Sokaklarda ilk kez çok sayıda trafik polisi görülürken, hayatı çekilmez hale getiren halk komitelerinin oluşturduğu barikatların sayısında azalmalar gözleniyor. Askerler, Tahrir Meydanı'nda nöbet tutan az sayıdaki göstericiden artık evlerine dönmesini istedi. Ancak, protestocular bunu kabul etmeyerek Mübarek yanlılarını meydana sokmadı. Dün akşam saatlerinde Hüsnü Mübarek'in lideri olduğu Ulusal Demokratik Parti yönetiminin istifa ettiği haberi de göstericileri tatmin etmedi. Her gün yüz binlerce insanı bir araya getirmenin çok zor olduğunu belirten protestocular, Mübarek'in zaman kazanmak için oyalama taktiklerine başvurduğunu belirtiyor.
Bugünü, gösteriler sırasında ölen 300'den fazla kişi için 'Şehitler Pazarı' ilan eden göstericiler, salı ve cuma günleri artık milyon yürüyüşleri düzenleyeceklerini belirtiyor. Hıristiyan cemaatin de meydanda ayin düzenlemesi bekleniyor.
Mübarek'in partisi Ulusal Demokratik Parti'nin üst düzey yönetim kadrosu ise protestoculara karşı bir iyi niyet gösterisi amacıyla dün istifa etti. Yıllarca Mübarek'in yanında siyaset yapan Şûra Meclisi Başkanı ve UDP Genel Sekreteri Safvet Şerif ile partinin siyasi büro şefi Cemal Mübarek, dün görevlerini bıraktı. İstifalar, genel sekreter başkanlığındaki 6 kişilik yönetim komitesini de kapsıyor. İstifa eden diğer isimler Mübarek'in özel kalem müdürü ve en yakın ismi Zekeriyya Azmi, UDP sözcüsü Alaattin Hilal ve partinin seçim koordinatörü Ahmet İzz. Genel sekreterlik ve partinin siyasi büro şefliğine ise yine partinin önde gelen isimlerinden Hüssam Badravi getirildi. Badravi de Mübarek'e yakınlığıyla bilinen isimler arasında. Mısır'ın tüm siyasi mekanizmalarını da bir şekilde kontrol eden ve devletin imkanlarını kullanan UDP'nin son günlerde muhalif göstericilere yönelik gerçekleştirilen saldırıları da organize ettiği öne sürülüyordu. İstifalarla birlikte rahatlıkla harekete geçen parti üyesi yüz binlerin, artık bu gücü arkalarında bulamayacakları ifade ediliyor.
Ancak bu istifalar muhalif grupları tatmin etmedi. Ülkedeki en büyük muhalif hareket olan Müslüman Kardeşler, bu adımı, "devrimi kesme girişimi" olarak nitelendirdi. Muhalefet, Hüsnü Mübarek'e istifa talebinden vazgeçmeyeceğini belirtiyor. Aralarında Mısırlı Nobel Kimya ödüllü Ahmet Züveyl ile Selim el Awa, Amr Şubki ve İbrahim Muallim gibi isimlerin de bulunduğu 'Akil Adamlar'ın Devlet Başkan Yardımcısı Ömer Süleyman ile görüşmesine de karşı çıkan muhalif gruplar, bu tür görüşmelerin yönetimin taktiklerinden biri olduğunu vurguluyor. Süleyman, daha önce yaptığı çağrıda Müslüman Kardeşler de dahil tüm muhalif gruplarla masaya oturmak istediğini belirtmiş, ancak muhalifler, Mübarek'ten emir alan bir isimle bir araya gelmelerinin söz konusu olmadığını bildirmişti. Süleyman'ın Mısır kanunlarına göre yetkileri devralmasının zor olduğunu belirten hukukçular, kanuni düzenlemeler olmadan Mübarek'in yetkilerini devredemeyeceğini vurguluyor. Muhalefet, eylül ayındaki devlet başkanlığı seçimlerine kadar bir geçiş hükümeti altında yapılacak kanuni düzenlemelerle muhalefetin de yer alacağı şekilde seçimlere gidilmesini istiyor. Ancak düzenlenen gösterilere rağmen, rejimin dimdik ayakta durması ve yaşanan belirsizlik, pek çok soruyu da beraberinde getiriyor. Muhalefet ve göstericileri endişelendiren konuların başında ise Amerikan yönetiminin bu süreçte nasıl bir strateji izlediği geliyor. Ortadoğu'daki demokratik değişimden çıkarları zedelenecek olan ABD ve İsrail'in bu süreçte boş durmayacağını öne süren muhalefet, artık kararlarını kendileri vermek istediğini vurguluyor. Ayrıca halkın büyük saygı duyduğu Ömer Süleyman'ın demokratik bir süreç izleyip izlemeyeceği, başta Müslüman Kardeşler olmak üzere muhalefete karşı nasıl bir politika izleyeceği de merak edilen konuların başında geliyor.
