• BIST 9380.95
  • Altın 3955.067
  • Dolar 38.0599
  • Euro 43.0899
  • İstanbul 6 °C
  • Diyarbakır 7 °C
  • Ankara 1 °C
  • İzmir 11 °C
  • Berlin 13 °C

Önder: İslamcıların önemli bir bölümü Kürt sorununda Müslüman değil

Önder: İslamcıların önemli bir bölümü Kürt sorununda Müslüman değil
BDP İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder, 'Kürt Meselesi ve Çözüm Perspektifleri' konulu panelde konuştu.

"Kürt meselesinin çözümüne ilişkin algılar, aktörler ve süreç" konulu panelin, "Kürt Meselesi ve Çözüm Perspektifleri” konulu oturumunda konuşan BDP İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder, “İslamcıların önemli bir bölümü Kürt sorununda Müslüman değildir. Sürekli İslam ve kardeşlik diyorlar. Pozantı sonrasında umutlar gitmişti. Roboski ile bu kapak yarılanmıştı. Cenazelere yapılan müdahale ile kardeşlik kapağı kapandı” dedi.

Diyarbakır Siyasal ve Sosyal Araştırma Enstitüsü (DİSA) ve Heınrıch Böll Stıftung Derneği Türkiye Temsilciliği tarafından City Hotel'de "Kürt meselesinin çözümüne ilişkin algılar, aktörler ve süreç" konulu paneli ikinci gün oturumları ile devam etti. Panele, AKP Diyarbakır Milletvekili Galip Ersarioğlu, Barış Meclisi üyesi İmam Canpolat, CHP İstanbul Milletvekili Binnaz Toprak, Yazar Hüseyin Yayman, Akademisyen Doğu Ergil, BDP Van Milletvekili Nazmi Gür ve çok sayıda dinleyici katıldı. Cengiz Çandar moderatörlüğündeki "Kürt Meselesi ve Çözüm Perspektifleri" konulu oturuma konuşmacı olarak, BDP İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder, AKP Ardahan Milletvekili Orhan Atalay ve CHP Konya Milletvekili Atilla Kart katıldı.

İlk konuşmayı gerçekleştiren AKP'li vekil Orhan Atalay, İttihat Teraki döneminde temelleri atılan Türkçülüğün sonraki dönemlerde Türk Ocakları ile sürdürüldüğünü ve o dönem İsmet İnönü'nün her milleti Türkleştirme projelerini açıkladığını belirterek, "Bu Kürtler üzerinde yoğun bir şekilde uygulandı. Dikkat edin bu Türk Ocakları’nın sayısı birden 2-3 katına çıktı. Atatürk'de nereye gitse ilk olarak bu ocakları ziyaret ederdi" dedi. 1920'lere kadar Atatürk'ün söylemlerine bakıldığı zaman büyük bir oranda Kürtlerin görüldüğünü; ancak sonraki dönemlerde bunun ortadan kalktığını söyleyen Atalay, "Kürtler bir oldu bittiye getirildi. Ancak Kürtler bunu ihanet olarak kabul ettiler. Bundan sonra da refleks geliştirdiler ve isyanlar çıktı" diye konuştu.

'Önce resmi ideoloji sorunu çözülmeli'

Kürt sorununun temelde dil sorunu olarak doğduğunu savunan Atalay, dil sorunu çözülmeden Kürt sorununun da çözülemeyeceğini söyledi. Atalay, "Türkiye'de öncelikle resmi ideoloji sorunu çözülmelidir. Bu yapılmadan Kürt sorunu çözülse bile yarın başka sorunlar ortaya çıkacak" dedi. Kürt sorununda çözümün iktidarın büyük tarihsel sorumluluğu olduğunu söyleyen Atalay, "Bu sorun çözümsüz kalırsa felaketler yaşanacaktır. Bundan dolayı bu iş tek başına iktidarın yapacağı bir iş değildir. İktidar dün atması gereken adımları eğer atamamışsa bunda yanında kimsenin olmamasının payı da büyüktür. Bundan kaynaklı olarak sorun siyaset üstü algılanmalı ve bu temelde demokratik çözüm aranmalıdır" şeklinde konuştu. Türkiye'de şiddetin meşruiyeti olmadığını ileri süren Atalay, "Bundan dolayı siyaset kanalları işletilmeli ve siyaset yoluyla çözüm aranmalıdır. Şiddet çözümü engeller bir konuma düşüyor" dedi.

