Altı yıldır başörtüsüne özgürlük eylemleri düzenleyen bazı platformlar ve STK’lar ortak bir bildiri yayınlayarak beklentilerinin müsamaha değil önkoşulsuz bir özgürlük olduğunu ifade ettiler.
Başörtüsü sorunu son günlerin en çok tartışılan gündemi olmaya devam ederken, altı yıldır haftalık ve aylık başörtüsüne özgürlük eylemleri düzenleyen bazı platformlar ve başörtüsü sorunun çözümü için çaba sarf eden sivil toplum kuruluşları ortak bir bildiri yayınlandı. 26 platform ve kuruluşun imzasını taşıyan “Müsamaha değil, başörtüsüne özgürlük!” başlıklı bildiride yasakçı uygulamanın sorumlusu olarak Kemalist zihniyeti gösterilirken, yasak karşıtı mücadelenin de sistemin yasakçı doğasına karşı yürütüldüğü ifade edildi. Başörtüsüne özgürlüğün, herkes için hak ve adaletin sağlandığı bir bütünlükte anlamlı olacağı belirtilen bildiride başörtüsü sorununun partiler arası malzemeye dönüştürülmesinden duyulan rahatsızlık da dile getirildi.
Çözüm önşartsız ve ayrımsız sağlanmalı
YÖK’ün yazısıyla ortaya çıkan ve gündeme gelen çözüm tartışmalarına ilişkin imzacı platformlar ve kuruluşlar şu ifadelere yer verdi: “Diğer özgürlüklerin rağmına “Başörtülü öğrencilere” verilen bir devlet imtiyazı görüntüsünü kabul etmemiz, temel hak ve özgürlüklerin bu görüntü arkasında anlamsızlaştırılarak bir lütuf halinde kamuoyuna sunulmasını onaylamamız mümkün değildir. Bizler ne YÖK ne de başka bir devlet kurumundan tolerans ya da göz yumma bekliyoruz. Talebimiz ve hedefimiz Başörtüsünün hayatın her alanında ve hiçbir önkoşulsuz tamamen serbest olmasıdır. “Hizmet alan-hizmet veren” ya da “öğrenci-çalışan” veya başka bir ikilem yaratılarak ve başörtü özgürlüğünün bu denklemlere sıkıştırılarak tartışılmasını dahi kabul etmiyor, bu hak gaspının tamamen iade edilmesi konusundaki net taleplerimizin bulandırılması çabalarını reddediyoruz.”
ORTAK BİLDİRİNİN TAM METNİ
MÜSAMAHA DEĞİL BAŞÖRTÜSÜNE ÖZGÜRLÜK!
Başörtüsü toplumumuzda yüzyıllarca kadınlarımızın geleneksel kıyafetinin ve İslam’a mensubiyetin ayrılmaz bir parçası olarak görülmüş ve taşınmıştır.
1.dünya savaşının işgal günlerinde halkın gayretini ateşleyen; ismet-i harimimize, başörtüsüne uzanan zorba eller olmuş, kadınlarımızın başındaki Başörtüsü istiklalimizin sembolü kabul edilmiştir.
Ancak Cumhuriyet sonrası Kemalistlerin “kılık kıyafet devrimi” adı altında topluma batı tarzı giyimi dayatmaları ile halk; gericilik sembolü “başörtülüler” ve ilericilik sembolü “cumhuriyet kadınları” gibi bir ayrımla karşı karşıya gelmiştir.
Başından itibaren bu fitnenin müsebbibi olan “Kemalist” zihniyet, “başörtüsü yasağı”nın sahibi, uygulayıcısı ve sorumlusudur.
Başörtüsü yasağı bir devlet politikası haline dönüşmüştür ve devletin yasakçı doğası ile hesaplaşılmadan ve topyekün bir özgürlük alanı açılmaksızın tüm tezahürleriyle ortadan kalkması mümkün değildir.
Bu noktada şunun altını kalınca çizerek bir kez daha belirtmek istiyoruz ki;
Başörtüsü mücadelesi “Başörtüsüz”lere karşı değil, devlet zorbalığına karşı yürütülen bir direniştir.
Başörtüsü direnişi İslam’ın “Adalet” hedefinin biz Müslümanlara yüklediği tarihsel sorumluluğumuzdur ve ülkemizde verilen Hak ve Adalet mücadelesinin bütünlüğü içinde anlamlıdır.