PROVOKASYON GİBİ İDDİA
Her gün 310 milyon dolar zarar ettiği öne sürülen Mısır ekonomisi, bugün ciddi bir sınavdan geçecek. Bankaların bugün açılacağı ve ülke ekonomisinin karşılaştığı gerçek zararın net bir şekilde ortaya çıkacağı belirtiliyor. Özellikle yabancı ve yerli şirketlerle halkın paralarını çekmek için bankalara hücum etmesi durumunda ekonominin kâbusu olarak adlandırılan bir panik havasının oluşabileceği öne sürülüyor. Hüsnü Mübarek de dün yeni hükümetin ekonomiden sorumlu bakanlarıyla bir toplantı yaptı. Öte yandan Sina Yarımadası'nda, İsrail ile Mısır sınırı yakınındaki bir doğalgaz borusuna sabotaj saldırısı düzenlendi. Saldırıdan dolayı Ürdün'e giden boru hattında ciddi hasar meydana gelirken, saldırının kim tarafından gerçekleştirildiği bilinmiyor.
Mısır'da bu gelişmeler yaşanırken Amerikan Fox Televizyonu, provokasyon gibi bir habere imza attı. Sansasyonel haberleriyle ünlü televizyon kanalı, dün sabah saatlerinde Devlet Başkan Yardımcısı Ömer Süleyman'a yönelik bir suikast girişiminde bulunulduğu, iki korumasının öldüğünü öne sürdü. Haberde kaynak belirtilmezken, özellikle İsrail basınının bu haberi hemen manşetlerine taşıması da dikkat çekti. Ancak daha sonra bu haber, Mısır kaynaklarınca yalanlandı. Muhalefet, bu tür bir haberin zor günler geçiren Mısır'da gerginliği daha da tırmandırmak ve Süleyman'ı özellikle Müslüman Kardeşler'e karşı kışkırtma amacı taşıdığını öne sürdü.
Mübarek için onurlu bir çıkış yolu aranıyor
Amerikan New York Times gazetesi, Mısır'ın yeni Cumhurbaşkanı Yardımcısı Ömer Süleyman ve komutanların cumhurbaşkanı Hüsnü Mübarek'in yetkisini sınırlandırmayı ve cumhurbaşkanlığı sarayından uzaklaştırmayı hedefleyen çeşitli görüşleri değerlendirdiklerini yazdı. Gazete, üst düzey Amerikalı ve Mısırlı yetkililere dayanarak verdiği haberinde, bu değişik görüşlerin Mübarek'i derhal iktidardan çekilmeye çağırmadığını belirtirken, bunların anayasa değişikliği ve diğer reformlarla ilgili muhalefet temsilcileriyle görüşecek Ömer Süleyman tarafından idare edilecek bir geçiş hükümetinin kurulmasını öngördüğünü bildirdi. Müzakere edilmekte olan bu görüşler arasında, onurlu bir çıkış sağlamak için Mübarek'e Kızıldeniz'deki Şarm El Şeyh'te bulunan ikametgâhına taşınmasının önerilebileceğini yazan Amerikan gazetesi, Cumhurbaşkanı'na her yıl Almanya'da yapılan tıbbi tedavi sürecinin bu kez uzatılabilmesinin de söz konusu olduğunu kaydetti.
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.