'Temel hak ve talepler ihanet ve bölünme şeklinde algılandı'

Atalay’ın ardından konuşan CHP Konya Milletvekili Atilla Kart ise Türkiye Cumhuriyeti’nin halkların taleplerini görmezden geldiğini ve bunun büyük sorunların ayağı olduğunu söyleyerek, "Ulus devlette üst kimlik yaratıldı. Ve bu üst kimlik alt kimlikleri ezen bir konumda her yere sirayet ettirildi. Temel hak ve talepler ihanet ve bölünme olarak algılandı. Bu da birçok soruna yol açtı. Günümüzde de bu sorunları yaşıyoruz” diye konuştu. Kürtlerin birey olarak bir sorun yaşamadığını birçok alanda da önünün açık olduğunu savunan Kart, Türkiye’de bireysel ayrımcılıktan söz edilemeyeceğini savundu. Belirli kesimlere yönelik sistematik ayrımcılığın da yaşanmadığını ileri süren Kart, “Bu sistematik ayrımcılık iddiasına dayanılarak ortaya atılan self determinasyonun teoride ve pratikte meşruiyeti yoktur. Bu olsaydı tonla devletçik ortaya çıkardı. Bunu bu günlerde emperyalist emelleri olan devletler kullanıyorlar. Ancak devletin de asimilasyon politikalarının artık tutmayacağını ve bundan vazgeçilmesini görmesi lazım" ifadesinde bulundu. Kart, anadilde eğitim yerine ana dilinde eğitimin olması gerektiğini savundu.

'Kürtlere orangutan muamelesi yapıyorlar'

Kart’ın ardından konuşan BDP İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder de Kürtlere "orangutan" muamelesi yapıldığını belirterek, "Onun ekmeğini elinden alırsan susar yaklaşımı var. Zaten bölgede yoksullaştırma da asimilasyon ve imha atbaşı gitmektedir. BM verilerine göre 3,5 milyon, GÖÇ-DER verilerine göre ise 4,5 milyon insan bölgeden bir anda göç etmek zorunda kaldı. Bunlar metropollerde ucuz iş gücü oldular. Oysa köylerinde böyle değillerdir. Yani kent hizmetçileri oldular" dedi. Önder, sorunun çözümü için sorunun adının net olarak konması gerektiğine işaret ederek, "Daha adını bile diyemiyoruz. Burada bir Kürdistan sorunu var. Buna belirli bölge sorunu demek yanlıştır. Adını doğru koymak gerekiyor. Nasıl Bosna, Filistin sorunu diyorsanız. Bu da Kürdistan sorunudur" diye konuştu. "Sürekli olarak 'bunlar ne istiyorlar' diyorlar. Kardeşim bunlar haklarını istiyorlar" diyen Önder, Türkiye’de İslamiyet’ten bahsedenlerin çoğunun ulus devlet İslam'ını söylediğini belirtti. Önder, "İslamcıların önemli bir bölümü Kürt sorununda Müslüman değildir. Şimdilerde bunlara İstanbul İslam’ı diyorlar. Sadece anadil taleplerine bakın bunu göreceksinizdir. Halbuki anadilin yaşaması sadece anadilde eğitim ile mümkün olur" dedi.

'Cenaze müdahaleleri kardeşlik kapağını kapattı'

Bölge illerinde PKK cenazelerine yapılan müdahaleleri hatırlatan Önder, "TOMA'lar ile tabutlara ve kitleye su sıkıyorlar. İşte OHAL budur. Kim OHAL kalktı diyebilir. OHAL kalkmış ise Allah canımı alsın. Allah aşkına 2 senedir bir tane izinli açıklama yapamadık. Ne zaman başvursak yasaklıyorlar. Zaten bölge valileri ağızlarıyla yelleniyor. Her şeyimizi yasaklıyorlar. Şiddet diyorlar. Ya kardeşim bölgede insanların kendisi devlet şiddetini görüyorlar. Biz ne mi istiyoruz. Egemenliğin kendimize ait olanını Demokratik Özerklik ile paylaşmak istiyoruz" diye konuştu.

Sürekli kardeşlik vurgusu yapılmasını eleştiren Önder, cenazelere yapılan müdahalelerin kardeşlik kapağını kapattığını söyleyerek, "Pozantı sonrasında umutlar gitmişti. Roboski ile bu kapak yarılanmıştı. Cenazelere yapılan müdahale ile kapandı. Artık bundan sonra bu kapağı açmak sizin işiniz. İslamiyet’te ölüye yumuşak davranılır. Ama İstanbul İslam’ı işte böyle cenazeye gaz atar, su sıkar" şeklinde konuştu.