Başörtüsünü savunmak herkesin kendi kimliği ile varolabilmesi ve kendini ifade edebilmesini savunmaktır.
Başörtüsünü savunmak kadını meta haline getiren azgın sermayeye karşı emeği, devlete karşı insanı savunmaktır.
Başörtüsü mücadelesi herhangi bir parti, cemaat ya da genel anlamda “dindarlar”ın “rahatlatılması”nın değil daha adil ve yaşanabilir bir ülkenin inşası mücadelesidir.
Bu noktada başörtüsünün partiler arası bir medya malzemesi haline dönüştürülmesini reddediyoruz.
Son günlerde başörtüsünün, YÖK gibi 12 Eylül artığı bir kurum üzerinden tartışılmasını ve bunun sadece bir öğrenci sorunu olarak daraltılmasını, dolayısı ile ağza bir parmak bal çalmak anlamına gelen rüşvet-i hukuk tavrını kabul etmemiz mümkün değildir.
Bu vesile ile şunu özelikle vurgulamak istiyoruz ki; YÖK aracılığıyla birer kışlaya çevrilen üniversitelerdeki özgürlük sorunu salt başörtüsü serbestliği ile geçiştirilemez.
Diğer özgürlüklerin rağmına “Başörtülü öğrencilere” verilen bir devlet imtiyazı görüntüsünü kabul etmemiz, temel hak ve özgürlüklerin bu görüntü arkasında anlamsızlaştırılarak bir lütuf halinde kamuoyuna sunulmasını onaylamamız mümkün değildir.
Bizler ne YÖK ne de başka bir devlet kurumundan tolerans ya da göz yumma bekliyoruz.
Talebimiz ve hedefimiz Başörtüsünün hayatın her alanında ve hiçbir önkoşulsuz tamamen serbest olmasıdır.
“Hizmet alan-hizmet veren” ya da “öğrenci-çalışan” veya başka bir ikilem yaratılarak ve başörtü özgürlüğünün bu denklemlere sıkıştırılarak tartışılmasını dahi kabul etmiyor, bu hak gaspının tamamen iade edilmesi konusundaki net taleplerimizin bulandırılması çabalarını reddediyoruz.
Ve bu hakkımızı “devletin gözüne giren”ler ya da “müsamaha edilenler” olarak değil, Tevhid ve Adalet mücadelesini tüm toplum için kazanan Müslümanlar olarak elde edeceğiz.
Bu vesile ile tüm halkımızı artık inisiyatif almaya örgütlenmeye ve taleplerini yüksek sesle dillendirerek fincancı katırlarını ürkütmeye çağırıyoruz.
DESTEK VEREN PLATFORMLAR VE STK’LAR
Afyonkarahisar Hak ve Özgürlükler Platformu
Akyazı Başörtüsüne Özgürlük Platformu
AKDER (Ayrımcılığa Karşı Kadın Hakları Derneği)
ALDAP (Alanya Dayanışma Platformu)
ANÇED (Alanya Çevre Eğitim ve Kültür Yardımlaşma Derneği)
Ankara İnanç Özgürlüğü Platformu
Antalya Özgür-Der Temsilciliği/ Başörtüsü Platformu
Bilecik/ Bozüyük Başörtüsü İnisiyatifi
Bursa Mazlumder Şubesi/Başörtüsü Platformu
Derin Düşünce Ekibi (derindusunce.org)
Diriliş Saati Dergisi / Adapazarı
Heda-Der / Konya
İkdam – İslam Dünyası Araştırmaları Merkezi / İstanbul
Konya İnanç Özgürlükleri Platformu
Kur’an Nesli Kültür Merkezi
Küçükçekmece Özgür-Der Temsilciliği / İstanbul
Özgür Yazarlar Birliği
Özgür Eğitim-Sen (Özgür Eğitim ve Bilim Çalışanları Sendikası)
Özgür Eğitim-Sen Tokat Temsilciliği
Ribat Eğitim Vakfı Adapazarı Şubesi
Sakarya Adalet Girişimi Başörtüsü Platformu
Sakarya Dayanışma Derneği / Adapazarı
Tasfiye Dergisi
TOKAD (Toplumsal Dayanışma Kültür Eğitim ve Sosyal Araştırmalar Derneği)
Vahdet Vakfı Adapazarı Çalışma Kolu
Van Hak ve Özgürlükler Platformu
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.