• BIST 9367.77
  • Altın 2952.122
  • Dolar 34.4839
  • Euro 36.1941
  • İstanbul 6 °C
  • Diyarbakır 6 °C
  • Ankara 12 °C
  • İzmir 16 °C
  • Berlin 2 °C

Müzakereler büyük senaryonun parçası

Müzakereler büyük senaryonun parçası
Sabancı Üniversitesi’nden müzakere uzmanı Doç. Dr. Nimet Beriker’e göre barış görüşmeleri anayasa yazımından bölgenin dizaynına kadar uzanan ‘büyük müzakere’nin bir alt parçası

İmralı’yla barış müzakerelerinin kamuoyuna yansıyan kısmı heyecan yaratırken perde arkasına dair bildiklerimiz çok az. Türkiye’nin sayılı müzakere ve arabuluculuk uzmanlarından Doç. Dr. Nimet Beriker, Sabancı Üniversitesi’nde Uyuşmazlık Çözümü yüksek lisans programının kurucularından ve Birleşmiş Milletler’in arabuluculuk biriminin akademik danışma kurulunda yer alıyor. Beriker’le süreci, aktörleri ve senaryoları konuştuk.

Barış müzakerelerinin zamanlamasını, iç ve dış faktörleri nasıl değerlendirirsiniz?

- Bu aslında ‘müzakere masasına ne zaman oturulur’ sorusu. İki etken var: İç siyasetteki gelişmeler ve bölgesel konjonktürün dayattığı durum. Ortadoğu büyük bir dönüşüm geçiriyor ve bunu ABD’nin dış siyasetine bakmadan değerlendirmek mümkün değil. Önümüzdeki 20 yılı kapsayan büyük senaryoda ekonomik entegrasyon, fonksiyonel işbirlikleri ortaya çıkabilir.

Türkiye oyuncu olmak durumunda. Ya bu değişimi defansif seyredersiniz ya da işin içine girip bir sonraki senaryoda size uygun bir düzenin ortaya çıkması için çalışırsınız. Makbul olan gerçekle bağlantısı kopmamış bir aktivizm. Büyük senaryoya baktığınız zaman Kürt meselesinin bu durumda kalması zaten mümkün değil.

‘Uludere önemli dönemeç’

Türkiye içerisinden bakıldığında taraflar müzakere masasına nasıl geldi?

- Hükümetin uzun süre karşısındaki tek ciddi siyasi muhalefet Kürt hareketiydi. Kürt meselesini halletmek için söylem üzerine kafa yoruldu. Tabii muhafazakar bir hükümet, ilk akla gelen barış sürecini din kardeşliği söylemi üzerinden kurgulamak oldu. Yerel seçimlerde ortaya çıktı ki bu cevap vermiyor. Roboski/Uludere olayında Hüseyin Çelik “Yörede kan parası vardır. Parayı veriyoruz, aldırtmıyorlar” demişti. Bu söylem “Biz geleneksel paradigmada halledeceğiz, PKK izin vermiyor”a geliyor. Fakat bu iş sadece İslam kardeşliğinden çıkıp bir insan hakları ve hukuk sorununa da dönüştü mü? Çok uzun sürmüş bir çatışma ve artık sadece yerel değerler sistemiyle süreç işlemiyor. Uludere’den sonra insanlar bilgi edinmeyi, hesap verilmesini ve adaletin sağlanmasını istedi. Hükümetin bakışı, geleneksel ve evrensel paradigma arasında gitti geldi.

AK Parti’nin Kürt hareketini değerlendirmesi değişken bir süreçti öyleyse.

