BDP Genel Merkezi tarafından Mardin'in Nusaybin ilçesi ile Rojava'nın Qamışlo kenti arasında bulunan sınır hattında kurulmaya başlanan "utanç duvarı"nı protesto mitingine onbinlerce kişi katıldı. Bölge illerinden Nusaybin'e akan onbinlerce kişi, başta sınır hattında bulunan alanlara, sokak ve caddelere yayılan kitle, Mittani Kültür Merkezi bahçesinde yapılan miting alanı taştı.
Aralarında DTK eş başkanları Aysel Tuğluk, Ahmet Türk, BDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Gültan Kişanak, HDP Eş Başkanı Ertuğrul Kürkçü, BDP'li tüm milletvekilleri, KESK Genel Başkanı Lami Özgen, EMEP Genel Başkanı Selma Gökan, PKK Lideri Abdullah Öcalan'ın kardeşi Mehmet Öcalan, BDP'li belediye Başkanları ile meclis üyeleri, DÖKH bileşenleri, BDP Gençlik Meclisi üyeleri, çok sayıda sivil toplum örgütü temsilcilerinin yanı sıra on binlerce kişi katıldı. Demokrasi mücadelesinde yaşamlarını yitirenlerin anısına saygı duruşu yapılırken, saygı duruşu esnasında "Ey Raqip" marşı çalındı. Daha sonra BDP, DTK, HDP eş başkanları ve katılımcılar anons edilerek halk selamlandı. Ardından 9 gündür "utanç duvarı"nı protesto etmek için ölüm orucunda olan ve eylemini sonlandıran Ayşe Gökkan ve ona destek veren seçilmişler anons edilerek, halk selamlandı. Miting, BDP Nusaybin İlçe Başkanı Abdulbari Eren halkı selamlaması ve BDP Mardin İl Başkanı Reşat Kaymaz'ın konuşması ile devam etti. "Herkes bilsin ki artık Rojava ile aramızda sınırlar kalmamıştır" diyen Kaymaz, "Bu sınırları bizler halk olarak kaldırdık. Bunun herkes öyle bilsin. Özgür bir yaşam ve özgür bir önderlikle sınırların hepsini kaldıracağız" dedi.
Kürtkçü: Halkın direnişi seyre şahandır
HDP Eş Genel Başkanı Ertuğrul Kürkçü, Rojava devrimini ve Nusaybin halkının bu direnişini selamladığını belirterek, "Hemen iki yüz metre ötemizde, bir direniş bir devrim gerçekleşti. İşte biz o devrimi tüm halklara açmak, tüm dünyaya açmak istiyoruz" dedi. Şimdi de "onurlu" Kürt halkı arasında aslında halklar arasında duvar örülmeye çalışıldığını belirten Kürkçü, nasıl ki Filistin halkı arasında kurulmak istenilen utanç duvarını kabul etmiyorlarsa burada kurulmak istenen duvarı da kabul etmeyeceklerini söyledi. Şair Nazım Hikmet'in şiirinde geçen "Duvarları yıkın gitsin hepsini" hatırlatan Kürkçü, "İşte bu duvarlar vız gelir, halklar bu duvarları yıkacak. Kürt halkı özgürleşirse diğer halklar da özgürleşecek. Şimdi özgürleşmeye giden halkın arasına duvar örülmeye çalışıyorlar. Bu kör sağır ve anlamaz bir zihniyet, hak tanımaz bir politikanın bir sonucudur, Kürdistan halkı sınırları aşarken, nasıl ki Filistin halkı bu duvarları tanımamışsa biz de bu duvarları tanımayız.
Eninde sonunda ne yapacağız diye dolaşıp dururken, şimdide kalktılar duvar öreceğiz. Bu yüzyılda kurulan bir duvar ancak faşizmin, emperyalizmin zihniyetidir. İşte bunun için bu halkın direnişi seyre şahandır. Bu direniş tüm halkların arasında eşit, özgür, demokrasi örüleceği her kes biliniyor. Eğer bir sınır ya da kapı kapatılacaksa, emperyalistlere, faşist zihniyetlere, El Nursa çetelerine kapatılması gerekiyor. Rojava Kurdistan'ı halkların dünyanın parlayan yıldızıdır. Onun için herkes Rojava devrimini tanımak zorundadır. Eğer bu yönde adımlar atılmazsa halklar kendi hak ve özgürlüklerini bu rejimlere kabul ettirecektir. Yaşasın, Rojava devrimi yaşasın tüm halkların dayanışması" dedi.