'Kürtlere 100 yıl hakkını vermeyeceksin sonra 3-5 hak verip başına kakacaksın'

Konuşmaların ardından ise soru-cevap bölümüne geçildi. Milletvekilleri sırayla sorulara yanıt verdi. Sorular üzerine AKP'li Orhan Atalay, Kürt sorununun siyaset üstü sorun olduğunu belirterek, "100 yıl hakkını vermeyeceksin sonra 3-5 hak verip başına kakacaksın bu zihniyet yanlıştır. Dokunulmazlık konusu ise hassas bir konudur. Benim şahsi görüşüm. Anayasa’da ifade özgürlüğü teminat altına alınırsa kürsü dokunulmazlığının da kalkması yönündedir" dedi.

‘BDP’li vekiller olarak 118 yıl hapis yatmışız’

Dokunulmazlıklar üzerine BDP İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder ise, "Zaten bizim dışımızdaki partiler ortaklaşa TMK diye bir şey yarattılar. Her şeyi bunun içine koyabiliyorlar. Ama biz o kadar hapiste kaldık ki hapis diye bir korkumuz yok. Geçen gün oturduk milletvekilleri ile cezaevinde kaldığımız süreleri alt alta yazdık. En son topladığımızda 118 çıktı. Yani bizler 118 yıl cezaevinde yatmışız toplamda. Daha neyden korkalım" diye konuştu.

  • Yorumlar 4
  • Facebook Yorumları
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış
    ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    • sipan tılmaz08 Aralık 2012 Cumartesi 19:27doğruya nedenir!!!

      sayın önder çok önemli bi noktaya parmak basmış tebrikler ama eksik..sadece islamcılar değil aynı zamanda solcular ,liberaller,sanatçılar stklar tüsiad ve sözüm ona türk entellektüelleri...giderler filistini.somali.bosnayı orayı burayı savunurlar ama söz konusu kürtler olunca üç maymunu oynarlar onlarda duruş millete orasını burasını kıvırtan dansözlre benziyor

      Yanıtla (0) (0)
    • Tufan fırat kürdi09 Aralık 2012 Pazar 02:42İman ve Amel

      tufan fırat kürdi
      'Kendi nefsin için istediğini Mümin kardeşin için istemesen İman etmiş değilsin' hadis-i şerifine göre ; Müslüman Türkler, Kürtler için niye Anadilde eğitim istemezler.İstemiyorlarsa bunun dinde yeri nedir ?. (Ki Dini İslamda yeri yoktur ancak ; Süfyaniyet ve Kemalizm de yeri bulunabilir)
      Kabir Sualini burda iken tekrar edelim: 'Ma Dinüke? ve Men Exavetüke ?= Dinin nedir, Kardeşlerin kimlerdir.?)

      Yanıtla (0) (0)
    • necipdemirsoy09 Aralık 2012 Pazar 09:38kürt attila kart, türk sirri önder

      kürt atilla kürtlere ayrim yapilamdigini savunuyor, kendisi kürt kimligi ile degil, türk kimligi ile bugün milletvekili, acaba bir kürt olarak chp de siyaset yapacakmiydi, bunu kendisine sormak lazim, yazik ki kendi köyünde bile oy alamiyor, Türk sirri önder kürtlere ayim yapildigini savunuyor bunun icin kürtlerin safinda kürtlerle beraber siyaset yapiyor.

      Yanıtla (0) (0)
    • Tufan fırat kürdi09 Aralık 2012 Pazar 10:06Bir Kavmi Kabul İman'dan,İnkar Küfr'den gelir.

      Bediüzzaman Said Nursi Hazretleri kendi zamanında hız kazanan "Yabani ve İnkar etmeye" karşı Risale'de yazar. "Eğer milyonlarla efradı bulunan ve binler seneden beri milliyetini ve lisanını unutmayan ve Türklerin hakikî bir vatandaşı ve eskiden beri cihad arkadaşı olan Kürtlerin milliyetini kaldırıp..."

      " Yoksa sizi kabile kabile yaptım ki; yekdiğerinize karşı inkâr ile yabani bakasınız, husumet ve adavet edesiniz değildir." (hucurat 13)

      İMAN ; inkar ve Yaba

      Editörün Notu: Lütfen.. Yorumların 500 karekterle sınırlı olduğunu unutmayalım...

      Yanıtla (0) (0)
Diğer Haberler
ÖNE ÇIKANLAR
Tüm Hakları Saklıdır © 2009 İlke Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0532 261 34 89