“Yûsuf ile Züleyha” hikâyesi evrensel bir anlatı olup farklı pek çok kültür ve edebiyatta işlenmiştir. Batı edebiyatında resimden şiir, müzik ve tiyatroya kadar birçok sanat dalına tema olmuş bu hikâye, Kur’an’da da “hikâyelerin en güzeli” olarak geçtiği için, Doğu edebiyatının usta şâirleri de “Yûsuf u Züleyha”yı kaleme almak istemişlerdir.
Klasik Kürt edebiyatında da bilinen ilk “Yûsuf u Züleyha”, Selîmiyê Hîzanî tarafından 1759 yılında yazılmış olup bu eser aynı zamanda Ehmedê Xanî’nin meşhur eseri Mem û Zîn’inden sonra yazılmış ikinci Kürtçe mesnevidir.
Selîmiyê Hîzanî, Ehmedê Xanî’nin başlattığı mesnevi geleneğini sürdürürken özgün bir eser ortaya koyma çabası yanında, Xanî’nin de üslûbuna yakın bir tarz yakalamak istemiştir. Bu sebeple Hîzanî’nin eseri birçok araştırmacı tarafından Ehmedê Xanî’ye nispet edilirken, son 50-60 yılda kopya edilen el yazma nüshalarda da eser Xanî’nin eseri gibi kaydedilmiştir.
Ayhan Geverî, eserin eski-yeni birçok nüshasını bulup bunları karşılaştırarak eseri akademik kriterlere uygun olarak edisyon-kritik yöntemi ile hazırlamış ve uzun analiz kısımlarında eserin neden Ehmedê Xanî’ye ait olamayacağını bilimsel temellere dayandırıyor. Geverî’nin 10 yılı aşkın bir sürede hazırladığı eser, bu tartışmalara son verirken, Kürt mesnevi edebiyatının gelişim seyrini de irdelemiş oluyor.
Nûbihar Yayınları tarafından basılan eserde nüshalar arasında farklılıklar işaret edilirken, Yûsuf u Züleyha hikâyesinin arkeolojisi dışında, anlatıda geçen tema, motif ve kişilerin tahlili de yapılmıştır. Eserin transkripsiyonlu metniyle beraber el yazma nüsha da eserin sonunda faksimile olarak eklenmiştir. Böylece araştırmacıların eseri iki alfabe ile okuyup karşılaştırabilmeleri sağlanmıştır.
Yûsuf û Zuleyxa: Selîmiyê Hîzanî
(Hazırlayan ve edisyon-kritik: Ayhan Geverî)
Nûbihar Yayınları
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.