi bu güne kadar ve bu günden sonrada ne pahasina olursa olsun mücadeleyi birakmaz. Ta ki Dünyada Kürtler özgür olana ve Tüm halklarin sahip oldugu haklari elde edene kadar. Hic bir zorbalik riyakarlik Kürtlerin birligini engellemeyecektir.. Bagimsiz Kürdistan meselesine gelince, Dünya artik eski dünya degildir. Her kürdün kalbinde bagimsiz Kürdistan hayali yatar.. Ama->2

      Yanıtla (1) (0)
    • Adiyok21 Mayıs 2013 Salı 18:57Uzay cagina dogru Dünya ve Kürtler 2

      Ama zamanin ruhunu okumak lazim. Dünya artik yavas yavas sinirlardan ariniyor. Ekonomi olarak cok ülke ic ice gecmis durumda. bunun devami halklarin ic ice gecmesiyle gelecektir. Biz Kürtler tabiki isterizki Bizimde bagimsiz bir devletimiz olsun. Ama caga ayak uydurmak zorundayiz. Sinirlar icinde hapsolmak artik Kürtlerin cikarina olmayacaktir. Mücadele dört ülkede bize serbeslik getirecektir. sinirlarin anlamini yitirdigi bir dünyada zamani okumak lazim. Zamani okumayanlar tarihin cöp tenekesine giderler..

      Yanıtla (0) (0)
Diğer Haberler
ÖNE ÇIKANLAR
Tüm Hakları Saklıdır © 2009 İlke Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0532 261 34 89