1990'da Halkın Emek Partisi ile başlayan PKK çizgisine yakın Kürt siyasi hareketinin mirasçısı artık Halkların Demokratik Partisi, HDP.
28 Nisan Pazartesi günü Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) milletvekilleri partilerinden istifa ederek HDP’ye katıldı. Neden yola BDP ile devam etmek yerine HDP’li oldular? HDP’de BDP’de olmayan ne var? HDP’nin farkı ne? Bunlar BDP-HDP birleşmesi ile ilgili akıllara gelen sorulardan sadece birkaçı...
'Benim de aklım ermedi'
Tüm bu soruların ortak noktası birleşmenin nedeninin net olarak anlaşılamaması.
Sırrı Süreyya Önder’in, 24 Ekim 2013 tarihinde CNN Türk’te yayınlanan 5n1K programında söylediği gibi “Valla benim de aklım ermedi,” diyenlerin sayısı parti içinde dahi fazla. Buna rağmen Abdullah Öcalan’ın yıllardır dile getirdiği, “Türk solu ile tek çatı altında birleşme” projesine uydular. İçinde Emek Partisi, Ezilenlerin Sosyalist Partisi gibi bileşenlerin olduğu HDP’nin çatısı altına girdiler.
HDP, Türk solunun geçmişte başarıya ulaşmayan birlik arayışlarının devamı niteliğinde. Yeni olan Türkiye’de yüzde 6’ya kadar varan bir oyu bulunan PKK çizgisindeki güçlü Kürt siyasetinin buna katılımı. Bu katılımın nedenini HDP Eş Genel Başkanı Sebahat Tuncel, 29 Nisan günü partisinin ilk resmi grup toplantısında şu sözlerle anlattı:
“Buradan tüm toplumsal hareketlere, inanç örgütlerine, Alevilere, ekoloji örgütlerine, kadınlara çağrımız, ‘Gelin HDP’yi birlikte kuralım.’ Başka bir Türkiye mi istiyorsunuz? AKP’den CHP’den bıktınız mı? Sadece eleştirmekle kalmayın, gelin birlikte yapalım. Bu konuda kendimize güveniyoruz. Biz birlikte yeni bir Türkiye’yi inşa edebiliriz. Türkiye’deki siyaset tarzını değiştireceğiz, radikal demokrasiyi birlikte inşa edeceğiz. HDP yeni bir parti. Türkiye halklarının umuda ihtiyacı var. Artık kriz üreten siyasetten bıktık, umudu büyütmek istiyoruz.”
Lokomatif sol olacak
HDP’nin amaçlarından biri de , “iktidarla sorunu olan birçok kesimin sesi, partisi olmak”. Partide bu bileşenler neden hali hazırda bilinen ve kurulu bir düzeni olan BDP çatısı altında toplanmak yerine yeni kurulan HDP çatısı altında toplanıyor sorusuna yanıt ise “Tüm kesimlerin eşit temsil edildiği, tüm kesimler için yeni bir başlangıç niteliği taşıyacak bir yapılanma” sözleriyle veriliyor.
Bu anlayışa göre, sol kesimler Kürt siyaseti ile geçmişlerinden gelen anlaşmazlıkları, görüş ayrılıklarını HDP bünyesinde, geride bırakacak. Aynı mantıkla Kürt siyaseti de sadece kendi sorunlarının baskın olmadığı bir yapı içinde sesini dile getirmeyi deneyecek. Diğer kesimlerin sorunları ile kendi sorunlarının eşit dile getirildiği bir yapı içinde yaşamayı kabul edecek.
Tüm bu bileşenler ile yola çıkan trenin “lokomotif”i ise sol olacak. Kongreye götüreceği için partisinde kalan BDP Eş Başkanı Selahattin Demirtaş HDP’nin nasıl bir çatı olacağını şu sözlerle anlattı:
“Solda birlik partisinin çok ötesinde muhafazakar kesimleri de bünyesine alacak, bu bileşenler karar mekanizmalarında da yer alacak. Türkiye'nin tüm siyasal düşüncesinden olan insanlar o partide buluşmaya çalışacak. Sol lokomotif görevi görebilir, sol öncülük yapabilir ama temel hedef solu birleştirmek değildir.”
Demokratik Müslümanlar'a yer var mı?
Bu yapıda akla gelen bir soruyu 'Müsüman Demokratlar ne olacak?' sorusunu açık sözlülükle dile getiren isimse milletvekili Altan Tan.
O’na göre BDP- HDP’nin seçimlerde hayal edilen sonuca ulaşamamasının nedeni muhafazakar kesimlere yeterince bu yapı içerisinde yer verilmemesi. HDP çatısı altında birleşilmesinden kısa bir süre sonra Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde bir basın toplantısı düzenleyen Altan Tan, muhafazakarların HDP treninin son vagonları olmaya hazır olduğunu belirtti.
Bu mümkün mü?
Bundan sonraki süreçte HDP çatısı altına aldığı kesimleri genişletmeye çalışarak yola devam edecek. Sadece sol değil muhafazakar kesimlerle de temasın artırılması hedefleniyor. Yani hem Sünnilerin hem Alevilerin dini hassasiyetlerini gözeten, hem Türklerin hem Kürtlerin hem de Ermenilerin, Lazların sorunlarını siyasetinin ana eksenine oturtan bir siyaset yapmak için yola çıktı HDP. Bu mümkün mü, bunu zaman gösterecek. (Gonca Şenay-Al Jazeera)
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.