- Kürt hareketinin attığı her adımı AK Parti birebir okuyabildi ve tedirgin oldu çünkü çok ortak tarafları var. İkisi de alttan gelen, örgütlenmiş, siyaset üretmeyi bilen, yapısal değişim isteyen hareketler. Türkiye’de AK Parti ve Kürt hareketi dışında statükoyu değiştirme istemi ile yola çıkmış başka kitlesel hareket yok. İkisi de eğitim, yerel yönetim ve yargıda yapısal değişim istiyor. Kürt hareketinin her siyasi adımı AK Parti için tanıdıktı ve tedirgin ediciydi çünkü o da iktidara böyle yürüdü. İmralı’yla müzakere aslında çok daha büyük bir müzakerenin alt parçası. Bu müzakere aslında Erdoğan’ın başkanlık sistemine geçme isteğinin de müzakeresi. BDP ve AKP anlaşırsa anayasa için kritik sayılara ulaşılıyor. Mesele demokrasi ve barış arayışından çok seçimlerin yaklaşması. Geçmiş örneklere bakıldığında bir kitleyi doğrudan ilgilendiren bir demokrasi paketi sunup karşılığında oy istemek de var müzakereyi yarıda kesip umudu seçim sonrasına bırakmak da.

‘Kürtler çok vizyoner’

Siz hangi seçeneği olası görüyorsunuz?

- Bence Erdoğan ikisini de yapacak.

Hükümet kanadından “Bu meseleyi çözersek, ekonomimiz uçar” söylemi de sık sık duyuluyor.

- Barış, insan hakları ya da hukuk devleti gibi kavramlar bizde kullanılıyor ama bir kısım için, duvara toslamadığı müddetçe soyut bir üst dil. Ama pratiklik ve pragmatiklik çok gelişmiş. Kürtlerin bakışına dair bize gelen duyumlar, demokratik özerklik yerine AB standartlarında yerel yönetim fikrinin ağır bastığı yönünde. Bence Kürtler de çok vizyoner.

‘Oyunbozanlık yapılabilir’

Paris’teki infazlar yol kazası olabilecekken güvenin artırılmasına mı yaradı?

- BDP’nin temsilcileri için de süreci koruma ve kollama söz konusu. İş duygusallıktan çıkmış durumda. Herkes genel konjoktürün farkında ve pozisyonunu ona göre alıyor. Şu an bir ortaklık kuruldu. Paris olayı gibi birçok şey olabilir. Bu barış süreçlerinde çok klasiktir. Bunlara ‘oyunbozan’ (spoiler) deriz.

Habur öncesi süreçle şimdiki müzakerelerin ne farkı var?

- Bu müzakere sürecinin farkı şu: Oyun daha tanımlı, aktörler daha rasyonel. Barış süreçlerinde öğrenme süreci vardır. Habur’da kollektif olarak bir şeyler öğrendik. Bu işin hassas olduğunu, en ufak bir olayda kamyonun devrileceğini artık biliyoruz. Aslında Habur’la biten sürecin nasıl geliştiğini de bilmiyoruz. İlk açılımda bir anda Abdullah Gül çıktı, “İyi şeyler olacak” dedi. Bir siyaset bilimci olarak olayın önüne bakıyorsuz, arkasına bakıyorsunuz, bunu söyletecek özel dönüm noktası yok. 

Kürt meselesini sadece iki taraf halledemez

Hükümetten müzakereleri MİT’in yürüttüğüne sıklıkla vurgu yapılıyor. Aracıların varlığı müzakereyi kolaylaştırır mı?

- Çok uzun sürmüş bir çatışmanın tarafı olarak bir barış sürecinin içine girdiğinizde kamuoyunu idare ya da ikna etmek zorundasınız. Garip söz oyunlarının olması beni şaşırtmıyor. Örneğin “Abdullah Öcalan” denmiyor, “İmralı” deniyor. Teknik olarak müzakereye baktığınızda üçüncü tarafların bir sorun çıktığında vebali üstlenmek gibi bir görevi de vardır. Kürt meselesi üçüncü tarafın yardımı olmadan iki tarafın oturup halledebileceği bir mesele değil.

Üçüncü taraf tanımını açabilir misiniz?

- Arabuluculuk daha aktif bir üçüncü taraf rolüdür. Daha angaje arabulucular vizyon ve çözüm sunabilir. Barzani, ABD ve Avrupa’nın barıştan çıkarı var. Bu sefer üçüncü taraf yok deniyor. Görüşmeler Erbil’e taşındı, dolayısıyla üçüncü taraf bölgeden. (Milliyet)

  • Yorumlar 0
  • Facebook Yorumları 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış
    ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
ÖNE ÇIKANLAR
Tüm Hakları Saklıdır © 2009 İlke Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0532 261 34 89