Gökkan: Kürt halkı olarak zulme-utanca karşı mücadelemiz devam edecek
Ardından kısa bir konuşma yapan BDP Nusaybin Belediye Başkanı Ayşe Gokkan, şunları kaydetti: "Burada kurulmak istenen insanlık suçu, kara yüzü, kabul etmedik, etmeyeceğiz. Biz özgür ve demokratik kadınlar olarak, Kürt halkı olarak bu zulme, bu utanca karşı mücadelemize devam edeceğiz. Bu eylemde sürekli kendi yanımda hissettiğim tüm Kürt kadınları, mücadele yoldaşlarımı ve Kürt halkını selamlıyorum."
Daha sonra Gökkan'a destek veren seçilmişler adına Girmeli Belediye Başkanı Ömer Altun, halkın desteğinden dolayı Kürtçe teşekkür konuşması yaptı ve ardından kadın seçilmişler adına Kızıltepe Belediye Başkan Yardımcısı Leyla Salman Türkçe halkın desteklerinden dolayı teşekkür etti.
Türk: Kürtler kendi arasındaki sınırları istemiyor
DTK Eş Başkanı Ahmet Türk, Kürt halkı için önemli bir gün olduğunu dile getirerek, "İnanıyorum ki bu yüzyıl Kürtlerin özgürlük ve başarının yüzyılı olacak. Sizin bu mücadeleniz mücadelemizi özgür bir yaşama götürecek. Kürtlerin taleplerini inkar etmek istiyorlar. Bu kirli yaşama karşı özgür bir yaşam Arap, Türk, Fars halklarıyla birlikte başaracağız. Kürt halkının talepleri yerine getirilmediği sürece direnişimiz devam edecektir. Kürt halkını kabul etmedikleri sürece duvarların kaldırılması, sınırların kaldırılması yetmeyecektir. Biz halkımızı ve savaşçılarımızı selamlıyoruz. Kürtler kendi arasındaki sınırları istemiyor. Devletlerin siyaseti sınırlar üzerinden yürütülüyor. 'Kardeşliği kabul ediyoruz' diyenlere, şunu diyoruz. Destek verdiğimiz çeteler Kürtleri katlettiği sürece biz sizin kardeşliğinizi istemeyeceğiz. Biz halkımızla ilişkilerimizi güçlendirmediğimiz sürece amacımıza da ulaşamayacağız. Bugün direniş günüdür, bugün başkaldırı günüdür, bugün özgürlük günüdür. Sınırları artık tanımıyoruz" dedi.
Demirtaş: Rojava ve Türkiye arasında ilan edilmemiş gayri resmi bir savaş var
BDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş ise, konuşmasına duvara karşı ölüm bedenini ölüm orucuna yatıran Gökkan, BDP'nin Mardinli seçilmişleri ve Kürt halkını selamlayarak başladı. Her defasında duvara ilişkin görüş ve önerilerini sunduklarını hatırlatan Demirtaş, "Buradan Sayın Davutoğlu ve yetkilileri doğru bir siyasete davet ediyoruz. Bu halk kimsenin düşmanı değil, Türkün düşmanı değil, kimseye silah çekmiş değil. Öyle bir halk ki kendi topraklarında, kendi köyünde sadece meşru savunmasını yapıyor. Kimsenin toprağında gözü yok. Sadece kendi ana topraklarında özgürce bir yaşam istiyor. Sadece sınırla çetelere, El nursa ve El kaideye açarak, buradaki kamplarda silah vererek eğitiler. Şimdi bu çetelerin arkasında emperyalistlerin ve Türkiye'nin desteği olmazsa onlar orada 3 gün duramaz. Çünkü arkalarında halk yok. Şimdi bu çeteler sadece Kürtlere değil Arap topraklarını da işgal etmeye çalışıyorlar. Diyorlar biz bu çeteleri desteklemiyoruz. Reyhanlı ve Antep, Nizip'te kamplarında siz onlara eğitim vermediniz mi? Destek vermediniz mi? Örtülü ödenekte destek vermediniz mi? Bunlar açık. Şimdi niçin destek veriliyor; çünkü Kürt halkının orada bir özgür yaşam ile kendi kendini yönetmesini istemiyorlar. Aslında ilan edilmemiş, gayri resmi bir savaş Rojava ve Türkiye arasında yaşanıyor. Ama Rojava'da Türkiye adına çeteler bu savaşı yapıyor" diye konuştu.
'Herkes kendi vatanının nöbetini tutuyorlar'
Nusaybin'den Reyhanlı'ya kadar tüm sınır kapılarının Rojavalılar için kapatıldığına dikkat çeken Demirtaş, "Biz aylarca o kapılarda yardımların göndermesi için oradaki bebeklere, mama, oradaki insanlara gıda gönderebilmesi için direniş gösterdik… Sizler direndiniz, ayaktaydınız. Ama çetelere her türlü yardımı, rahatça gidip gelebiliyorlar, imkansızlıklar içerisinde bu halk direniyor. Herkes direniyor, herkes kendi vatanının nöbetini tutuyorlar. Şimdi soruyorum: Orada o kadar görkemli bir direniş yaşanırken biz burada sessiz kalabilir miyiz? Biz bu Rojava üzerindeki ambargoyu kaldırana kadar boynumuzun borcu değil midir? Sadece kendisi için değil tüm Kürt halkı için direnen Rojava halkına yardım edeceğiz, destek vereceğiz. Ama şimdi kalktılar en akıllı şey duvar örüyorlar. Bu duvar yüzyıldır işgalcilerin işgallerini yüzyıl daha devam ettirmek, bu halkları birbirinden ayırmak istiyorlar. Orada artık Esad yok! Orada YPG, PYD var. Kürt halkı var. Şimdi ne yapacaklar. Şimdi yüz metre ötesinde bir yönetimi kurmuş. Artık şimdi onların en iyi akıl ettiği şey bu halkın arasına sınır çekmektir. Peki biz bunu kabul edecek miyiz? Etmeyeceğiz. Biz gece gündüz bu zulme karşı ayakta olacağız. Sınırları asla ve asla kabul etmeyeceğiz. Etrafı çevrilmiş, halk orada kendini savunuyor, koruyor" ifadelerini kullandı.
'Biz Rojava'da ki direnişi burada da göstermezsek bizi boğacaklar'
Rojava'nın Nusaybin önünden çeteler tarafından ablukaya alınmak istendiğini, buna karşın Diyarbakır, Van, Şırnak, Siirt ve Batman'da yaşayanların sesiz kalmasının "utanç" verici bir durum olacağını söyleyen Demirtaş, "Şimdi Kobani, Qamişlo, Afrin'deki direniş bizim direnişimizdir. Bu halk tüm Kürt halkı için direniyor. Biz onun için sessiz kalırsak bu utanç verici olur. Şimdi diyorlar; 'duvarı kurmuyoruz.' tabiî ki durduracaksınız. Kurabilir misiniz. Ama bu yetmiyor. Duvarı durduracaksınız, ama yardım ambargosunu da kaldıracaksınız. İşte Rojava'daki ablukanın nedeni 'oradaki halk burayı boşaltsın' yani direnişten vazgeçsinler. Ekmek, ilaç bulamasınlar. Kendi topraklarını bırakıp gelip AKP'nin kamplarında mülteci kamplarında onursuzluğu yaşasınlar. İşte çetelere yardım açık ve net bir şekilde durmadığı sürece, 'çetelere silah yardımını durdurduk' demediği sürece biz eylemlerimize devam edeceğiz. Biz Rojava'daki direniş gibi burada da göstermezsek bizi boğmaya çalışacaklar. Biz burnumuzun dibin Kürt halkına yapılanları kabul etmeyeceğiz. Bedeli ne olursa olsun. Biz sadece burada konuşup bitirmeyeceğiz ve ardından oturma eylemi yapacağız ve bunu her yer de devam ettireceğiz. Eğer duvarı durdurmadık devam edeceğiz denilirse ant olsun ki sadece o duvarı değil var olan o telleri de yıkıp geçeceğiz. Siz işçilere sesleniyorum, yapılan o duvardan gelen para boğazınızdan geçmesin. Çünkü haram paradır. Siz bırakın artık Tayip Erdoğan ve bakanları gelip yapsın bakalım. Bu devrim tamamlanıncaya kadar bize direnmek düşer. Kürt halkına sonuna kadar direniş düşer. İşte biz şimdi bu mitingten sonra oturma eylemi başlatacağız ve bunu Kürdistan'ın ve Türkiye'nin her yerinde başlatacağız" diye kaydetti.
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.